Altın Kural
From Wikipedia, the free encyclopedia
Karşılıklılık etiği veya altın kural, diğerlerine karşı adaletin sağlandığına emin olabilmesi için bir kişinin herhangi bir davranışta bulunma hakkı veya sorumluluğu olup olmadığını belirleyen bir etik kuraldır. Aksi yönde eleştiriler bulunsa da, tartışmalı olarak karşılıklılık kavramı, insan haklarının en temelidir.[1] Bu altın kuralın önemli bir öğesi, bu kurala göre hayatını sürdüren bir insanın sadece yakınlarını değil, herkesi göz önüne alarak yaşamaya çalışmasıdır.
Hem olumlu (genellikle "kendine yapılmasını istediğin şeyleri başkasına da yap" şeklinde ifade edilir) hem de olumsuz (genellikle "kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına da yapma" şeklinde ifade edilir) biçimi bulunmaktadır. Benzer biçimler tam olarak birbiriyle aynı değiller ve yapmak istedikleriniz ve buna karşılık kendinize yapılmasını istediğiniz şeylere karşılık karşı tarafında kendisine yapılmasını istediği şeyler noktasında farklılık gösteriyorlar. Olumsuz biçim, olumlu biçimin içerebildiği başkalarından istediğiniz şeyi gerçekten sevip sevmediğinizi kontrol etmeyi doğrudan içermiyor, bu da eleştiriler bölümünde tartışılan kendini düzelten bağlamda altın kural için bir örnek oluşturuyor.
Altın kuralın çeşitli dünya kültürlerinde geniş kökleri bulunmaktadır ve farklı kültürlerin çekişmeleri önlemek için kullandığı bir standarttır.[2] Eski Hint, Yunan ve Çin felsefelerinde yeri vardır. Farklı dini şahsiyetler ve filozoflar farklı şekillerde ifade etmiş olsa da, İngilizce ifadesinde en yaygın biçimi İsa peygambere ithaf edilen Luke İncil'inde geçen şu cümledir: "Başkalarının sana yapmasını istediğin şeyleri başkalarına yap." "Başkalarına yap" kısmı ilk olarak 1567 civarında Katolik ilmihalinde görünmüştür, fakat 1583 baskısında kesindir.[3]