Kızıl Ordu
1918'de Bolşeviklerin silahlı kuvvetleri, 1922'de SSCB'nin resmî ordusu / From Wikipedia, the free encyclopedia
İşçi ve Köylü Kızıl Ordusu, (Rusça: Рабоче-крестьянская Красная армия, РККА) genellikle Kızıl Ordu olarak kısaltılır.
İşçi ve Köylü Kızıl Ordusu | |
---|---|
Рабоче-крестьянская Красная армия | |
Etkin | 15 Ocak 1918 - 25 Şubat 1946 |
Ülke |
|
Tipi | Silahlı Kuvvetler |
Görevi |
|
Büyüklük |
|
Patron | Lev Troçki |
Slogan | "Sovyet Anavatanımız için!" |
Öncül | Kızıl Muhafızlar |
Ardıl | Sovyetler Birliği Silahlı Kuvvetleri |
Marş | Beyaz Ordu, Kara Baron |
Savaşları | Birinci Dünya Savaşı (Şubat-Mart 1918) Rus İç Savaşı (1917–23) Sovyet-Polonya Savaşı (1918–21) Moğolistan müdahalesi (1921–24) Çin-Sovyet çatışması (1929) Sincan işgali (1934) Birinci Japon Savaşı (1932–39) Kış Savaşı (1939-1940) Devam Savaşı (1941-1944) İkinci Dünya Savaşı (1939–45) |
Komutanlar | |
Ünlü komutanları | Lev Troçki Semyon Budyonni |
Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'nin ve 1922'den itibaren Sovyetler Birliği'nin ordusu ve hava kuvvetleriydi. Ordu, Ocak 1918'de Lev Troçki [1] tarafından Rus İç Savaşı sırasında yeni ulusun düşmanlarının, özellikle de topluca Beyaz Ordu olarak bilinen çeşitli grupların askerî güçlerine karşı koymak için kurulmuştur. Şubat 1946'da Kızıl Ordu Sovyetler Birliği Silahlı Kuvvetleri olarak yeniden adlandırıldı Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından 7 Mayıs 1992'de Rusya Silahlı Kuvvetleri olarak adlandırıldı.
II. Dünya Savaşı'nda Müttefiklerin Avrupa'daki zaferinde en büyük kara gücü olan Kızıl Ordu, Mançurya'yı işgal ederek Japon İmparatorluğu'nun kayıtsız şartsız teslim olmasını sağlamıştır. Doğu Cephesi'ndeki operasyonları sırasında Wehrmacht ve Waffen-SSin savaş sırasında verdiği kayıpların %75-80'inden sorumlu olmuş ve nihayetinde Nazi Almanyası'nın başkenti Berlin'i ele geçirmiştir.[2]
Dünya Savaşı sırasında Kızıl Ordu'da 8 milyonu Slav olmayan azınlıklardan olmak üzere 34 milyon asker görev yapmıştır. Resmi rakamlara göre Kızıl Ordu 6.329.600 savaşta ölen, 555.400 hastalıktan ölen ve 4.559.000 savaşta kaybolan (çoğu esir alınan) asker kaybetmiştir. Savaş esirleri hariç kayıpların çoğunluğunu etnik Ruslar (5.756.000) oluştururken, onları etnik Ukraynalılar (1.377.400) takip etmiştir. 4,5 milyon kayıptan 939.700'ü kurtarılmış Sovyet topraklarında yeniden saflara katılmış ve 1.836.000'i de Alman esaretinden geri dönmüştür. Kayıpların resmi toplamı 8.668.400'dür. Bu resmi toplam ölü sayısıdır, ancak diğer tahminler toplam ölü sayısını neredeyse 11 milyona kadar çıkarmaktadır. Rusya Merkezi Savunma Bakanlığı Arşivi (CDMA) yetkilileri, veri tabanlarında yaklaşık 14 milyon ölü ve kayıp hizmet personelinin adının listelendiğini iddia etmektedir.[3]
Eylül 1917'de Vladimir Lenin şöyle yazmıştı: "Polisin yeniden kurulmasını önlemenin tek bir yolu vardır, o da bir halk milisi yaratmak ve bunu orduyla birleştirmektir (daimi ordunun yerini tüm halkın silahlandırılması alacaktır)."[4] O sırada Rus İmparatorluk Ordusu çökmeye başlamıştı. Rus İmparatorluğu'nun erkek nüfusunun yaklaşık %23'ü (yaklaşık 19 milyon) seferber edilmişti; ancak bunların çoğu herhangi bir silahla donatılmamıştı ve iletişim hatlarını ve üs bölgelerini korumak gibi destek rolleri vardı. Çarlık generali Nikolay Dukhonin 2 milyon asker kaçağı, 1.8 milyon ölü, 5 milyon yaralı ve 2 milyon esir olduğunu tahmin ediyordu. Geriye kalan birliklerin sayısının 10 milyon olduğunu tahmin ediyordu.[5]
Rus İmparatorluk Ordusu parçalanırken, Kızıl Muhafızlar birliklerinin ve Bolşeviklerin tarafına geçen imparatorluk ordusu unsurlarının, yeni hükûmeti dış düşmanlara karşı savunma görevi için oldukça yetersiz olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle, Halk Komiserleri Konseyi 28 Ocak 1918'de Kızıl Ordu'yu kurmaya karar verdi. "İşçi sınıfının sınıf bilinçli ve en iyi unsurlarından oluşan" bir yapı öngörüyorlardı. Rus cumhuriyetinin 18 yaş ve üstü tüm vatandaşları bu göreve uygun görülmüştür. Görevi "Sovyet otoritesinin savunulması, daimi ordunun gücünü silahlanmış bir ulustan alan bir güce dönüştürülmesi için bir temel oluşturulması ve ayrıca Avrupa'da yaklaşmakta olan Sosyalist Devrimin desteklenmesi için bir temel oluşturulması" idi. Askere alınma, "Sovyet İktidarı topraklarında faaliyet gösteren askeri ya da sivil bir komite ya da parti veya sendika komiteleri tarafından ya da olağanüstü durumlarda yukarıdaki örgütlerden birine mensup iki kişi tarafından garanti verilmesi" koşuluna bağlıydı. Bir birliğin tamamının Kızıl Ordu'ya katılmak istemesi durumunda, "kolektif bir garanti ve tüm üyelerinin olumlu oyu gerekli olacaktı."[6][7] Kızıl Ordu esas olarak köylülerden oluştuğu için, hizmet edenlerin ailelerine tayın ve çiftlik işlerinde yardım garantisi verildi.[8]
Halk Komiserleri Konseyi kendisini Kızıl Ordu'nun en üst amiri olarak atadı ve ordunun komuta ve idaresini Askeri İşler Komiserliği ile bu komiserlik bünyesindeki Özel Tüm Rusya Koleji'ne devretti. Nikolay Krilenko başkomutan, Aleksandr Myasnikyan ise yardımcısı oldu.[9] Nikolay Podvoyski savaş komiseri, Pavel Dıbenko ise donanma komiseri oldu. Proshyan, Samoisky ve Steinberg'in yanı sıra Komiserler Bürosundan Vladimir Bonch-Bruyeviç de halk komiseri olarak belirlendi. Bolşevikler ve Sol SRlerin 22 Şubat 1918'de düzenledikleri ortak bir toplantıda Krylenko şunları söyledi "Ordumuz yok. Morali bozulmuş askerler, ufukta bir Alman miğferinin belirdiğini görür görmez paniğe kapılarak kaçıyor, toplarını, konvoylarını ve tüm savaş malzemelerini zaferle ilerleyen düşmana bırakıyorlar. Kızıl Muhafız birlikleri sinek gibi kenara itiliyor. Düşmanı durduracak hiçbir gücümüz yok; sadece barış anlaşmasının derhal imzalanması bizi yıkımdan kurtaracaktır."