Loading AI tools
Bilecik ilçesi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Gölpazarı, Bilecik ilinin bir ilçesidir.
Gölpazarı | |
---|---|
Bilecik'in Türkiye'deki konumu | |
İlçe sınırları haritası | |
Ülke | Türkiye |
İl | Bilecik |
Coğrafi bölge | Karadeniz Bölgesi |
İdare | |
• Kaymakam | Efecan Şahin[1] |
• Belediye başkanı | Hayri Suer (AK Parti)[2] |
Yüzölçümü | |
• Toplam | 686 km² |
Rakım | 550 m |
Nüfus (2018) | |
• Toplam | 10.591 |
• Kır | 3,371 |
• Şehir | 6.092 |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (TSİ) |
Posta kodu | 11700 |
İl alan kodu | 0228 |
İl plaka kodu | 11 |
Resmî site Belediye |
Osmanlının kuruluşunda hizmetleri geçen Gazi Mihal önemlidir. Hâlen Gazi Mihal adı bir ilkokulda ve ilçe hamamında yaşatılmaktadır. İlçede hava şehitlerinden pilot yüzbaşı Cengiz Topel adına yaptırılan bir ilkokul daha bulunmaktadır.
Çanakkale Savaşları'na birçok gencini gönderen ve kaybeden halk, Türk Kurtuluş Savaşı'nda ise Sakarya Nehrinin aşırı yükselmesi neticesinde düşman işgaline uğramamıştır. Yöredeki yerli halka Manav ve macirlar da denilmektedir.
Üyükler, Kocakamalar, Bölükbaşılar (Sütçüler), Köseler, Ayazlar, Eyüpağalar, Alapanlar, Keskinağalar, Hacımollalar, Kayalar, Kazımağalar, Kadıoğulları ve Karaşükrüler geçmişten günümüze uzanan başlıca aile lakaplarıdır. Bilecik ilçe merkezine yakın olması ve ekonomik yetersizliklerden dolayı ilçe göç vermektedir.
İl Özel idaresinin Kalkınma Planlarında Yenipazar ilçesi ile birlikte, tarımsal bölge olarak ayrılan ve Kırsal Kalkınma bandında yer alan ilçede tarımsal çeşitlilik artmaktadır. El değiştiren topraklar ile birlikte ilçede yabancı yatırımcılar faaliyet göstermeye başlamışlardır. Ekolojik tarım için fırsatlar sunan ilçede yabancı yatırımcılar pozisyon almaktadırlar.
Temiz su kaynakları ve toprak zenginliği ile 150 metreden 800 metreye kadar rakımda farklı biyoçeşitliliğe sahip ilçede ekolojik tarım gelişme göstermektedir. Ekolojik hayvancılık geniş meralara sahip ilçede önemli bir fırsattır.
Bölgenin antik çağ geçmişi ile ilgili en önemli bilgilere; “Bithynia (Bitinya)” bölgesi ile ilgili yazılan eserlerin ilgili bölümlerinden, Orta Çağ ve sonrası bilgilere ise Osmanlı, Bizans ve Cumhuriyet dönemi tarihçilerinin eserlerinde yer alan paragrafların satır aralarından öğrenebilmekteyiz.
Bölge; tarih öncesinde çok çeşitli uygarlıklara (Luwiler, Hititler, Frigler, Lidyalılar, Tracklar, Persler, Romalılar, Abbasiler, Bizanslılar, Selçuklular ve son olarak Osmanlılar) ev sahipliği yaptığı yazılıp çizilmiştir. Bölgenin; erken dönemde Bitinya krallığının, erken ve geç Roma dönemlerinde Roma İmparatorluğuna bağlı (Bizans dâhil) Bitinya Eyaleti'nin, 1326 tarihinde ise Osmanlı devleti Hüdavendigar Livasına bağlı bir kaza olarak tarih sahnesinde yerini aldığını hatırlatmış olalım.
M.S. 1000'li yıllara kadar bölge hakkında bilgi veren kaynaklara ulaşılmakta iken, M.S. 1000-1300'lü yıllar arasında yeterli kaynak olmadığından bölge tarihi tam olarak aydınlatılamamıştır. Bölge bu tarihlerde çok sık el değiştirdiğinden ve yoğun Türkmen göçü nedeniyle tarihçilerimiz bu dönemi “black hall” yani kara delik olarak tanımlamaktadırlar. 1400'lü yıllardan günümüze gelene değin tek başvuru kaynağımız ise Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Arşiv kayıtları olmuştur. Bölge ile ilgil Osmanlı arşiv kayıtlarının çoğunun günümüz Türkçesine çevrilmemesi, bölge hakkındaki bilgilerin bakir kalmasına neden olmuştur. 2020 yılını uğurladığımız şu anlarda dahi bölgede herhangi bir kazı çalışması yapılmamış, bölge tarihi yapıları definecilerin ve mermer maden ocaklarının ellerine terk edilmiş durumdadır.
Günümüz Gölpazarı ve yöresini çevreleyen komşu ilçelere baktığımızda her birinin antik çağdan süre gelen bir isminin olduğunu ve bu isimlerin sonradan bazen evirilerek bazen de yeni bir isimle Türkçe yer adlarına dönüştüğünü görmektesiniz.
İlçe merkezi resmi adı ile Gölpazarı (?); kuzeyden Sakarya ilinin Geyve (Kabaia) ve Taraklı (Dablais), doğudan Bilecik ilinin Yenipazar (Xirka), güneyden İnhisar-Harmankaya (Prminios)[3] ve Söğüt (Thebasion), batıdan ise Bilecik (Agrilium-Belokome-angelokome) merkez ilçesi ve Osmaneli (Leukai), ilçeleriyle çevrilidir.
Gölpazarı ovasını çevreleyen tüm ilçelerin antik çağda kullanıla gelen isimleri olmasına rağmen Bizans'ın son dönemlerinde ve Osmanlının kuruluş yıllarında bölgede bir tekfurluğun ve leblebici (Löblüce)[4] isimli bir hisarın olduğunu bildiğimiz günümüz Gölpazarı bölgesinin antik çağda kullanılagelen ilk ismi nedir? Bu bölgede yaşayan yerli halk bölgeyi hangi isimle anıyordu? Soruları aklımıza takılagelmiştir.
Bu soruların cevaplarını bulmaya çalışmadan önce tarih öncesi antik çağ üzerine bölgede çalışma yapmış bir bilim insanımızın makalesine yer verelim.
Arkeologlar tarafından Gölpazarı ve civarında bulunan höyüklerde yapılan kazı çalışmalarında elde edilen kap kacak vs. gibi eşyalar bölge antik çağ öncesi tarihini yeterince aydınlatmıştır.
Gölpazarı Ovası, beşeri ve ekonomik bakımdan da değişik özelliklere sahiptir. Ovanın yerleşim tarihi oldukça eskilere uzanmaktadır. Arıcaklar Köyü kuzeyindeki bir höyükten elde edilen bilgilere göre Hitit, Frig ve Roma dönemlerinde bu sahada yerleşim olduğu anlaşılmaktadır.
Dr. İ. Kılıç Kökten tarafından 1951 yılında bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar esnasında elde edilen bulgular aslında bölgede çok eskiden beri süre gelen yerleşimin mevcut olduğunu kanıtlamaktadır.
“Hüyük köyü ve Gölpazarı çevresi araştırmalarına geçiyorum. Hüyük köyünün bulunduğu ve bu küçük ovada, kayalıklı bir tepe yanında “Zincirlikuyu” adında bir Hüyük daha tespit ettim. Bu yeni höyüğün üzerinde Bakır, Hitit ve Frig devirlerini kolayca açıklayan çanak çömlek kırıkları görüldü. Kısa bir araştırmadan sonra etrafı fundalık, küçük bir dağ geçidi (Bel) aşarak Gölpazarı ovasına indim. Ovanın ortasında “Yassı”, Kuzeydoğu ucunda “Arıcaklar” adını taşıyan iki büyük Hüyük daha tespit ettim. Kurşunlu köyü önündeki iki tepenin de Hüyük olması çok muhtemeldir. İsimleri verilen bu iki Hüyük üzerinden, Bakır, Hitİt, Grek-Roma devrine ait çok tipik çanak çömlek parçaları toplanmıştır. Bu arada Frig devrini açıklayan izlerde müşahede edilmiştir. Aracaklar höyüğü üzerinde ele geçirilen bronz bir külçe, demir bir ok ucu bu vesikalar arasındadır". Gölpazarı ovasın etrafındaki dağlarda Tümülüslerin arttığı görülmektedir. Ovayı kuzey yönden çevreleyen kalker kayalıklar içeresindeki tabii ve yapma mağaraların bir kısmı araştırılmıştır. Gölpazarı kasabasının içinde mevcut mermerden yapılmış klasik çağa ait olduğu anlaşılan sütun ve başlık parçaları okulun bahçe duvarı dışında bırakılan mermer bir aslan heykeli dikkatimi çekmiştir”.[5]
Dr. İ.K. Kökten'in “Gölpazarı ovası etrafındaki dağlarda Tümülüslerin arttığı görülmektedir” ifadesi çok ilginçtir. Bu ifade bize asıl yerleşimin bugünkü ilçe merkezinin konuşlandığı ova da değil de, dağ kısımlarında olduğunu gösteren yorumlanmaya değer bir ayrıntı özelliği taşımaktadır.
Erken Roma çağına geldiğimizde ise, D. French tarafından kaleme alınan “Küçük Asya'daki Roma Yolları ve Mil Taşları” isimli kitapta geçen ifadeler, Dr. İ. Kılıç Kökten'in bu sözlerini doğrulamaktadır. Zira bu kitaptan alıntı yaptığımız ufak bir paragraftan günümüz Gölpazarı ve yöresinin öneminin M.S. 82 yıllarına kadar gittiği anlaşılmaktadır.
“İstanbul'dan başlayarak Kudüs'te son bulan, M.S. 82 yıllarında yapıldığı anlaşılan Romalılara ait “Hacı Yolu” da Gölpazarı Ovasını kat etmektedir”.[6]
İngiliz yazar D. French tarafından kaleme alınan bu kitap, bizleri Gölpazarı'nın ilk ismine belki götüremedi (günümüz Gölpazarı ve yöresinin en eski yer adına ulaşmamıza öncülük etmiştir.) ama Gölpazarı ovasının M.S. 8 Yy. da Roma hacıyolu güzergâhı üzerinde yer aldığını kanıtlamış oldu. Roma Hacıyolu, Gölpazarı ovasını bir uçtan bir uca kat etmekte olup, bu güzergâhlar sırasıyla Medetli-Üyük-Karaağaç-Dikenli Boğaz- Beşevler (Damlar Mevkii)-Mezarlık-Çımışkı, Doğancılar, Göz açanlar ve Sarı hacılar Köyleridir.
Romalılar; yönetimleri altına aldıkları yerlerde, bir bölgeden diğer bir bölgeye seyahat ederken, kendilerine has bir yöntem geliştirmişler. Bu yöntem “Mil Taşları” imiş. Mil Taşı, Romalılar döneminde yollara dikilen, yolun yönünü ve merkeze uzaklığını gösteren taşlara verilen isimlerdir. Kilometre taşı olarak kullanılan bu taşlar yuvarlak beyaz mermerden yapılmışlardır. Bazı Roma mil taşlarının üzerinde dönemim Roma İmparatorunun ve yöneticilerinin (vali) isimleri yazılıdır. Romalılar, her 1,6 km'de bir belirledikleri yol güzergâhları üzerine bu taşları dikerek, gidecekleri yerlere yön vermişler. Aslında bu taşları günümüz trafik yol işaretlerinin atası olarak görebiliriz.
Romalılar; bölgeler arasında geçiş güzergâhı olarak kullandıkları Roma yollarının haricinde, bunlara ilave olarak iki adet hacıyolu güzergâhı belirlemişlerdir.
D. French'e göre ilk hacıyolu güzergâhı İzmit hacıyolu, diğeri ise Gölpazarı ovasını boydan boya kat ederek Juliapolis antik kentinden yoluna devam eden ikinci hacıyoludur. D. French, ikinci hacıyolunu daha kolay takip edebilmek için P.1. hacıyolu (P.1. Pligrem's Road)[7] olarak kitabında kodlamış.
Hacıyolları; diğer Roma yolların aksine yılın belirli zamanlarında kullanılan tali yollardır. Bu nedenle, bu yolun geçtiği güzergâhların sadece belli başlı yerlerinde konaklama yerleri oluşturulmuş. Günümüz Gölpazarı ovasında küçük yerleşim yerleri haricinde büyük bir konaklama izine maalesef rastlanmamıştır.
Gölpazarı ovasından geçen “P.1” hacıyolumuz iki amaca birden hizmet etmiş. Hem Batı Karadeniz'e ulaşımı sağlayan bağlantı yolu olarak kullanılmış hem de asıl amacına hizmet eden hacıyolu güzergâhının bir geçiş yolu olarak kullanılmıştır.
Çevre eyaletlerde yaşayanlar Bolu ve Batı Karadeniz'e en kısa mesafeden gitmek istediklerinde mutlaka Gölpazarı ovasını kat eden P.1 kodlu hacıyolu bağlantısını kullanmak zorunda kalmışlar. Bu yol, Nallıhan ilçesine bağlı (Juliopolis) Çive Köyü'nde bulunan C15 kodlu yol ayırımına kadar devam etmiş. Kuzeye doğru gidecek bir gezgin C15 kodlu yola saparak hacıyolunu bu bölgede terk etmiştir.
Hacıyolu ana konaklama yerlerine baktığımızda, Nicea (İznik), Osmaneli (Leukai) arasındaki mesafe yaklaşık 30 km, Osmaneli ile diğer ana konaklama yeri olan Çive Köyü (Juliopolis) arasındaki mesafenin ise yaklaşık 100 km olduğunu görmekteyiz. Aklımıza bu iki konaklama istasyonu arasında mutlaka bir ara konaklama yeri daha olmalı, sorusu gelmekte? Bahse konu Roma hacıyolu ara istasyonunun yerinin yöre halkı tarafından kale düzü olarak adlandırılan Aktaş Köyü platosunun Gölpazarı ovasına bakan son düzlüğünde yer alan Löblüce (Leblebici) hisarının bulunduğu yer olabileceği, çok büyük ihtimaldir. Arkeologların bu bölgede araştırma yapmaları Gölpazarı tarihine ayrı bir yön verecektir kanaatindeyim. Fakat son zamanlarda elde ettiğim bilgiler konaklama istasyonlarının, Karaağaç köyü, Dikenli boğaz çıkışında bulunan düzlük, Gölpazarı, Göz açanlar ve Hacı köylerinin üst yamaçları olduğunu göstermektedir.
Roma döneminde söylenegelen isimleri: (Karaağaç?)-Dikenli Boğaz (Thateso)-Gölpazarı (Tataion)-Gözaçanlar (Protonica)
Eski adı ile Bitinya olarak adlandırılan bölge içinde yer alan Gölpazarı ovasının da dâhil olduğu hacıyolunun temel güzergâh noktaları şunlardır:
(P.1. Pligrim's Road: (Chalcedon (Kadıköy) - Nicaea (İznik)- Juliopolis (Nallıhan) - Ancyra (Ankara) - Colonia Archelaïs (Aksaray) – Tyana (Niğde) - Via Tauri (Gülek Boğazı) - Tarsus – Antiochia (Antakya)). (2.P.1)(3.P.1)(7.P.1)(8.P.1))[8]
61. Kadıköy (Chalcedon)
62. Gebze 63. Gebze, Dil Deresi 1-8 64. Yarımca, Șirin Yalısı 65. İzmit 1-2 (Nicomedia) 66. Köse, Reșit Bey Yalısı 67. Orhaniye 68. İznik (Niceae) 69. Karadin 70. Osmaneli (Leukai) 71. Pașalar 72. Medetli 1-3 ------------------------ 73. Üyük 1-2 74. Karaağaç 75. Gölpazarı, Dikenli Geçit 1-6 76. Aktaș, Beșevler 77. Beșevler 78. Gölpazarı, Mezarlık 1-2 79. Çımıșkı 80. Doğancılar |
81. Sarıhacılar
----------- 82. Gökçeözü 83. Duman 84. Narzanlar 1-2 85. Kayabașı 86. Çay 1-5, 87. Himmetoğlu 88. Bölücekova 1-3 89. Ahmetbeyler 90. Subașı, form. Çive (Julıapolis) 91. Sobran 92. Çayırhan 1 93. Çayırhan 2 94. Çayırhan . . |
Dip Notlar
[1] (Aydoğdu, 2005, s. www.recepaydogdu.com/?p=58)
[2] "1016 H./1607 M. tarihinde Celâli eşkıyasının açık şehirlere hücum etmelerinden dolayı Gölpazarı kazası dâhilindeki halk hükûmete müracaat ederek "nice zamandan beri harab olan Leblebici kalasının kendi bedenlerinden tamiri ile orada tahassun etmeleri için müsaade istemişlerdi. Hükûmet isteklerine müsaade ederek bu hususta GÖlpazarı kadısına hüküm göndermiştir (Mühimme 76 s. 119). (Göl-Flanoz'dan Gölpazarı'na, 2008, s. 15)
[3] (Kökten, 1951, s. 208-209)
[4] (French, Roma Çağında Küçük Asya'daki yollar ve mil taşları, 1981)
[5] (French, Album of Maps, (2016), s. 44)
[6] (French, Roman Roads & Milestones of Asia Minor, 2013, s. 22,23,126-133)
İlçe 48 köyden oluşmaktadır.
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1927[9] | 15.482 | 903 | 14.579 |
1935[10] | 16.884 | 1.863 | 15.021 |
1940[11] | 17.483 | 1.648 | 15.835 |
1945[12] | 18.886 | 2.006 | 16.880 |
1950[13] | 20.243 | 2.324 | 17.919 |
1955[14] | 21.326 | 2.804 | 18.522 |
1960[15] | 22.639 | 3.331 | 19.308 |
1965[16] | 23.668 | 3.960 | 19.708 |
1970[17] | 23.063 | 4.712 | 18.351 |
1975[18] | 21.942 | 5.002 | 16.940 |
1980[19] | 22.422 | 5.266 | 17.156 |
1985[20] | 22.296 | 5.989 | 16.307 |
1990[21][a] | 15.033 | 6.119 | 8.914 |
2000[22] | 13.617 | 7.002 | 6.615 |
2007[23] | 11.860 | 6.948 | 4.912 |
2008[24] | 11.809 | 6.955 | 4.854 |
2009[25] | 12.403 | 7.697 | 4.706 |
2010[26] | 16.016 | 11.424 | 4.592 |
2011[27] | 11.504 | 7.098 | 4.406 |
2012[28] | 10.955 | 6.750 | 4.205 |
2013[29] | 10.095 | 5.958 | 4.137 |
2014[30] | 10.016 | 6.040 | 3.976 |
2015[31] | 10.820 | 7.039 | 3.781 |
2016[31] | 11.499 | 7.855 | 3.644 |
2017[31] | 11.546 | 7.997 | 3.549 |
2018[31] | 10.591 | 6.831 | 3.760 |
2019[31] | 10.464 | 6.947 | 3.517 |
2020[31] | 9.463 | 6.092 | 3.371 |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.