Migren
Tekrarlayan orta-şiddetli baş ağrılarına neden olan bozukluk / From Wikipedia, the free encyclopedia
Migren, nörolojik, sindirim sistemi ve otonom sinir sistemindeki değişikler ile beraber meydana gelen, aralıklı bir baş ağrısı bozukluğudur.[9] Çoğunlukla otonom sinir sisteminde görülen orta şiddette ve şiddetli baş ağrısı ile karakterize kronik bir rahatsızlıktır. Kelimenin kendisi Yunanca ἡμικρανία (hemikrania), "başın bir tarafındaki ağrı"[10] (ἡμι- (hemi-), "yarım" ve κρανίον (kranion), "kafatası"[11] ifadesinden türemiştir.
Migren | |
---|---|
Migren ağrısı çeken bir kadın. | |
Olağan başlangıcı | Ergenlik dönemi yakınlarında[1] |
Uzmanlık | Nöroloji |
Belirtiler | Baş ağrısı, bulantı, ışığa karşı duyarlılık, sese karşı duyarlılık, kokuya karşı duyarlılık[1][2] |
Süre | Tekrarlayan, uzun vadeli[1] |
Nedenleri | Çevresel ve genetik[3] |
Korunma | Metoprolol, valproat, topiramat[4][5] |
İlaç | İbuprofen, parasetamol (asetaminofen), triptanlar, ergotaminler[6][7] |
Sıklık | ~15%[8] |
Normalde baş ağrısı doğası gereği unilateral (başın tek bir tarafını etkiler) ve atımlıdır ve 2 ila 72 saat sürer. İlişkili belirtiler arasında bulantı, kusma, fotofobi (ışığa karşı artmış hassasiyet), fonofobi (sese karşı artmış hassasiyet), denge bozukluğunda bulunabilir ve ağrı genellikle fiziksel aktivite ile şiddetlenir.[12][13] Migren baş ağrısı çeken kişilerin neredeyse üçte biri, yakın bir zamanda baş ağrısının meydana geleceğinin sinyalini veren geçici duyusal, motor bozukluk, görme ya da konuşma kabiliyeti bozukluğu olan bir aura hisseder.[12]
Migrenin çevresel ve kalıtımsal faktörlerin bir karışımına bağlı olduğu düşünülmektedir.[3] Vakaların yaklaşık üçte ikisi aile içinde görülür.[6] Değişen hormon düzeyleri de rol oynayabilir: Migren ergenlik öncesi yaşlarda erkekleri kızlara göre biraz daha fazla etkiler, ancak kadınları erkeklere göre iki üç kat daha fazla etkilemektedir.[14][15] Migren eğilimi genellikle gebelik esnasında azalır.[14] Migrenin gerçek mekanizması bilinmemektedir. Bununla birlikte, nörovasküler bir bozukluk olduğu düşünülmektedir.[6] Başlıca teori, serebral korteksin uyarılabilirliğinin artması ve beyinsapındaki trigeminal çekirdekte bulunan ağrı nöronlarının anormal bir şekilde kontrol edilmesiyle ilişkilidir.[16]
Tavsiye edilen ilk tedavi baş ağrısı için ibuprofen ve asetaminofen gibi basit ağrı kesiciler, bulantı için antiemetik bir ilaç ve tetikleyici durumlardan uzak durulmasıdır. Basit ağrı kesici ilaçların etkili olmadığı kişiler triptan ya da ergotaminler gibi özel maddeler de kullanabilir. Dünya genelinde, toplumun %10'undan fazlası hayatlarının bir döneminde migrenden etkilenmektedir.