![cover image](https://wikiwandv2-19431.kxcdn.com/_next/image?url=https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/a2/US_Senate_Report_on_CIA_Detention_Interrogation_Program.pdf/page1-640px-US_Senate_Report_on_CIA_Detention_Interrogation_Program.pdf.jpg&w=640&q=50)
Geliştirilmiş sorgulama teknikleri
ABD'nin uyguladığı sistematik işkence için kullanılan isim / From Wikipedia, the free encyclopedia
Geliştirilmiş sorgulama teknikleri, dünya genelindeki "kara bölge" adı verilen gizli hapishanelerde bulunan tutukluları sorgulamak amacıyla Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ve Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerine bağlı çeşitli birimler aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmeti tarafından sistematik olarak uygulanan işkenceleri tanımlamak için kullanılan tabir.[1][2][3][4][5] Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush döneminde uygulanan teknikler arasında uzun süreli baskı pozisyonu, kafaya bir başlık geçirerek kapama, sağır edecek derecede yüksek sesler verme, halüsinasyon görülecek kadar uykusuz bırakma, yiyecek ve içecek vermeme, waterboarding, walling, çıplak bırakma, aşırı soğuk suyla ıslatma, tutukluları küçük kutulara koyma ve sürekli olarak tokat atma veya dövme bulunmaktaydı.[6][7][8] Bazı durumlarda ise tutuklular, aile fertlerine zarar vermekle tehdit edilmişti.[9]
![Thumb image](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/a2/US_Senate_Report_on_CIA_Detention_Interrogation_Program.pdf/page1-640px-US_Senate_Report_on_CIA_Detention_Interrogation_Program.pdf.jpg)
Tekniklerin uygulandığı tutuklu sayısıyla ilgili herhangi bir resmî açıklama yapılmadı. CIA tarafından yapılan açıklamayla, 11 Eylül saldırıları ile ilişkisi olduğunu tespit ettikleri Ebu Zübeyde, Halid Şeyh Muhammed ve Muhammed el-Kahtani'ye waterboarding uygulandığını kabul etti.[10] Öte yandan CIA'in waterboarding tekniğinin kullanılmadığını belirttiği Afganistan'daki kara bölgede de, waterboarding tekniğinin uygulanması için gereken tahta platform ile çevresindeki kovaların bir resmi çekilmişti.[11][12][13]
Uygulanan bu tekniklerin, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki veya uluslararası hukukta belirtilen işkence karşıtı yasaları çiğneyip çiğnemediği birtakım tepkilere yol açtı. Aralık 2007'de kamuoyu ile paylaşılan bilgiye göre 2005 yılında CIA, tutukluların sorgulanması sırasında uygulanan işkence görüntülerinin yer aldığı video kasetleri imha etmişti.[14] Birleşmiş Milletlerin işkence konusundaki özel raportörü Juan Mendez waterboarding tekniğinin "ahlaksız ve yasa dışı" bir işkence olduğunu belirtirken, Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisinde yer alan 56 Demokratik Parti üyesi vekil 2008 yılında konu hakkında bağımsız bir soruşturma başlatılması talebinde bulundu.[15][16][17][18]
2013 Nisan'ında yayınlanan tarafsız ve bağımsız bir incelemede Amerika Birleşik Devletleri'nin, 11 Eylül saldırıları sonrasında tutuklanan kişilere "tartışmasız" bir şekilde işkence yaptığı ve ülkenin en üst düzey yetkililerinin bunların tamamından sorumlu olduğu belirtildi.[19] Eski CIA Başkanı Leon Panetta, eski CIA yetkilileri, bir Guantanamo savcısı ve bir askerî mahkeme hakiminin de aralarında bulunduğu bazı Amerikalı ve Avrupalı yetkililer uygulanan bu teknikler için "geliştirmiş sorgulama" tanımlamasında bulundu.[20][21][22][23][24] 2009'da Başkan Barack Obama ve Başsavcı Eric Holder, uygulanan bu tekniklerin işkence olduğunu ve kullanımlarının yasaklandığını ifade etti.[25] Her ikisi de CIA, Savunma Bakanlığı veya programa izin veren Bush dönemine ait hükûmet yetkililerine dava açılmayacağını belirtirken, konuyla ilgili olarak bir hakikat komisyonu oluşturulabileceğini söyledi.[26]
Temmuz 2014'te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, "geliştirilmiş sorgulama" adı verilen tekniklerin işkence olduğunu belirterek, Polonya'nın ülkede bulunan kara bölgede tutulan ve işkenceye maruz kalan tutukluların ailelerine tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi.[27][28][29] Aralık 2014'te, Amerika Birleşik Devletleri Senatosu'nda alınan kararla Bush döneminde CIA tarafından uygulanan işkenceler hakkındaki raporun yaklaşık %10'luk bölümü kamuoyuyla paylaşıldı.[30]