yoğun

Ayrıca bakınız: Yoğun, yoğunluk

Türkçe

Söyleniş

IPA^(anahtar): joˈ‿un

Heceleme: yo‧ğun

Ön ad

yoğun

1. hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif
2. koyu, kalın

   Yoğun bir sis.

3. etkisi güçlü olan, ağır

   Puslu havaya yoğun bir kükürt kokusu sinmiş. - Adalet Ağaoğlu

4. (mecaz) artmış, çoğalmış bir durumda olan

   O bölgede nüfus yoğundur.

5. (mecaz) dolu, sıkı, sıkışık, çok, konsantre
6. (mecaz) şişman, iri, tombul

   İtibarlı masalarda, sigaralarını içen, iri kalçalı, beyaz sarışın birtakım yoğun kadınlar... - Attila İlhan

7. (eski, halk ağzı): kaba, kalın, iri (elek, iğne)

Çeviriler

çeviriler

Almanca: dicht (de) Azerice: qatı (az) Fince: tiheä (fi), paksu (fi), vahva (fi), voimistuva (fi) Fransızca: dense (fr), épais (fr) İngilizce: dense (en), thick (en), intensive (en), intense (en), busy (en) İspanyolca: denso (es), espeso (es) Kürtçe: tîr (ku), biteql (ku), kesîf (ku) Macarca: sűrű (hu)

Kaynakça

• Türk Dil Kurumuna göre "yoğun" maddesi