En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları
Hırtsıjıqo Ale
Çerkes komutan Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Remove ads
Hırtsıjıqo Ale Cançat (Adigece: Джанчат Хъырцыжъыкъо Алэ, romanize: Cançat Xırtsıjjıqo Âlə),[a][2][3] Çerkes komutan, asker ve soylu. Rus-Çerkes Savaşı'nda yer almıştır.[4][5][6][7][8]
Remove ads
Biyografi
Özetle
Bakış açısı
İsim
Ale'nin soy adı Cançat olup aile adı Hırtsıjıqo'dur. Edmund Spencer'in kitabında "Hirsiz Sultanoglu" olarak geçmektedir.[9]
İlk yılları
Çerkesler tarihlerini yazmadıkları ve tüm bilgiler dış geldiği için Ale'nin erken yaşamı hakkında pek bir şey kaydedilmedi. Kaynaklar, Çerkesya'nın Abzah bölgesinin Şah köyünde doğduğunu ve soylu sınıftan olan Cançat sülalesinin Hırtsıjıqo koluna mensup olduğunu belirtiyor. Doğum tarihi bilinmemektedir ancak 1776 tarihinde Don Kozakları'na karşı düzenlenen bir sefere henüz genç bir delikanlı olarak katıldığı kayıtlarda geçmektedir.[10]
Rus-Çerkes Savaşı
Ünlenmesi

Ale katıldığı savaşlarda askerî başarılarıyla ünlendi.[10] Ğış Nuh, onu şu şekilde tarif etmiştir:[10][12][13]
Hırtsıjıqo Ale ve yakın arkadaşlarının en belirgin özellikleri kin ve intikam değil, cesur ve şakacı olmalarıdır. Hayatlarında yiğitlik ve şakalar o kadar iç içedir ki, bilmeseniz düşmanla oynuyorlar zannedersiniz. Korku denen şey akıllarına gelmez, hareketlerinde de görülmez. Hedeflerine ulaşmada bir sorunla karşılaştıklarında, arkadaşlarından biri her zaman bir çıkış yolu bulur. Hırtsıjıqo Ale, yönetici ve komutan olarak her zaman ön plandadır. En zor işleri yönetir. Arkadaşları da yanındadır. Onu dikkatle izlerler ve yiğitlik söz konusu olduğunda ondan geri kalmazlar. Ale savaşta askerlerine komuta ederken, arkadaşları da bu arada büyük bir sorunla uğraşır.
Çerkes bayrağını dalgalandırması
1830 yılında Seferbiy Zaneqo tarafından Çerkes bayrağı tasarlandı.[14][15] 1836'da bayrağın ilk kopyası Çerkesya'ya ulaştığında Nur Muhammed Hağur tarafından teslim alınarak günümüzde Soçi'de bulunan Geş vadisine getirildi. Burada tüm Çerkes vilayetlerinin reisleri toplanarak bayrağı kabul ettiler ve komutan Hırtsıjıqo Ale bayrağı ilk defa Çerkes toprağına diken kişi oldu.[9][16][17]
Zass ile düşmanlıklar
1833'te Grigori Zass, Rus-Çerkes Savaşı'nın başkomutanı olarak atandı ve tam yetki sahibi olarak Kuban hattına geldi.[18] Zass Çerkeslere olan nefretiyle ünlüydü[19] ve arkadaşlarına gönderdiği mektuplarda Çerkes sivilleri katledişiyle övünüyordu.[20][20] Sözlü kaynaklara göre Zass'ın ana karargahı Prochnyi Okop kalesindeydi. Zass'a darbe vurmak isteyen Hırtsıjıqo Ale, Çerkes ordusundan yoldaşlarıyla birlikte bu üsse saldırarak General Zass'ın kızını kaçırdı. 3 yıl sonra Zass'a kızını iade edeceklerini bildiren bir mektup göndererek teslim yeri ve şartları konusunda anlaştılar.[15][21][22] Çerkes arabulucular belirlenen saatte geldiler ve Çerkes kıyafetleri giymiş kızı attan alıp babasına teslim ettiler. Kız, babasını Çerkesleri bağışlaması için ikna etti ve her iki taraf da üslerine döndü.[15][21][22]
Rus birliklerince kuşatılması
1820'li yıllarda Hırtsıjıqo Ale ile Ajceriyiqo Kuşuk, arazide konaklarken Rus ordusu tarafından çevrildiler. Sabah olduğunda, kuşatmayı yarmayı başardılar Sayım yapıldığında tüm arkadaşlarının sağ olduğunu gördüler, ancak Ajceriyiqo'nun hizmetkârı yoktu. Ale, Rus birliğine gidip hizmetkârı kurtardı ve böylece hiç zayiat vermeden kuşatmadan kurtuldular.[23]
Ölümü
Eylül 1836'da, Şapsığlar ve Hajret[b] Kabardeylerinin de dahil olduğu 2.000 kişilik (1.200'ü kan yemini etmiş[c]) Abzeh ordusu, Hırtsıjıqo Ale ve oğlu Hasan komutasında bir baskın düzenlemek üzere toplandı.[1][23][24] General Zass'ın ajanları bu kararı öğrendiğinden dolayı Zass'ın ordusu Çerkesleri takip etmeye başladı. Çerkeslerin Batalpaşinsk'e baskın yapmayı planladıkları haberi geldiğinde, Zass, Batalpaşinsk'in çevresindeki geçitleri gizlice kuşatmıştı. Ancak Çerkesler takip edildiklerini anlayınca aniden bu baskından vazgeçip, 800 kişiyle Kuban Nehri'ni geçtikten sonra 100 kilometre uzaklıktaki Kislovodsk yakınlarında bir Rus karakoluna 6 Eylül'de saldırdılar. Saldırıda Rus askerlerini öldürdükten sonra, 5 esir ve 20 at arabası dolusu ganimetle köylerine dönmeye başladılar.[1][24]
Bu sırada Ruslara sadık olan 200 Çerkes ve Nogay, Rus ordusuna katılıp Rus ordusunu kestirme yollar kullanarak Çerkes ordusunun geçeceği nokta olan Küçük Zelençuk Nehri'ne yakın bir yere ulaştırdılar.[24][25] 8 Eylül sabahı Çerkes ordusu yaklaşıyordu ve Ruslar çatışmaya hazırlanmaya başladı. Çerkeslerin Rus ordusunu 3 kilometre mesafeden fark etmesiyle çatışmalar başladı. Ruslar tepeye konuşlandırdıkları 1 topla Çerkeslere ateş açıyordu ve bu durum Çerkeslerin nişan almasını zorlaştırıyordu.[24] Topun olduğu tepenin alt kısımlarında Rus keskin nişancıları yer almıştı. Her iki taraf da salvo ateşinden sonra otların arasına siper püskürtülüp geri çekildiler ve ateş etmeye devam ettiler.[24]
Tüm bu sırada, Rus hattı ilerlemiş ve Çerkeslerden 5-6 kişilik bir grup, keskin nişancıların karşısındaki kayalık yamaca ulaşmıştı. Grup, Rus hattının içinde kaldığından Kozakları rahatsız ediyordu. Grup içerisinde cüsseli, uzun gri sakallı, yaşlı ve iyi giyimli olarak tanımlanan Hırtsıjıqo Ale de vardı ve her atışı isabet ediyordu. Subay Kornet (Mazan) Kokov, Ale tarafından vurulunca ona doğrudan ateş açıldı ve Ale birden fazla kez ağır isabetler aldı. İki taraf da onun kim olduğunu fark etmişti. Tüfeğini tekrar kaldırmaya çalışırken dengesini kaybedip tüfeğini kayalara düşürdü ve kendisi de uçurumdan düştü. Düştükten sonra tekrar ayakta durmaya çalışıp düşman eline geçmemesi için kılıcını ve tabancalarını kayalara vurarak kırmaya çalıştı. En sonunda bilincini kaybedip, son bir çöküşle Kozakların arasına düştü.[24] Ale'nin yakın silah arkadaşları, hayatta olan tek oğlu ve oğlunun atalıkı da yamaca açılan tüfek ateşi sırasında vurulup ölmüşlerdi.[24]
Bu olurken bir dakika boyunca kimse ateş açmadı. Ale'nin cesedi düşmeden hemen önce Çerkesler sırtlarında tüfek, ağızlarında çekilmiş kılıçları ve ellerindeki tabancalarıyla öfke içinde savaş naraları atarak Kozaklara doğru koşarak saldırmaya başladılar.[24] Kozaklar panik içinde geri çekilmeye başladı. Birkaç Çerkes, Ale'nin cesedini haykırışlar içinde yerinden kaldırdı. Bu sırada Rus keskin nişancılar kayalıklardan inerek Çerkesleri kuşattı. Kozaklar bu durumu fark edince geri çekilmeyi durdurdu. Etrafı sarılı olan Çerkeslerden çok azı çıkabildi ancak Ale'nin naaşını kurtardılar.[24]
Çerkesler, düşmanın eline geçmemesi için atlarının eyerlerini çıkardıktan sonra onları öldürüp Ale'nin naaşıyla birlikte dik yamaçları tüfek ateşi altında hızla tırmandılar ve en yüksek tepede, Hırtsıjıqo Ale'nin naaşı etrafında toplandılar.[24] 3 saatlik muharebede Çerkesler—Ale dahil—bazı kaynaklara göre 41 kişi kaybetti ve ölenler aynı yerde gömüldü.[23][25]
Rus kaynaklarına göre Rus ordusunun kaybı şuydu; Teğmen Kokov öldü, 7 subay yaralandı, 8 asker öldü, 24 asker yaralandı ve Çerkeslerin aldığı 4 esir kurtarıldı.[1]
Çerkes versiyonuna göre ise Hırtsıjıqo Ale bu muharebede keskin nişancılık yaparak değil, at üstünde savaşırken öldürüldü.[26] Çerkeslerde önemli bir savaşçı öldükten sonra, mezarına savaşçının tamgası işlenmiş renkli bir bayrak dikilirdi.[27] Hırtsıjıqo Ale'nin ağıtında geçtiğine göre Nalihan adlı bir kadın, Ale öldükten sonra ona mezar bayrağı yapmıştır.[26]
Remove ads
Mirası
Özetle
Bakış açısı
Şarkılar
Hırtsıjıqo Ale hakkında birden fazla kültürel içerik kaydedilmiştir. Hırtsıjıqo Ale'nin öldüğü seferi anlatan bir ağıtın Türkçe'ye çevirisi:[26]
Kuban Nehri'nin havzasından çıkıyoruz.
Bu yalın tepeye geri dönüyoruz.
Şenemıra Kalesi'ni yağmalıyoruz.
Dönüşümüzde süvarilerin arkasında kaleydi (o).
İleriye baktığımızda sis toplanıyor.
Ardımıza baktığımızda atlılar birbirini deviriyor.
Beni "Küçük Tehlike" diye çağırıyorlar.
Kardeşlerin birliği olarak [lidersiz] kalıyoruz.
Su kestanelerinin olduğu yerde yolumuzu arıyoruz.
Kutup Yıldızı'yla geri dönüyoruz.
Bu dünyada eve beraber dönemedik.
Ahiret evine dönüyor olacağız.
"Arkada kale olmak" ifadesi, geleneksel Çerkes şarkılarında sıkça kullanılan bir tabirdir. Bu ifade, ordunun seferden dönüşü sırasında, geriden gelebilecek düşman saldırılarına karşı koruma sağlayan, ordunun arkasında mevzilenmiş kahramanı tanımlamak için kullanılır.[28] Aşağıda yer alan şarkılar, ağıt niteliğindedir ve Ale'nin öldüğü seferi, Çerkeslerin bakış açısından anlatır.[26]
1844'te yazılan Kafkasya’da Dönen Dolaplar adlı romanda Ali-Karsis olarak geçmektedir. Roman, Kafkasya'daki durumu ve Çarlık yönetimini gerçekçi şekilde yansıttığı için yasaklanmış, nüshaların çoğu imha edilmiştir.[29]
Remove ads
Notlar
- "Kan yemini," düşmana karşı gerçekleştirecekleri saldırılar için strateji belirlemek amacıyla bir araya gelinen bir toplantıda, hayat ve ölüm üzerine ettikleri kutsal bir ant içme geleneğidir. Bu ant, savaşta ölenlerin cesetlerini vatan topraklarına geri götürmeyi ve kaybedilenlerin mal varlıklarını hayatta kalanlar arasında paylaşmayı içerir. Toplantı sonrasında, katılımcılar belirledikleri hedeflere saldırarak ganimetle birlikte dağlara geri dönerler.
Kaynakça
Wikiwand - on
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Remove ads