Asteroit kuşağı
From Wikipedia, the free encyclopedia
Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'nde Güneş merkezli ve kabaca Jüpiter ile Mars gezegenlerinin yörüngeleri arasındaki uzayı kaplayan torus şeklinde bir bölgedir. Bu bölgede asteroit veya küçük gezegen olarak adlandırılan çok sayıda katı ve düzensiz şekillerde gök cisimleri bulunur. Tanımlanan nesneler çok farklı boyutlarda olabilir, fakat gezegenlerden çok daha küçüklerdir ve birbirlerinden ortalama olarak bir milyon kilometre (veya altı yüz bin mil) uzaklıklarda bulunurlar. Bu asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki diğer asteroit popülasyonlarından ayırt edilebilmesi için ana asteroit kuşağı veya ana kuşak olarak da adlandırılır.[1]
|
|
Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki bilinen en küçük ve en içteki çöküntü çemberidir. Diğer bölgelerdeki küçük Güneş Sistemi cismi sınıfları; Dünya'ya yakın cisimler, centaurlar, Kuiper kuşağı cisimleri, dağınık disk cisimleri, sednoidler ve Oort bulutu cisimleridir. Ana kuşak kütlesinin yaklaşık %60'ı, Ceres, Vesta, Pallas ve Hygiea adlı dört büyük asteroitte bulunur. Asteroit kuşağının toplam kütlesinin, Ay'ın kütlesinin yaklaşık %3'ü kadar olduğu tahmin edilmektedir.[2]
Asteroit kuşağında cüce gezegen olabilecek kadar büyük tek cisim olan Ceres'in çapı yaklaşık 950 km iken Vesta, Pallas ve Hygiea'nın ortalama çapları 600 km'den azdır.[3][4][5][6] Geriye kalan cisimler bir toz parçası büyüklüğüne kadar çeşitlilik gösterir. Asteroit malzemesi o kadar seyrek dağılmıştır ki birçok mürettebatsız uzay aracı sorunsuz bir şekilde aralarından geçmiştir.[7] Buna rağmen büyük asteroitler arasında çarpışmalar meydana gelir ve benzer yörünge özellikleri ve bileşimlere sahip asteroit aileleri oluşabilir. Kuşak içindeki bireysel asteroitler, spektrumlarına göre kategorize edilir ve çoğunluğu karbonlu (C-tipi), silikatlı (S-tipi) ve metal zengini (M-tipi) olmak üzere üç temel gruba ayrılır.
Asteroit kuşağı, ilkel güneş bulutsusundan, öngezegenlerin daha küçük öncülleri olan bir grup gezegenimsiden oluşmuştur.[8] Bununla birlikte Mars ile Jüpiter arasında, Jüpiter'den kaynaklanan kütleçekimsel tedirginlik nedeniyle gezegen oluşturabilecek yığılma engellenmiş[8][9] ve çarpışan gezegenimsiler ile çoğu yeni oluşmaya başlamış olan öngezegenler, aktarılan kinetik enerjiyle parçalanmıştır. Sonuç olarak, asteroit kuşağının orijinal kütlesinin %99,9'u Güneş Sistemi'nin tarihindeki ilk 100 milyon yıl içinde kaybedilmiştir.[10] Bazı kırıntılar, sonunda iç Güneş Sistemi'ne girmenin bir yolunu bulmuş ve iç gezegenlerle göktaşı çarpışmalarına yol açmıştır. Asteroit yörüngeleri, Güneş etrafındaki dönüş periyotları Jüpiter ile yörüngesel rezonans oluşturduğunda kayda değer ölçüde tedirginlik yaşamaya devam ediyor. Bu yörünge mesafelerinde, diğer yörüngelere doğru sürüklenirken bir Kirkwood boşluğu oluşur.[11]