Ortanın solu
CHP'nin merkez solda konumlanmasını ve sosyal demokratlaşmasını ifade eden tabir / From Wikipedia, the free encyclopedia
Ortanın solu, CHP'nin politik yelpazede merkez solda konumlandırılmasını ve CHP'nin sosyal demokratlaşma dönemini ifade eder. En başta "ortanın solu" söylemi, İsmet İnönü'nün Kemalizm'i siyasi yelpazede merkez sola koymasıyla başlamış, sonrasında Bülent Ecevit ile beraber Kemalizm ile sosyal demokrasinin kaynaşmasıyla devam etmiştir.[1][2]
1965 genel seçimlerinin hemen öncesinde 29 Temmuz 1965'te Genel Başkan İsmet İnönü, gazeteci Abdi İpekçi'ye verdiği mülakat sırasında CHP'nin çizgisinin "ortanın solu" olduğunu ilk kez dillendirmiştir: "CHP bünyesi itibarı ile devletçi bir partidir ve bu sıfatla elbette ortanın solunda bir anlayıştadır."
İsmet İnönü bu konuda, "Aslında laikiz dediğimiz günden beri ortanın solundayız." demiştir.[3]
Ortanın solu siyasetiyle CHP'yi bürokratik köklerinden, bürokrasi etkisinden koparmayı amaçlanmıştır. Ortanın solu, CHP'nin bürokratik etkiden kurtulup halka açılımıydı.
İçinde yaşanılan dönem iki büyük damardan beslenmekteydi. Bunların ilki 1960'ların özgürlükçü dünyası, diğeri de 1970'lerin Sol-Marksist, literatürde çoğunlukla anıldığı şekliyle söyleyecek olursak, 'işçi sınıfı' radikalizmiydi. Kıta Avrupası'nda olanlarla Türkiye'nin çok kısa bir zaman farkıyla üst üste çakıştığının ve aynı zamanda Türk politik yaşamının yine Batı'dan ne kertede etkilendiğini gösteren bir kanıt da ortanın solu kavramının göreli radikalleşmesidir. Bu, o dönemde yükselen ve hatta durdurulamayan toplumsal taleplerin itkisiyle CHP'yi bir bölünmeye götürecekti. Bu defa Bülent Ecevit, dönüşüme direnen İsmet İnönü'yü devirerek CHP genel başkanı oldu. Bülent Ecevit, genel başkan olmasının ardından 1977 genel seçimlerinde CHP'nin oyunun %41'e çıkmasını sağlayarak "Türkiye'de halkın yüzde 40'ı solda, yüzde 60'ı sağdadır." sözünü yaratmıştır.