![cover image](https://wikiwandv2-19431.kxcdn.com/_next/image?url=https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/b/b7/Title_Page_of_the_The_Passing_of_the_Great_Race.jpg/640px-Title_Page_of_the_The_Passing_of_the_Great_Race.jpg&w=640&q=50)
İskandinav ırkçılığı
ırkçı bir ideoloji / From Wikipedia, the free encyclopedia
İskandinav ırkçılığı ya da İskandinavcılık, "İskandinav ırkını" nesli tükenmekte olan üstün ırksal bir grup olarak gören bir ırkçı ve beyaz üstünlükçü ideolojidir. Bazı dikkate değer İskandinavcı eserler arasında Madison Grant'in The Passing of the Great Race (1916), Arthur de Gobineau'nun An Essay on the Inequality of the Human Races (1853), Houston Stewart Chamberlain'in The Foundations of the Nineteenth Century (1899) ve daha az ölçüde William Z. Ripley'in The Races of Europe (1899) kitabı gibi ırkçı eserler sayılabilir. İdeoloji, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılda Almanca konuşan Avrupa, Kuzeybatı, Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinin yanı sıra Kuzey Amerika ve Avustralya'da popüler hale geldi.
![Thumb image](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/b/b7/Title_Page_of_the_The_Passing_of_the_Great_Race.jpg/640px-Title_Page_of_the_The_Passing_of_the_Great_Race.jpg)
İskandinav fenotipinin tüm diğer fenotiplerden üstün olduğu inancı esasen Almanya'da Teutonikçilik, İngiltere ve ABD'de Anglo-Saksonculuk ve Kuzey Fransa'da Frankçılık olarak benimsenmiştir.[1][2][3] "İskandinav ırkı"nın üstünlüğü kavramı ve bu sözde ırkla ilişkilendirilen Kuzeybatı Avrupa uluslarının üstünlüğü şeklindeki çarpık düşünce, Amerika Birleşik Devletleri'nin 1924 tarihli Göç Yasası'nı etkiledi (ki bu yasa İtalyanların, Yahudilerin ve diğer Güney ve Doğu Avrupalılar tarafından gerçekleştirilen göçü kısıtladı ya da yasakladı) ve daha sonraki 1952 Göç ve Vatandaşlık Yasası[4] da bu şekilde etkilenmişti ve Avustralya, Kanada ve Güney Afrika gibi Kuzeybatı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri dışındaki diğer yerlerde de mevcuttu.[5][6] 1930'lara gelindiğinde Naziler, İskandinav ırkının "Aryan ırkı"nın en üstün dalı olduğunu ve üstün bir ırk (Herrenvolk) oluşturduğunu iddia ettiler.[7] Bu inanç sisteminin tam uygulaması II. Dünya Savaşı'nın kıvılcımını ateşleyen Lebensraum (Yaşam Alanı) amacı doğrultusunda Polonya'nın işgali ve daha sonraki yapılan diğer işgallere ve direkt olarak altı milyon Yahudinin ve diğer on bir milyon kurbanın Holokost olarak bilinen soykırımına yol açtı.