Tesettür
Müslüman kadınların giydiği bir tür giysi / From Wikipedia, the free encyclopedia
Hicap (Arapça: حِجَاب telaffuz: [ħɪˈdʒaːb]) veya modern kullanımda tesettür, Müslüman kadınların farklı biçimlerde olabilen giyim ve örtünme davranışlarını, başörtüsü ise saçları örten ve genellikle baş ve boynu saran, ancak yüzü görünür hâlde bırakan bir giyim şeklini ifade eder.[1]
İnsan ırkının ilk kez elbise giymesi, antropoloji, arkeoloji ve genetik yöntemlerle araştırıldı. Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar insanların en fazla 170.000 en az 40.000 yıl (ortalama ve olasılıkla 100.000 yıl) önce basit elbiseler giymeye başlamış olabileceğini ortaya koymaktadır.[2][3][4][5][6] Giyim konusunda bilinen en eski hukûkî düzenleme ise Hammurabi ve Orta Asur kanunlarında yer almıştır. MÖ 1500'lere ait Orta Asur Kanun metnine göre, başörtüsü, sokağa çıkan, başka bir deyişle kamusal alana giren hür kadınların bir sembolü olarak tanımlanmış ve hukûkî güvence altına alınmıştır. Buna göre köle kadınlar ve fahişeler kesinlikle başlarını örtmeyeceklerdir. Kadınlar örtünerek bu kuralı ihlal ettiklerinde onları görüp ihbar etmeyenlerle birlikte cezalandırılmaktaydılar.[7][8]
Uhud Savaşı'nda Hind liderliğindeki Mekkeli kadınların sergiledikleri davranışta örneği görüldüğü şekliyle, İslâm öncesi Araplar savaşa gittiklerinde, Arap kadınları, savaşırken veya erkekleri savaşmaya teşvik etmek için göğüslerini açarlardı.[9] Birçok geleneksel toplumda örneğin çocuğun emzirilmesinde kadınların memelerini açmaları ayıplanacak bir şey değildir. Kur'an 24:31[10]'de geçen ve "süslerini" örtmelerini, onları aile dışındaki yabancılara göstermemelerini [9] ifade eden âyet bu bağlamda değerlendirildiğinde Kur'anın kamusal alanda yeni bir iffet ölçeği getirdiği düşünülebilir. Bu tür davranışlar, İslâm âlimleri ve Müslüman kamuoyu tarafından Cahiliyye'nin simgesi olarak görülür.
Saçlarını örtmek kadınlar tarafından bir tevazu göstergesi ve özellikle de Allah'a karşı bir saygı göstergesi olarak hayatın doğal bir parçası olarak görülmüştür.[11] Doğulu Yahudi kadınların geleneği olan baş örtüsü, Hristiyan sanatında bütün Meryem Ana ikonografilerinde görülür. Katolik kadınlar, yirminci yüzyıla kadar başlarını örtmeden kiliseye gitmezlerdi. Baş örtüsü günümüzde Gürcü ve Ermeni Hristiyan kadınlar tarafından da uygulanır.[11] İslâm dünyasının farklı bölgelerinde haya temelinde geliştirilen başörtüsü normların bazılarının İslâm öncesi Yakın Doğunun bu eski Yahudi ve Hristiyan topluluklarından miras alınan tarzları yansıttığı düşünülmektedir.[11]
Ar ve haya (utanma) anlamlarını da kapsayan Hicab terimi, başlangıçta bir bölme, perde veya genel olarak kadınların genel giyim kurallarını ifade ediyordu.[1][12] Kur'an âyetlerinde İslâm Peygamberi'ni ziyaret edenlerle Onun eşlerini ayıran bir perdeyi ifade eden âyet, kısıtlamanın kadınların tümüne değil, yalnızca İslâm Peygamberi'nin eşlerine yönelik olduğu şeklinde anlaşılmıştır. Ayrıca kadınların kamusal alanda erkeklerden soyutlanması veya metafizik olarak "insan veya dünyayı Tanrı'dan ayıran perde" anlamına gelebilir.[13]
Haya İslâm'da merkezî bir karakter özelliğidir.[11] Kur'an, Müslüman kadın ve erkeklere iffete uygun hareket etmelerini söyler[14] ve iffet sadece giyim ile ilgili bir konu değildir. İslâm ve Müslüman Dünyası Ansiklopedisi'ne göre iffet, erkeklerin ve kadınların "bakışları, yürüyüşleri, kıyafetleri ve cinsel organları" ile ilgilidir.[15] Hicab iffet ve kadın mahremiyetini ilgisiz erkeklerden korumak içindir. Bu kesimler örtünmeyi İslâmî bir zorunluluk değil, tavsive olarak alırlar. Müslüman Reform Hareketi, Kur'an'ın hicabının sadece "engel" anlamına geldiğini ve hem erkekler hem de kadınlar bağlamında kullanıldığını savunur. Onlara göre cilbab ve himar İslâm öncesi kıyafetlerdi ve Kur'an yeni bir kıyafet zorunluluğu getirmek yerine sadece bunların nasıl giyileceğini tavsiye etmişti.[16] Konuyu zorunluluk olarak ele alanların arasında da örtünmenin ne kadarının zorunluluk olduğu konusunda fikir birliği yoktur. Ayrıca şeriat hukukunda erkeklerde olduğu gibi esire veya cariye kadınların giyim kuralları, dinî ve toplumsal hakları ve sorumlulukları hür kadınlardan tamamen farklıdır. (Ayrıca bakınız: İslâm'da kadın)
En eski hukuk sistemlerinin anlayışına göre kendilerine (33:59) âyetiyle hicab tâlimatı verilenler yalnızca Muhammedin eşleriydi ve onların hiçbirinde kadınların örtünme şartı bulunmamaktadır.[9][10] Buna rağmen tüm ortodoks şeriat okulları, vücudun, özellikle boyun, ayak bilekleri ve dirsek altı gibi yerlerinin halka açık yerlerde kapatılmasını emrettiler.[9] Bâzı hukuk sistemleri, hicabı yüz ve eller dışında kalan her şeyi örten giyim,[13][17] bazıları ise yüz ve eller dahil tüm vücudunu kapsayan bir emir olarak kabul ederler.[18] İran ve Afganistan'da kadınların başörtüsü takması kanunen zorunludur.[19] İran'da 1983'te çıkartılan Ceza Kanunu ile hicap kurallarına aykırı hareket eden kadınlara "74 kırbaç" cezası getirildi.[20]
Avrupa ve Müslüman dünyada bâzı ülkeler, bâzı örtünme türlerini belirli yerlerde yasaklayan yasalar çıkardı. Dünyanın farklı yerlerindeki kadınlar da örtünme konusunda resmî olmayan baskılara maruz kaldı. Suudi Arabistan'da kanunen zorunlu değil, ancak Veliaht Prens Muhammed bin Salman, kadınların yine de "terbiyeli ve saygılı kıyafetler" giymesi gerektiğini ifade etti.[21][22][23][24][25] Gazze'de Birleşik Liderliğe (UNLU) bağlı Filistinli cihatçılar, kadınlar için başörtüsü dayatma politikasını reddetti.[26] Şeriat kurallarının uygulandığı bâzı İslâm ülkelerinde hicap ve tesettür kuralları çerçevesinde kadınların bir erkek yakınları olmadan sosyal yaşama katılmaları,[27] yalnız başına seyahat etmeleri engellenir; günlük yaşamdaki birçok faaliyet için erkeklerden izin alması beklenir.[28][29]
Günümüzde hicap anlayışı çerçevesinde kadın eğitimine ve onun sosyal hayata katılımına şiddetle karşı çıkan kökten dinci terör örgütleri İslâm dünyasında varlığını sürdürmekte, eğitim kurumlarına ve özellikle kız öğrencilere karşı saldırılar düzenlemektedirler. (Bak. Taliban, Boko Haram, Malala Yusufzay)