En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları
Akşemseddin
Türk alim ve tıp insanı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Remove ads
Ak Şemseddîn (1389, Şam - 16 Şubat 1459, Göynük), asıl adı ile Mehmed Şemseddîn, çok yönlü Türk âlim, tabîb ve ''Şemsiyyeyi Bayramiyye'' isimli Türk tasavvufunun, Türk tarikatının kurucusu. Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed'in hocası olarak bilinmektedir.
Remove ads
Hayatı
Özetle
Bakış açısı
Şeyh Hamza'nın[1][2] oğlu olarak, 1389 yılında Şam'da doğmuştur. Şeyh Hamza, ailesiyle beraber Amasya'ya gelen küçük Mehmed Şemseddîn'i yetiştirmiştir. Rivayetlere göre Ak Şemseddîn'in soyu, baba tarafından Ebu Zerr Gifari'ye dayanmaktadır.[3] İlk tahsilini babasından alan Ak Şemseddîn'in 7 yaşında hafız olduğu öne sürülmektedir. Ailesiyle birlikte Çorum ilinin Osmancık kazasının Sarpın Kavak köyüne yerleşmiştir. Babasının vefatından sonra Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitimini tamamlayan Ak Şemseddîn, Osmancık Medresesine müderris oldu. Ak Şemseddin ayrıca, tıbba ve eczacılığa merak sararak tıp ilmini öğrendi. Daha önceden Seyyid Abdülkâdir Geylânî, İmam-ı Gazali ve Muhammed Celaleddin-i Rumi gibi örneklerinde görüldüğü gibi, ilim tahsili ile tatmin olmayan Ak Şemseddîn, irfan tahsili için müderrisliği ve medreseyi terk etti. Tasavvufa olan ilgisinden dolayı, Ak Şemseddîn önce İran'ı dolaştı ama umduğunu bulamadığı için yeniden Anadolu'ya dönmek zorunda kaldı.[4] Anadolu'da ise, Ak Şemseddîn'e Ankara'da bulunan Hacı Bayram Veli'yi tavsiye ediyorlar ve şöyle diyorlardı:
“ | Kazandığın şu zahiri ilmini mana ilmiyle, bilgini aşk ile, akıl vergisini kalp ve gönül vergisiyle tamamlaman gerek. Bu da yalnız olmaz. Sana bir mürşit lazım. Kalk Ankara'ya git. Orada Hacı Bayram Veli'ye müracaat et. O seni tamamlasın, bütünleşin. Sen bu dünyaya lazım bir insansın.[5] | „ |
Ankara'ya giden Akşemseddin, Hacı Bayram Veli'nin öğrencilerinin nefislerini kırmak, fakirlere yardım etmek ve yoksullara ikramda bulunmak için de olsa cer ve yardım kabul etmesi, çarşı pazarda devran yaptırması gibi hallerinden hoşlanmadığı için Ankara'dan ayrıldı ve başka bir mürşid aramak için Halep'e gitti.[6][7] Halep'te bir gece rüyasında boynuna bir zincirin takılmış olduğunu, zincirin diğer ucu Hacı Bayram Veli'nin elinde ve kendisini Ankara'ya doğru çektiğini gördü.[8][9] Bunun üzerine yeniden Ankara'ya döndü.[10][11] Hacı Bayram Veli'nin yanında özel ilgi ve sıkı bir riyâzet ve mücâhadeye alınan Akşemseddin, kendisine gösterilen bu ihtimamı en iyi şekilde değerlendirdi. Kısa süre tasavvufun bütün yollarını ve inceliklerini öğrenen Aksemseddin, bu başarısından dolayı Hacı Bayram Veli'den icâzet aldı ve hilafet tacı giydirildi. Bunun sonrasında Hacı Bayram Veli'den aldığı izinle Ankara'dan ayrıldı ve Beypazarı'na yerleşti. Beypazarı'nda büyük bir şöhret bulan Akşemseddin, kısa bir süre sonra oradan da ayrılır ve İskilip'e yerleşir. İskilip'ten de yine aynı kesrete düşme sebebiyle ayrılır ve Bolu'nun Göynük ilçesine yerleşir. Göynük'te de yine bir değirmen ve mescid inşa ettirip, kendi çocuklarının tahsil ve terbiyesi ile meşgul olmuş, diğer taraftan mevcut eserlerini yazmış ve yedi kere hacca gidebilme imkânı bulmuştur. Akşemseddin'in on iki evladı olduğundan bahsedilmekte ise de[2] mevcut diğer kaynaklarda sadece on çocuğundan söz edilmektedir.[12]
İstanbul'un Fethi
Ak Şemseddîn'in asıl ünü, 2. Murat'ın emri ve isteğiyle 2. Mehmed'in hocalığına tayin edilişiyle başlamıştır. Ak Şemseddîn, 2. Mehmed'e danışmanlık yapıp İstanbul'un fethine katkıda bulunmuştur. Ak Şemseddîn çocukları, öğrencileri ve müritleriyle birlikte fetih ordusuna katılmışlardır.[13] Ak Şemseddîn İstanbul kuşatmasının en kritik günlerinde 2. Mehmed'e bir mektup yazmıştır.
2. Mehmed,Ak Şemseddîn ile İstanbul'a girişte şehir halkı tarafından karşılanıyor, şehir halkı Ak Şemseddîn'i 2. Mehmed sanıp ona çiçekler uzatılıyor. Ak Şemseddîn ise "Padişah ben değilim!" diyerek yanındaki Fatih Sultan Mehmed'i gösteriyordu. 2. Mehmed ise "Hünkar benim ama, o benim hocamdır. Çiçekler ona layıktır!" sözüyle tebessüm ediyordu.[14] 2. Mehmed, İstanbul'un fethinin ardından Ayasofya'da hutbesini tamamladıktan sonra, minberden indi ve Ak Şemseddîn'i imâmete geçirdi. Böylece Ak Şemseddîn, fethin ilk Cuma namazını kıldırmış oldu.[15] Ayrıca Ak Şemseddîn, fetihten sonra 2. Mehmedin isteği üzerine Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin kabrini tespit ettiği rivayet edilir.[16][17][18]
Ölümü

Ak Şemseddîn, fetihten sonra, 2. Mehmed'in ısrarına rağmen İstanbul'da kalmak istemedi, Göynük'e çekildi ve 16 Şubat 1459 yılında, 70 yaşında öldü.
Remove ads
Ak Şemseddîn Ve Tıp
Kaynaklarda Ak Şemseddîn'in tıp ilmini kimden ve nasıl öğrendiğine dair net bir bilgi yoktur. Bununla alâkalı İskoç oryantalist Elias John Gibb ''History of Ottoman Poetry'' adlı eserinde, Ak Şemseddîn'in tıp alanındaki ilmini, Hacı Bayram Veli ile beraber olduğu yıllarda elde ettiğini kaydetmekte ve kendisinden âlim ve mübarek bir kimse diye söz etmektedir.[19]
Sadece beden hastalıklarının değil, aynı zamandan ruh hastalıklarının da hekimi olan Ak Şemseddînin ruh hastalıklarını da tedavi ettiği belirtilmektedir.[20][21][22][23][24]
Remove ads
Eserleri
- Risâletu'n-Nûriye
- Halli Muşkilât
- Makâmâti Evliyâ
- Kitâbu't-Tib
- Mâddetu'l-Hayat
- Def'u Metâin
- Nasîhatnâme
Kaynakça
Wikiwand - on
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Remove ads