En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

Medler

Antik İranlılar Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Medler
Remove ads

Medler[not 1] (Eski Farsça: Māda), Demir Çağı'nda yaşamış, Medce konuşan ve Batı ile Kuzey İran arasında yer alan Medya bölgesinde hüküm sürmüş İranî bir halktı. MÖ 11. yüzyıl civarında, kuzeybatı İran'ın dağlık kesimleriyle Mezopotamya'nın kuzeydoğu ve doğu bölgelerinde, günümüzdeki Hemedan şehri civarında yer alan Ekbatan çevresine yerleştiler. İran'daki örgütlenmelerinin MÖ 8. yüzyılda gerçekleştiği kabul edilir. MÖ 7. yüzyılda, Batı İran'ın tamamı ve bazı diğer bölgeler Med hâkimiyeti altına girmişti; ancak bu hâkimiyetin coğrafi sınırlarının tam olarak nerelere uzandığı kesin olarak bilinmemektedir.[4]

Pratik Bilgiler Median EmpireMāda, Başkent ...
Thumb
Med erkeği. Persepolis duvar kabartmaları.
Thumb
Bir Med Kralı kabartması, Paris Louvre Müzesi.

Antik Yakın Doğu tarihinde önemli bir rol oynadığı yaygın olarak düşünülen Medler, tarihlerini doğrudan belgeleyen yazılı kaynaklar bırakmadılar. Medlere dair bilgiler yalnızca Asur, Babil, Ermeni ve Yunan kaynakları gibi yabancı yazılı belgelerden ayrıca Medlerin yerleşmiş olduğu düşünülen bazı İran arkeolojik alanlarından elde edildi. Yunan tarihçi Herodot'un aktardığı anlatılar, Medleri MÖ 7. yüzyılın başlarında bir imparatorluk kuran ve bu imparatorluğu MÖ 550'lere kadar sürdüren, Asur İmparatorluğu'nun yıkılışında rol oynayan ve Lidya ile Babil gibi krallıklarla rekabet eden kuvvetli bir halk olarak tasvir eder.

Remove ads

Etimoloji

Medler, ilk kez Asur kralı III. Salmaneser'in dönemine (MÖ 858-824) ait yazıtlarda "Mada" adı ile kaydedilmişlerdir.[5] Medler'in şu anki adı, Antik Yunan dilindeki Mêdos'tan (Μῆδος) gelmektedir. Asurlular "Medyan ülkesi", Kurmada, Mata veya Manda olarak kendilerinden bahsederken, Babiller onları Ummān-manda olarak adlandırdılar.[6]

Tarihçe

Özetle
Bakış açısı

MÖ 2. binyılın sonunda, İran'ın kuzeybatı bölgesinde İranî kabilelerin ortaya çıktığı ve ilerleyen yıllarda bu kabilelerin yayılmasıyla Medya'nın sınırlarının birkaç yüzyıllık bir süre içinde değiştiği düşünülmektedir.[7]

İranî kabilelerin Batı ve Kuzeybatı İran'da en azından MÖ 12. veya 11. yüzyıllardan beri mevcut olduğu düşünülmekle birlikte, bu bölgelerdeki etkinlikleri MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısından itibaren görülmeye başlamıştır.[8]

Asur İmparatorluğu'nun, Kuzeybatı İran, Doğu Anadolu ve Kafkasya bölgelerinde baskın güç olduğu dönemden sonra düşüşe geçmesiyle Yakın Doğu'da oluşan güç boşluğu başka halkların bölgede güçlenmesine sebebiyet verdi. Ayrıca İran'daki baskın güç olan Elam ve batıdaki Babil gibi antik dönem krallıklarının da ciddi bir zayıflık dönemi yaşıyor olması, buna kolaylık sağladı.

Bölgedeki metin kaynakları üzerinde yapılan bir araştırma, Yeni Asur İmparatorluğu Dönemi'nde Medya bölgesi ile bu bölgenin batı ve kuzeybatısında, İranî dil konuşan insanların yaşadığı ve yoğun bir nüfusa sahip olduğunu göstermektedir.[9]

Bilindiği üzere Med egemenliğinden önce Batı ve Kuzeybatı İran'da Elam, Manna, Asur ve Urartu toplumlarının siyasi faaliyetleri görülmektedir. Bu toplumlarda ve MÖ 7. yüzyılın sonlarında, İranî devlet oluşumları öncesinde İran kabilelerinin konumları ve faaliyetleri hakkında çeşitli ve güncel görüşler vardır. Bu görüşlerden birine göre (Herzfeld ve diğerlerine ait) yönetici sınıfın "İranî göçmenler" olduğu, ancak toplumun "özerk" olduğu yönündeyken, başka bir görüşe göre (Grantovsky ve diğerleri) ise hem yönetici sınıf hem de nüfusun temel unsurlarının İranî olduğu yönündedir.[8]

Medlerin tarih sahnesine çıkışı

MÖ 10. yüzyıldan 7. yüzyılın sonlarına kadar Medya'nın batı kısımları, batıda Kıbrıs'tan doğuda Batı İran'ın bazı bölgelerine, Arap Yarımadası'nın kuzeyinden Mısır'a kadar uzanan Kuzey Mezopotamya merkezli geniş Yeni Asur İmparatorluğu'nun egemenliği altına girmiştir. Bu dönemlerde Medlerin, Asurluların vassalı olarak bölgeyi İskit(Saka) ve Kimmer akınlarına karşı koruduğu düşünülmektedir.[10]

MÖ 9. yüzyıldan itibaren Asur İmparatorluğu, Kuzeybatı İran'da yer alan ve çok sayıda küçük prensliğin bulunduğu bölgelere düzenli askerî seferler düzenlemiştir. Bu seferler sonucunda bölge sistematik biçimde yağmalanmış; söz konusu durum, yerel düzeyde isyanların ortaya çıkmasına yol açmıştır. MÖ 9. ve 8. yüzyıllarda Med kabilelerinin bölgedeki etkisinin giderek arttığı gözlenmiş; MÖ 7. yüzyılda ise Batı İran'ın tamamı ile çevresindeki bazı alanlar “Medya” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Asur kaynaklarında Medlere ilişkin bilinen ilk kayıt, III. Şalmaneser'in (MÖ 858–824) hükümdarlık dönemine aittir. MÖ 834 yılında Namri bölgesine gerçekleştirilen bir sefer kapsamında Medlerden bahsedilmiştir. Bu çerçevede, Asur ordularının Parsua adıyla anılan bir kabile konfederasyonuna yönelik harekâtlarının ardından Med topraklarından geçerek Hemedan Ovası'na ulaştığı ifade edilmektedir.

V. Shamshi-Adad döneminde (MÖ 823–811), Urartu tehdidinin ortadan kaldırılmasının ardından Asur orduları Med kabilelerine yönelik askerî harekâtlara girişmiştir. MÖ 815 yılında Gizilbunda'nın ele geçirilmesinin ardından, Med şefi Hanaṣiruka'nın idaresindeki Sagbita kentine bir sefer düzenlenmiştir. Asur yazıtlarına göre bu sefer sırasında çok sayıda Medli öldürülmüş ve esir alınmış; Sagbita kenti ile çevresindeki birçok yerleşim birimi tahrip edilmiştir.

III. Adad-nirari (MÖ 811–783) döneminde de Med topraklarına yönelik çeşitli seferler düzenlenmiş, ancak bu harekâtlarda kayda değer bir askerî başarı elde edilememiştir.

Asurluların yaşadığı siyasi istikrarsızlık döneminden sonra III. Tiglat-Pileser önce Medleri haraca bağlamış akabinde de Med topraklarının en ücra köşesine kadar ilerlemiştir. Bu seferde birçok Medli, Kuzey Suriye ve Samarya bölgesine sürülürken buralardan da birçok kişi Med topraklarına yerleştirilmiştir. II. Sargon döneminde MÖ 716 yılında Medya topraklarının batısı ele geçirilip burada eyalet oluşturulmuştur. Asur yazıtlarında aynı yıl 28 Med şehir yöneticisinden haraç alan Sargon, MÖ 713 yılındaki seferinde de 45 şehir yöneticisinden vergi almıştır.

II. Sargon ve Sanherib’in Babillilerle olan mücadelesi sırasında İran coğrafyasında Asur etkisi azalmaya başlamış, kuzeyden gelen Kimmer ve İskitler'in etkisi görülmeye başlamıştır. Asur kralı Esarhaddon Dönemi'nde İran’a sefer düzenlenip İskitler ve bazı Med kabilelerine karşı başarı sağlansa da bu başarılar kalıcı olamamıştır. Aynı yıl Medler, Mannea, Kimmer ve İskitler ile ittifak yaparak Asurlulara karşı isyan başlatmıştır.

Med hanedanlığının kuruluşu ve çöküşü

Med hükümdarlarının kronolojik sıralaması büyük ölçüde Antik Yunan tarihçisi Herodotos’un aktarımlarına dayanmaktadır. Herodotos, Medya’yı yöneten kişileri aynı hanedana mensup “krallar” olarak tanımlamış ve onları ardışık bir monarşik silsile içinde değerlendirmiştir. Bu anlatımlara dayanılarak oluşturulan kronolojik listeye göre, Med Krallığı şu hükümdarlar tarafından yönetilmiştir:

  • Deioces; Medlerin ilk kralı olarak kabul edilen Deiokes, Herodotos'a göre MÖ 7. yüzyılın başlarında Med kabilelerini bir araya getirerek merkezi bir yönetim oluşturmuştur. Başkent olarak Ecbatana (bugünkü Hemedan) kentini kurduğu rivayet edilmektedir.
  • Fraortis; Deiokes'in oğlu olan Phraortes, Med Krallığı'nı daha da genişletmiş ve çevre halklarla savaşlara girişmiştir. Asur kaynaklarına göre Urartu ve Persler üzerine seferler düzenlemiştir. MÖ 653 dolaylarında Asur'a karşı yürüttüğü bir savaşta öldüğü belirtilmektedir.
  • Siyaksares (Kyaxares); Phraortes'in oğlu olan Kyaxares, Medya'yı güçlü bir askerî devlet haline getirmiştir. Orduda reformlar gerçekleştirmiş, savaşçı kabileleri disiplin altına almış ve Asur'a karşı Babillilerle ittifak kurmuştur. MÖ 612 yılında Ninova'nın yıkılmasında etkin rol oynamıştır.
  • Astyages[11]; Kyaxares'in oğlu olan Astyages, Med Krallığı'nın bilinen son hükümdarıdır. Hükümdarlığı döneminde Medya'nın zenginleştiği ancak merkezi otoritenin zayıfladığı düşünülmektedir. MÖ 550 dolaylarında, Pers Kralı II. Kiros'un başlattığı isyan sonucunda tahttan indirilmiş ve Medya, Pers İmparatorluğu'na katılmıştır.

Bununla birlikte Herodotos'un verdiği isim ve tarihlerin yakın doğu kaynaklarıyla uyuşmadığı belirtilmektedir.[11] Ulaşılabilen antik dönem kaynaklarında Siyakseres ve Astyages'den bahsedilirken Deioces ile Fraortis'den bahsedilmemektedir. Herodotos'un anlatımına göre Deioces, altı Med kabilesini birleştirerek Med Krallığı'nı kurmuştur. II. Sargon'un ölümünden sonra Asurluların zayıflamasıyla kurulan krallığın başkenti Ekbatana'da tesis edilmiştir. Asurluların zayıflamasıyla Deioces, Manna ve Urartular ile ittifak kurarak fetih hareketine başlamış, Kuzey Batı İran ve Azerbaycan topraklarını ele geçirmiştir.[12]

Deioces'in 53 yıllık saltanatından sonra oğlu Fraortis (Bazı görüşlere göre Asur kaynaklarında geçen Kaštariti) onun yerine tahta geçti. Fraortis Doğu İran topraklarına seferler düzenleyerek, Persleri ve diğer İranî kabileleri hakimiyeti altına aldı.[13][14] Asurluları yıkmak için sık sık seferler düzenledi ancak İskitler ile ittifak kuran Asur kralı Asurbanipal, MÖ 653 yılında Fraortis'i öldürdü.[15][16]

Fraortis'in öldürülmesinden sonra krallığın bir bölümünde İskitler, bir bölümünde de Fraortis'in oğlu Siyaksares hüküm sürmüştür. İntikam almak isteyen Siyaksares, İskit liderlerini yemeğe davet edip, sarhoş ettikten sonra kılıçtan geçirmiştir.[17] Bu olaydan sonra Medler, Siyaksares önderliğinde tekrar Asya'ya hükmedip bölgenin en büyük imparatorluğu haline geldiler.[18]

Siyaksares çeşitli Med aşiretleri ile ittifak yapmış ve ordusunu düzene sokarak bir fetih hareketine başlamıştır. Siyaksares, Medlerin ve babası Deioces'in en büyük arzusu olan Asur'u yıkmayı istemiştir. Çünkü Asurlular, Med halkına eziyet etmiştir. MÖ 612 yılında Medler, Ninova'yı kuşatmış ve Asur İmparatorluğu'nu yıkmıştır. Bin yıllık Asur hegemonyası biterek Mezopotamya'da bir devir kapanmıştır.

Kral Siyaksares, Asur zaferinden sonra fetihlere devam ederek Mezopotamya, Anadolu, Kafkasya ve İran coğrafyasının büyük bölümüne egemen olmuştur. Tarihçi Herodotos'un aktardıklarına göre Medler, eski dönemlerde diğer halklar tarafından Aryanlar olarak adlandırılmıştır.[19]

Medler yine kendileriyle aynı dönemde var olmuş Lidyalılar ve Babillerle rekabet edip savaşmışlardır. Lidyalılar ile Medler arasında beş yıl süren bir savaştan sonra Lidya'yı fethetmek için yola çıkan Siyaksares komutasındaki Med Ordusu, 28 Mayıs MÖ 585'te II. Alyattes komutasındaki Lidya ordusu ile Kızılırmak dolaylarında karşı karşıya geldi. Yunan filozof Thales'in de önceden öngördüğü gibi savaş meydanında Güneş tutuldu (Thales Tutulması) Medler için güneş kutsal olduğundan bunu tanrıların bir cezalandırması olarak yorumlayıp savaşı bitirdiler ve barış antlaşması yaptılar.[20][21] Barışı pekiştirmek için Lidya Kralı Kroisos'un kız kardeşi Aryenis ile Siyaksares'in oğlu Astyages evlenmiş ve aynı yıl babasının ölümü üzerine Astyages Med tahtına çıkmıştır.[22]

Son Med kralı Astyages, Pers Kralı II. Kiros'a karşı yenik düşmüştür. Likya'daki Harpagidlerin (Med generali Harpagus'un torunları) anlatılarını takip eden Herodotos'a göre Kiros, Med generali Harpagus tarafından Astyages'e karşı isyana teşvik edildi. Bunun sonucunda Kiros, Medlerin yönetiminden kurtulmayı isteyen Perslerin lideri oldu.[23]

Babil kralı Nabonidus'un iki yazıtında bu savaştan şöyle bahsedilmektedir; MÖ 553-552'de, Medler'in kralı Astyages'in vassalı Anzan kralı Kiros, efendisine karşı savaş açtı. MÖ 550-49'da Astyages'in ordusu ona isyan etti ve savaşı Kiros kazandı. Astyages yakalanıp Kiros'a teslim edildi.Ekbatana'nın düşüşüyle Medya bağımsız ve lider bir ulus olmaktan çıktı ve Persler tarafından yönetilmeye başlandı.[24]

Astyages ve Kiros arasındaki mücadeleyle ilgili klasik kaynaklar, Şamlı Nikolaos ve Marcus Justinus'dur. Bu iki kaynaktan aktarılanlara göre toplamda üç savaş olmuştur. II. Kiros liderliğindeki Pers ordusu iki kez yenilirken üçüncü savaşta pers ordusu Pasargad yakınlarındaki dağlarda Astyages'e karşı galip gelmiştir. Astyages, Pers Kralı II. Kiros'a karşı yenik düşmesinden sonra Med toprakları önemli bir eyalet haline gelmiş ve art arda egemen olan devletler tarafından Satraplık şeklinde yönetilmiştir.

Med Dili

Med halkı Eski İrani bir dil olan Med dilini konuşuyordu. Strabon'un Geographica'sı (birinci yüzyılın başlarında tamamlanmıştır) Med dilinin diğer İran dilleriyle olan yakınlığından bahseder: “Ariana adı İran ve Medya'nın bir kısmına, ayrıca kuzeydeki Baktrialılar ve Soğdlulara kadar uzanır; çünkü bunlar küçük farklılıklarla birlikte yaklaşık olarak aynı dili konuşurlar”.[25]

Med dilinde yazılmış orijinal bir metnin çözümlendiğine dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, Ahamenişler döneminde İran'da yazılı belgelerin arşivlenmesi gibi, Medlerin de başkentleri Ekbatan’da benzer bir arşiv sistemi sürdürmüş olabileceği öne sürülmektedir. Daha sonraki kayıtlarda "Med edebiyatı" örneklerine rastlanmaktadır. Herodotos’a göre, Med kralı Deyok, bir yargıç olarak yazılı dilekçeler üzerinden kararlar vermekteydi. Ayrıca Dinon'un “Med saray şairlerinin” varlığına dair bir raporu da bulunmaktadır. Med edebiyatı, Saka, Eski Farsça ve Avesta gibi diğer dilleri de içeren "Eski İran edebiyatı" içinde değerlendirilir. Bu İranî aidiyet, Herodotos’un anlatımında[26] da açıkça görülmektedir; çünkü o, Medler de dahil olmak üzere birçok halkın "evrensel olarak İranlılar" olarak adlandırıldığını belirtmiştir.[27]

Medler dönemine ait herhangi bir yazılı belge günümüze ulaşmamıştır. Med topraklarında, Ahamenişler öncesi döneme tarihlenen yegâne arkeolojik bulgu, üzerinde Akadca çivi yazısıyla yazılmış bir yazıt bulunan bir bronz levhadan ibarettir. MÖ 8. yüzyıla tarihlenen bu yazıtta Medlere ait herhangi bir isim veya ifade yer almamaktadır. Ayrıca, Tepe Nush-i Jan’da gerçekleştirilen arkeolojik kazılar sırasında çivi yazısı içeren bir gümüş parça ortaya çıkarılmıştır; ancak bu parça yalnızca bir işaretin sonu ile bir diğerinin başlangıcını barındıracak şekilde oldukça sınırlı bir içerik sunmaktadır. Eğer Medler yazılı bir dil kullanmışlarsa, muhtemelen Aramiceye benzer bir alfabe sistemi benimsemişler ve yazılarını çabuk bozulan organik malzemeler (örneğin deri, parşömen veya tahta) üzerine kaydetmişlerdir. Bu durum, tarihî belgelerin, edebî metinlerin, bürokratik kayıtların ve ticari işlemlere dair belgelerin günümüze ulaşamamasının başlıca nedeni olarak değerlendirilmektedir. Buna rağmen, yer adları, şahıs isimleri ve Eski Farsçadaki bazı dil kalıntıları üzerinden Med diline dair sınırlı da olsa bazı unsurlar dilbilimsel olarak kısmen yeniden yapılandırılabilmiştir. Bu veriler, Med dilinin Hint-Avrupa dil ailesine ait bir İran dili olduğunu göstermektedir. Ancak söz konusu dilin yapısı ve kullanımı hakkında detaylı bilgi elde edilememiştir..[28]

Eski Farsça metinlerde yer alan birçok Farsça olmayan kelimenin Med diline ait olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, Ahameniş yazıtlarının Akadca versiyonlarında ve diğer kaynaklarda bazı Medce sözcükler korunmuştur.[29] Rüdiger Schmitt’e göre, Med kökeni "fonetik ölçütlerle"[30] belirlenebilen Medce kelimeler, özellikle kraliyet unvanları, resmî yazışmalar, askerî terimler ve yargı işleri ile ilgili ifadeler arasında daha sık görülmektedir.[30] Bu durum, Medlerin Ahameniş yönetimi üzerinde önemli bir kültürel ve idari etkiye sahip olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca, Med dilinin Eski Farsçadan yalnızca bir lehçe farkı gösterecek kadar yakın olduğu da olasıdır.[31]

Remove ads

Kökensel iddialar

Özetle
Bakış açısı

Herodotos'un Altı Med kabilesi

Herodotos, eserinde altı adet Med aşiretinin isimlerini listeler: "Deiokes'in hükmü altında toplananlar yalnız Media ahalisiydi; Medler çeşitli boylardan oluşmuştu: Buslar, Paretakenler, Strukhatlar, Arizantlar, Budiler ve Maglar."[32]

Herodotos, Medlerin “Pers” kökenli olmadıklarını, Medlerin anlatımıyla şu şekilde belirtmiştir; Maglar ‘Medler” dedi: Ey kral! Biz de senin hükümranlığının kalmasıyla çok ilgileniyoruz; çünkü aksi durumda krallığın, Persli olan bu çocuğa (I. Cyrus) geçecektir, Bu durumda biz Medler, köleleştirileceğiz ve biz ayrı kandan olduğumuz için de, Persler tarafından hiç hesaba katılmayacağız.[33]

Herodotos aynı zamanda, Medlerin Perslerle kesinlikle aynı aletlere sahip olduğunun ve olağan giyimlerinin birbirinden farksız olduğunu söylemiştir. Herodotos tarafından aktarılan bilgilerden biri de; "Bu Medler eski zamanlarda herkes tarafından Aryanlar olarak anılmış; fakat Kolhisliler, Atina'dan buraya geldiklerinde, onların isimlerini Media olarak değiştirmişlerdir. Haddi zatında bu onların da kendilerine verdikleri isimdi."[34]Medea Yunan mitolojisi'nde Kolhis kralı İason'un karısı ve Argonotlar'ın büyücüsüdür.

Kürtlerin ataları olduğu tezi

Medlerin, Kürtlerin atalarından olduğu konusunda başta Erken Dönem olmak üzere birçok dönemde tarihçiler ve seyyahlar arasında fikirler vardır. Medler ve Kürtler arasındaki bağı ilk gösteren tarihi belge, Kâr-nâme'de yer almaktadır, I. Erdeşîr'i Papakan (MS 242) Kürtlere karşı verdiği savaşta, Kürt Med kralı diye bahsetmektedir.[35][36][37][38] Bunun yanında, Farsça "Gord"(kahraman) kelimesinden türeyen "Kürt" adı ile bağlantısı tartışılan Semitik "*KRD"(dağlı)[39] kökenli tanım Grek-Mezopotamya kaynaklarında dağlı veya ortak sosyal sınıfa ait toplumları ifade etmek için kullanılmıştır.[40] Kaynaklarda "Kürden" biçiminde çevrilen tanımın günümüz Kürtleri ile ilişkisi bu sebepten kesin değildir.

Nitekim Orta Çağ dönem kaynaklarında (Hicri 5. yüzyıl) yaşamış olan Ermeni Tarihçi Heyton (Hethum) şöyle der: ”Sonunda Araplar Mısır’ın yönetimini kaybettiler; ve Medler; “Ki onlara Kürtler deniliyordu.” Mısır’a egemen oldular.”[41]

Orta Çağ'da bazı tarihçiler Kürtlere, Med demiş, Kürtlerle yapmış oldukları savaşları, Med işgali olarak yorumlamışlardır.[41][42][43] Med Dili, tıpkı Kürtçe gibi Batı İran Dilleri sınıfına girer, 15. yüzyılda 7 dilde yazılmış kutsal bir metinde Medce de yer almaktadır.[44][45] H.W. Bailey, Henning, Shanidze ve David Neil MacKenzie gibi bazı bilim adamları metni incelemiş ve metnin Kürtçe olduğunu iddia etmişlerdir.[46]

18. ve 19. yüzyıllarda birçok tarihçi ve seyyah; kitaplarında, Kürtlerle Medlerin aynı halk olduğunu iddia etmişlerdir. Medleri başta Kürtler olmak üzere tüm İranilerin atası olarak ele alan görüşler de bulunmaktadır.[47][48][49][50][51]

Rus tarihçi ve dilbilimci Vladimir Minorski, şu anda Kürtlerin çoğunluk oluşturduğu topraklarda yaşamış olan Medlerin, modern Kürtlerin ataları olabileceğini öne sürdü. MÖ 8. yüzyılda bölgeyi işgal eden Medlerin dilsel olarak Kürtlere benzediğini de belirtir. Bu görüş, yirminci yüzyılda birçok Kürt milliyetçisi tarafından kabul edildi. Ancak Hollandalı bir bilim insanı olan Martin van Bruinessen, Medleri Kürtlerin atası olarak gören görüşlere karşı çıkarak şöyle diyor: Bazı Kürt entelektüeller, halklarının Medler soyundan geldiğini iddia etseler de, Medlerin siyasi egemenliği ile Kürtlerin ilk doğrulanması arasındaki önemli boşlukta böyle bir bağlantıya izin verecek hiçbir kanıt yoktur."[52]

Bazı dilbilimsel araştırmalar, daha önce ileri sürülen Kürtlerin Medlerin torunları olduğu görüşüne meydan okudu.[53][54] İran Araştırmaları profesörü Gernot Windfuhr, Kürt dillerini Medcenin alt katmanları olarak temellendirmiş olsa da daha çok Partça diline benzediğini söylemiştir.[55] Kürtçe konusunda bir otorite olan David Neil MacKenzie, Kürtçenin Farsçaya daha yakın olduğunu söyleyerek, Kürtçenin Farsçadan farklılığı nedeniyle Kuzeybatı İran dili olarak görülmesi gerektiğini savunan "geleneksel" görüşü sorgulamıştır.[56]

California Üniversitesi'nde tarih profesörlüğü yapmış Wadie Jwaideh: "Kürt halkının tanınmış atalarından biri olan Med İmparatorluğu, Kürtler tarafından kurulduğu söylenebilecek harika nasyonal olan, tek devletti."[57]

The Cambridge History of the Kurds'e göre,

Bazı Kürt yazarlar, Kürtçenin Avestaca ve Medceden türediğini iddia etmiş olsalar da, doğrudan bir Kürtçe-Avestaca bağlantısı İran filolojisinin ilk aşamalarından itibaren reddedilmiştir (bkz. Rödiger ve Pott, 1842, Lecoq'ta alıntılandığı gibi, 1997: 31). Avestaca'nın, sınıflandırılması henüz çözümlenemese de, geleneksel olarak Doğu İran dillerine daha yakın olduğu kabul edilir (bkz. Korn, 2016: 403).

Ayrıca, Kürtçenin Medce ile ilişkisi iddiası, Minorsky'nin çoğunlukla varsayımsal tarihi kanıtlara dayanarak savunduğu bir tezdir (Minorsky, 1940: 143-6), ancak dilbilimsel kanıtlar tarafından desteklenmez, çünkü Medce hakkındaki bilgiler son derece sınırlı ve dolaylıdır ve çoğunlukla Eski Farsça yazıtlarında bulunan ödünç kelimelerle sınırlıdır (Lecoq, 1987: 674).

Lecoq (1997: 31), Kürtçe-Medce bağlantısıyla ilgili olarak, her şey mümkün ama hiçbir şey kanıtlanamaz, diye belirtir.

Ancak eldeki sınırlı veriler bile Kürtçe-Medce genetik akrabalığına karşıt deliller sağlamaktadır (Asatrian, 2009: 21; MacKenzie, 1999: 675-6; Rossi, 2010: 308).

MacKenzie (1961), bu şekilde Kürtçenin Medyan kökenini reddederek, Kürtçenin "Medyan dil alt grubundan erken bir ayrışmayı temsil ettiğini" belirten ve Kürtçe ile Farsça'nın paralel olarak geliştiğini gösteren bir Kuzeybatı İran dillerinin evrimine dair bir çerçeve çizmiştir (bkz. Rossi, 2010: 307–8).

Benzer şekilde, Batı İran dillerinin tarihi fonolojisindeki önemli lehçe sınır çizgilerine dair (isoglossların) bir araştırmasında, Windfuhr (1975: 458), bu gerçeklere dayanarak (ve Kürtlerin Medya topraklarına sonradan göçüne ilişkin olarak - aşağıda açıklandığı gibi) Kürtçenin muhtemelen ne dilbilimsel ne de coğrafi olarak bir 'Medya' diyalekti olarak kabul edilemeyeceğini; Azerbaycan'ın modern İran dillerinin (orijinal olarak ‘Aturpatakan’) ve Orta İran dillerinin (örneğin Sivandi) Medyan diyalektleri olduğunu belirtmiştir (Windfuhr, 2009: 15).[58]


  • (11)"Okları bileyin, Ok kılıflarını doldurun! RAB Med krallarını harekete geçirdi, Amacı Babil'i yok etmek. RAB öcünü, tapınağının öcünü alacak.[59]
  • (12)Babil surlarına karşı sancak kaldırın! Muhafızları pekiştirin, Nöbetçileri yerleştirin, Pusu kurun! Çünkü RAB Babil halkı için söylediklerini Hem tasarladı hem de yerine getirdi.[60]
  • (13)Ey sizler, akarsuların kıyısında yaşayan, Hazinesi bol olanlar, Sonunuz geldi, zamanınız doldu.[61]
  • (27)"Ülkeye sancak dikin! Uluslararasında boru çalın! Ulusları Babil'le savaşmaÖn ol hazırlayın. Ararat, Manni, A şkenaz krallıklarını Ona karşı toplayın. Ona karşı bir komutan atayın, Çekirge sürüsü kadar at gönderin üzerlerine.[62]
  • (28) Ulusları, Med krallarını, valilerini, Bütün yardımcılarını, Yönetimi altındaki bütün ülkeleri- Onunla savaşmaya hazırlayın.[63]
  • (29)Ülke titreyip kıvranıyor! Çünkü RAB 'bin Babil diyarını Issız bir viraneye çevirme amacı Yerine gelmeli.[64]

Yeşaya, Daniel ve ester bölümünde ise Medler'den şu şekilde bahsedilmektedir;

  • Gümüşe değer vermeyen,

Altını sevmeyen Medler'i, Onlara karşı harekete geçireceğim[65][65]

  • Büyüklüğü, kahramanlıkları ve Mordekay'ı her bakımdan nasıl onurlandırdığı Med krallarının tarihinde yazılıdır.[65]
  • Gördüğün iki boynuzlu koç Med krallarını simgeler.[65]
Remove ads

Resim Galerisi

Notlar

  1. Oxford English Dictionary'e (Oxford İngilizce Sözlüğü) göre "Mede" kelimesi, eski Farsçadan (Attika ve İyonik) Latinος (arcadochypriote ma-to-"" Μᾶδοι, çoğul) klasik Latincede Mēdus'tan (genellikle çoğul olarak) gelir "[3]

Kaynakça

Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads