Yıldız
nükleer füzyon ile karanlık uzayda etrafına ısı ve ışık saçan kozmik cisim, plazma küresi / From Wikipedia, the free encyclopedia
Yıldız, ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşan,[1] karanlık uzayda ışık saçan, gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresidir. Bir araya toplanan yıldızların oluşturduğu galaksiler, gözlemlenebilir evrenin hâkimidir. Dünya'dan çıplak gözle görülebilen yaklaşık 6 bin dolayında yıldız vardır. Dünya'ya en yakın yıldız, aynı zamanda Dünya üzerindeki yaşamın gerçekleşmesi için gerekli olan ısı ve ışığın kaynağı da olan Güneş'tir.[1]
Güneş ışığı dâhil olmak üzere Dünya üzerindeki enerjinin çoğunun kaynağı Güneş'tir. Diğer yıldızlar, yeryüzünden bakıldığında Güneş’in ışığı altında kalmadıkları zaman, yani geceleri gökyüzünde görünürler. Yıldızların parlamasının nedeni ise, çekirdeklerinde meydana gelen çekirdek kaynaşması (füzyon) tepkimelerinde açığa çıkan nükleer enerjinin yıldızın içinden geçtikten sonra dış uzaya radyasyon (ışınım) ile yayılmasıdır.
Astronomlar bir yıldızın tayfını, parlaklığını ve uzaydaki hareketini gözlemleyerek o yıldızın kütlesi, yaşı, kimyasal bileşimi ve bunun gibi birçok özelliğini belirleyebilir. Bir yıldızın toplam kütlesi, yıldızın gelişiminin ve sonunun ana belirleyicisidir. Kütlelerine bakılarak bir yıldızın yaşam süresi tahmin edilebilir: Büyük yıldızlar az, Güneş gibi küçük yıldızlar ise çok yaşar.[2]
Bir yıldızın gelişim süreci, içinde bulunduğu aşamaya göre çapı, dönüşü, hareketi ve sıcaklığı ile belirlenir. Sıcaklık ve parlaklık durumuna göre işaretlendikleri Hertzsprung-Russell diyagramı (H-R diyagramı), yıldızların güncel yaşını ve gelişim sürecindeki aşamasını belirlemek için kullanılır.
Yıldız gelişiminin ilk halkası; hidrojen, bir miktar helyum ve çok az miktarda daha ağır elementlerden oluşan ve içe doğru çökmeye başlayan bir madde bulutudur. Yıldız çekirdeği yeteri kadar yoğunlaştıktan sonra içinde bulunan hidrojenin bir kısmı sürekli olarak çekirdek kaynaşması tepkimesiyle helyuma çevrilir. Yıldızın geri kalan kısmı, açığa çıkan enerjiyi, ışınım ve konveksiyon birleşimiyle çekirdekten uzağa taşır. Bu süreçler yıldızın kendi içine doğru çökmesini engeller ve enerji, yıldız yüzeyinde bir yıldız rüzgârı yaratarak dış uzaya doğru ışınım yoluyla yayılır.[3]
Çekirdekteki hidrojen yakıtı bittikten sonra, en azından Güneş'in kütlesinin beşte ikisi kadar bir kütleye sahip olan yıldız[4] genişleyerek, daha ağır olan elementler çekirdekte ya da çekirdeğin etrafında kabuk hâlinde kaynaşarak kırmızı bir dev hâline gelir. Daha sonra maddenin bir kısmı yıldızlararası ortama salınarak, ağır elementlerin daha yoğun olacağı yeni bir yıldız nesli yaratacak şekle dönüşür.[5] Küçük yıldızlar, yaşamlarının sonuna geldiğinde sakin bir patlamayla ölürler. Ancak Güneş'ten milyonlarca kat daha büyük olan yıldızlar, ömürlerinin sonunda büyük ve korkunç bir patlamayla ölürler ve enerjilerini uzaya salarlar. Bu patlamaya süpernova patlaması denir. Bir süpernova patlaması sırasındaki yıldızın parlaklığı, bulunduğu galaksideki tüm yıldızların toplam parlaklığına yaklaşır. Güneş'ten en az 20 kat daha ağır olan yıldızlar, süpernova patlamasından sonra bir kara deliğe dönüşürler.[2]
İki ya da daha fazla yıldızdan oluşan sistemlerde birbirine kütleçekim gücüyle bağlanmış olan ve genellikle birbirinin çevresinde düzenli yörüngelerde dönen yıldızlar bulunur. Birbirine çok yakın bir yörünge izleyen yıldızların kütleçekim gücü ile etkileşimlerinin evrimsel gelişimlerinde önemli etkisi vardır.[6]