![cover image](https://wikiwandv2-19431.kxcdn.com/_next/image?url=https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/e/ed/Kepler-452b_artist_concept.jpg/640px-Kepler-452b_artist_concept.jpg&w=640&q=50)
Sarı cüce sistemlerinin yaşanabilirliği
From Wikipedia, the free encyclopedia
Sarı cüce sistemlerinin yaşanabilirliği, sarı cüce yıldızlara ait ötegezegenlerin yaşama uygunluğunu tanımlar. Bu sistemler, K-tipi yıldızlara ait olanlar ile birlikte canlı organizmaları barındırmak için en uygun sistemler olarak kabul edildikleri için bilim camiasının araştırma konusudur.[1]
![Thumb image](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/e/ed/Kepler-452b_artist_concept.jpg/640px-Kepler-452b_artist_concept.jpg)
Sarı cüceler, Güneş gibi 0,9 ile 1,1 M☉ arasında kütlelere ve 5000 ile 6000 K arasında yüzey sıcaklıklarına sahip ana dizinin G-tipi yıldızlarını oluşturur.[2][3] Samanyolu Galaksisinde en yaygın üçüncü ve yaşanabilir bölgenin ultraviyole yaşanabilir bölge ile tamamen örtüştüğü tek galaksilerdir.[2][4]
Daha büyük kütleli ve parlak yıldızlarda yaşanabilir bölge daha uzakta olduğu için, ana yıldız ile bu bölgenin iç kenarı arasındaki mesafe sarı cücelerde kırmızı ve turuncu cücelere göre daha fazladır.[5] Bu nedenle, G-tipi yıldızların bu bölgesinde bulunan gezegenler, oluşumlarından sonra meydana gelen yoğun yıldız emisyonlarından korunurlar ve yıldızlarının kütleçekimsel etkisinden daha küçük yıldız kütlelerine ait gezegenler kadar etkilenmezler.[6][7] Bu nedenle, bu tür yıldızların yaşanabilir bölgesindeki tüm gezegenler gelgit kilitleme sınırını aşar ve bu nedenle dönüşleri yörüngeleriyle senkronize olmaz.[7]
Sarı bir cücenin yörüngesinde dönen Dünya, gezegensel yaşanabilirliğin bilinen tek örneğini temsil ediyor. Bu nedenle, ötegezegenbilim alanındaki asıl amaç, Güneş'e benzer bir yıldızın etrafında büyüklük, ortalama sıcaklık ve konum gibi temel özelliklerini karşılayan bir Dünya analog gezegeni bulmaktır.[8][9] Bununla birlikte, teknolojik sınırlamalar, onları yıldızlarından veya yarı ana eksenlerinden ayıran mesafenin bir sonucu olarak, geçişlerinin sık olmaması nedeniyle bu nesnelerin bulunmasını zorlaştırmaktadır.[10]