Ahmed Rıza
Osmanlı siyasetçi / From Wikipedia, the free encyclopedia
Ahmed Rıza Bey (Osmanlıca: احمد رضا بیگ, 1858, İstanbul - 26 Şubat 1930, İstanbul), Osmanlı siyasetçi, eğitimci ve ideolog. İttihat ve Terakkî Cemiyeti'nin önde gelen kurucularından ve Osmanlı İmparatorluğu'nda önemli siyasal gelişmeleri sağlayan İkinci Meşrûtiyet döneminin önde gelen Jön Türk (Genç Türkler) grubunun başındaki isimlerindendir. Auguste Comte'un pozitivizm felsefesini günümüz Türkiye'sine taşıyan kişidir.[1][2] Osmanlı'nın kurtuluşunu ve kalkınmasını, kişi veya siyasal rejim değişiklikleri yerine toplumsal yapı değişikliğinde gören ve bu yönde çalışmalar üreten ilk kişi olmuştur.
Ahmed Rıza Bey | |
---|---|
Meclis-i Mebûsan Başkanı | |
Görev süresi 17 Aralık 1908 - 14 Mayıs 1912 | |
Hükümdar | II. Abdülhamid V. Mehmed |
Yerine geldiği | Hasan Fehmi Paşa (1878) |
Yerine gelen | Halil Bey |
Meclis-i Mebûsan 3. Dönem Mebusu | |
Görev süresi 17 Aralık 1908 - 18 Ocak 1912 | |
Seçim bölgesi | 1908 – İstanbul |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | Ahmed Rıza 1858 İstanbul, Osmanlı Devleti |
Ölüm | 26 Şubat 1930 (72 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Partisi | İttihad ve Terakki |
Bitirdiği okul | Mekteb-i Sultânî |
Mesleği | Sosyolog, siyasetçi |
Paris'te yaşadığı yirmi yıla yakın sürede İttihad-ı Osmani, daha sonrasında İttihad ve Terakki adını alacak olan cemiyetin, Paris şubesinin başkanlığını yaptı, Fransa ve Belçika'da Doktor Nâzım Bey ile birlikte, cemiyetin ilk resmi yayın organı olan Meşveret gazetesini, sürgüne yollandığı Mısır'da ise Şura-yı Ümmet gazetesinin çıkardı. Osmanlı Devleti'nde 1908 yılında II. Meşrutiyet ilan edilmesi üzerine İstanbul'a dönen ve "hürriyetçilerin babası" olarak törenlerle karşılanan Ahmed Rıza, Meclis-i Mebûsan başkanlığı yaptı; Ayan Meclisi üyesi oldu. 1910 yılında Hasan Fehmi ve Ahmet Samim'in öldürülmesinin ardından İttihatçılarla arası açılan Ahmed Rıza, 1910'da cemiyetin merkez komitesinden ayrıldı ve 1911'de de Meclis Başkanlığından vazgeçti. Daha sonrasında Sultan Vahdettin tarafından tekrar Ayan Meclisi başkanlığına atandı. Ve bu yıllarda, İttihatçılara sert muhalefet düzenledi. Ancak, Damat Ferid ile arası açılınca Fransa'ya döndü ve Anadolu'daki Millî Mücadele lehine çalışmalarda bulundu. Lozan Anlaşması'ndan sonra Türkiye'ye döndü.