leverage

İngilizce

Köken

lever + -age

Söyleniş

• IPA^(anahtar): /ˈlɛv(ə)ɹɪd͡ʒ/, /ˈliːv(ə)ɹɪd͡ʒ/
• (ABD ağzı)

  Ses

  (dosya)

Ad

leverage (genellikle sayılamayan, çoğulu leverages)

1. Avantaj elde etmek için kullanılan kaldıraç etkisi.

   Try using competitors’ prices for leverage in the negotiation. — Pazarlıkta rakiplerin fiyatlarını kaldıraç olarak kullanmayı deneyin.

   • Saj Chowdhury Norwich 2 - 1 Nott'm Forest

     "The former Forest man, who passed a late fitness test, appeared to use Guy Moussi for leverage before nodding in David Fox's free-kick at the far post - his 22nd goal of the season." – Geç bir kondisyon testini geçen eski Orman adamı, David Fox'un sezonun 22. golü olan uzak direğe attığı serbest vuruşta başını sallamadan önce Guy Moussi'yi kaldıraç olarak kullanıyor gibi göründü.

2. kaldıraç

   eş anlamlısı: mechanical advantage

   A crowbar uses leverage to pry nails out of wood. — Bir levye, çivileri tahtadan çıkarmak için kaldıraç kullanır.

   • 1960 The braking of trains, sayfa 237

1. (finans) Borç-özsermaye oranı.

   eş anlamlısı: gearing

   • Trusts Heartened by Security Rally

     "In such cases where there is a multiple capital structure the factor known as leverage comes into play." – Çoklu sermaye yapısının olduğu bu gibi hâllerde kaldıraç olarak bilinen faktör devreye girmektedir.

2. (finans) Yatırım yapma kabiliyetini artırmak ve beklenen daha yüksek kârı elde etmek için sözleşmeye bağlı olarak belirlenen kârlı borç alınan, ancak genellikle yüksek risk taşıyan fonların kullanılması.

   Leverage is great until something goes wrong with your investments and you still have to pay your debts.

   • Brian Dolan, 2011 Currency Trading For Dummies, sayfa 55

     "Online margin trading is usually based on leverage, where the brokerage effectively lets you borrow more money than you have deposited as collateral." – Online marj ticareti genellikle kaldıraç prensibine dayanır; burada komisyonculuk, teminat olarak yatırdığınızdan daha fazla parayı etkili bir şekilde borç almanıza izin verir.

   • Eric Lipton; Ephrat Livni ‘I Feel Conflicted’: Crypto’s Offshore Trading Moguls Talk Shop

     "Both exchanges offer crypto derivatives, which are bets on future fluctuations in cryptocurrency prices. They also offer extreme leverage — up to 125 times on Binance. That means a $1,000 down payment can be turned into a $125,000 gamble." – Her iki borsa da kripto para birimi fiyatlarında gelecekteki dalgalanmalara bahis olan kripto türevleri sunuyor. Ayrıca Binance'te 125 kata kadar fevkalade bir kaldıraç takdim ediyorlar. Bu, 1.000 dolarlık bir peşinatın 125.000 dolarlık bir kazanca dönüştürülebileceği mânâsına geliyor.

3. (iş) Bir tesisin yüksek kapasite kullanımında çalışırken çok yüksek kâr elde etme kabiliyeti.

   eş anlamlısı: operating leverage

   Their variable-cost-reducing investments have dramatically increased their leverage. — Değişken maliyet düşürücü yatırımları kârlarını önemli ölçüde artırdı.

Ek okumalar

• İngilizce Vikipedi'de leverage

Eylem

leverage (üçüncü tekil kişi geniş zaman leverages, şimdiki zaman leveraging, geçmiş zaman ve yakın geçmiş zaman leveraged)

1. (ABD, argo, geçişli, iş) birini kullanmak, nüfus etmek

   eş anlamlıları: exploit, use

   They plan to leverage the publicity into a good distribution agreement. — Tanıtımı iyi bir dağıtım anlaşmasına dönüştürmeyi planlıyorlar.

   They plan to leverage' off the publicity to get a good distribution agreement. — İyi bir dağıtım anlaşması elde etmek için tanıtımdan istifade etmeyi planlıyorlar.

Türetilmiş kavramlar

• leveraged buyout

Ayrıca bakınız

• force multiplier