En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

Alp Arslan

Büyük Selçuklu Devleti'nin 2. Hükümdarı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Alp Arslan
Remove ads

Alp Arslan[a] (Farsça: آلپ ارسلان ; y. 1029-1030 - 24 Kasım[6] 1072), Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun ikinci sultanı olan ve Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya gelişlerini ve mücadelesini yöneten askeri komutan ve hükümdardır. 1071 yılında Bizans İmparatorluğu hükümdarı Romen Diyojen ile yaptığı Malazgirt Muharebesi'ndeki başarısından dolayı tanınmaktadır.

Pratik Bilgiler Muhammed Alp Arslan, Büyük Selçuklu Sultanı ...
Remove ads

Doğum tarihi ve ilk yılları

Özetle
Bakış açısı

Alp Arslan'ın doğum tarihi için Zahîru'd-Dîn Nîşâbûrî, el-Hüseynî el-Yezdî, Mîrhând [en], Hândmîr ve Hasan-ı Yezdî 10 Ocak 1030 tarihini kaydederken; Bündârî [en], İbn Hallikân, İbnü’l-Adîm ise 1032-33 tarihini kaydetmektedir.[7][8][9][10] 12. yüzyıl tarihçisi Ali İbnü'l-Esîr ise yine 1032-1033 tarihini kaydetmekle birlikte, alternatif bir rivayet olarak 20 Ocak 1029 tarihinden de bahsetmektedir.[10][11][12] Bu tarihler arasından 1032-1033 tarihinin Alp Arslan'ın hayatı hakkındaki bilgilere kronolojik olarak uymaması nedeniyle, genel olarak literatürde Ali İbnü'l-Esîr'in alternatif bir rivayet olarak aktardığı 20 Ocak 1029 tarihi kabul edilmektedir.[12] Ancak Koç ve Şahin, Alp Arslan'ın doğum tarihi olarak pek çok kaynak tarafından kaydedilen 10 Ocak 1030 tarihini kullanmanın, sadece Ali İbnü'l-Esîr tarafından alternatif bir rivayet olarak aktarılan 20 Ocak 1029 tarihine göre çok daha uygun olacağını ileri sürmektedir.[10]

Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucularından Horasan Valisi Çağrı Bey'in oğlu ve Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'in yeğeni olan Alp Arslan, bu devletin kuruluş dönemindeki güç koşullarda yetişti. Alp Arslan, Dandanakan Savaşı'nın akabinde toplanan Merv Kurultayı'nda çocuk yaşta Tuğrul Bey'in hizmetine girmişti. Alp Arslan yaklaşık üç sene bulunmuş olduğu bu vazifede, önemli ve karışık devlet işlerinde dahi sözü dinlenen bir kişi olmayı başarmıştır.[10]

Remove ads

Seferleri ve savaşları

Özetle
Bakış açısı

Tohoristan Savunması (1043-44)

Babası Horasan Hâkimi Çağrı Bey'in 1043 tarihinde ciddi bir şekilde hastalanması üzerine Horasan'a dönmüş ve veliaht ilan edilmiştir. Akabinde aynı yıl Gazneli Mevdud önderliğinde bulunan Gazneli ordusu Selçuklular'ın elinde bulunan Toharistan bölgesine saldırdı.[13] O sırada Belh şehrinde bulunan Alp Arslan, Gaznelileri yenmiştir.[14] Daha sonra yapılan bir Gazneli saldırısını da püskürtmüştür. Yenilen Gazneliler, ele geçirdikleri yerleri terk ederek geri çekilmiştir.[15] Daha sonra Karahanlı Hükümdarı Arslan Han'ı yengiliye uğratmıştır.[16] Bu başarılarının üzerine ise babası Çağrı Bey tarafından Selçuklu Devleti'nin doğu sınırının koruyucusu ilan edilmiştir.

Karahanlılar Seferi

Gazneli Mevdud, Selçuklulara karşı Toharistan'da aldığı büyük yenilgiden birkaç yıl sonra Karahanlılar ve Büveyhilere, Selçuklulara karşı ittifak kurmak için çağrıda bulundu. Karahanlılar ve Büveyhiler, Mevdud'un ittifak teklifini kabul ettiler. Daha sonra ittifak güçleri ordularını birleştirmek için harekete geçti. Mevdud da Büveyhi ve Karahanlı orduları ile buluşacağı yere doğru ordusu ile yola çıktı. Ancak Mevdud buluşma yerine giderken, yolda hastalandı ve bunun üzerine Gazneli ordusu geri dönmek zorunda kaldı. Büveyhilerin ordusu da İsfahan'dan buluşma yerine doğru yola çıktı, ancak Tebes'i geçip çöle girdiğinde Büveyhi ordusunda bir salgın baş gösterdi. Bu salgında Büveyhi ordusunun komutanı da hastalandı ve ordusu çok büyük zarar gördü. Bunun üzerine Büveyhiler geri döndü.[17][18] Karahanlı Hükümdarı Arslan Han'ın ise bu olanlardan habersizdi. Arslan Han Tirmiz'e saldırdı ve şehri yağmaladı. Daha sonra Arslan Han Belh'i ele geçirmek için harekete geçti. Bu olaylar karşısında Alparslan, Karahanlılar'ın üzerine sefere çıktı ve iki taraf arasında meydana gelen savaşta Arslan Han mağlup oldu.[19] Yenilen Arslan Han geri çekilmek zorunda kaldı ve Ceyhun Nehri'nin kıyısına gitti.[20][21] Daha sonra Selçuklulara barış teklifinde bulunmaya karar verdi. Çağrı Bey bu barış teklifini duyunca askerleri ile beraber Karahanlı Hükümdarı Arslan Han ile buluştu. Bu görüşme sonucunda Selçuklular ve Karahanlılar arasında barış sağlandı.[22]

Besa'nın fethi

Sultan Tuğrul Bey İsfahan Kuşatması (1050-51) ile meşgulken[23], Alparslan kimseye haber vermeden Horasan'dan ayrılarak ordusuyla Fars vilayetinde bulunan ve Büveyhiler'e ait olan Besa(Fasa) şehrine saldırmış ve şehri fethetmiştir.[24] Daha sonra amcası Tuğrul Bey'den gelecek bir emir ile karşılaşmamak için Horasan'a dönmüştür.[25]

Horasan Savunması (1056)

Gazneli Devleti'ndeki iç karışıklıktan yararlanan Selçuklular, Çağrı Bey önderliğinde Gazneliler üzerine sefer düzenlemiştir. Çağrı Bey komutasındaki Selçuklu ordusu Büst'e kadar ilerlemiştir.[26] Gazneli İmparatorluğu'nda iç karışıklıklar Ferruhzâd'ın tahta çıkması ile son bulmuştur. Ferruhzâd, Hirhiz adlı komutanın başında bulunduğu bir orduyu, Çağrı Bey komutasındaki Selçuklu ordusunun üzerine göndermiştir. Hirhiz komutasındaki Çağrı Bey'in komutasındaki orduyu yenerek Horasan'a saldırdı ve üzerine gelen Atabeg Gülsarığ ile diğer Selçuklu komutanlarını yenerek esir aldı.[27] Bunun üzerine Alparslan, babası Çağrı Bey'den ordusu ile Gaznelilere saldırmak için izin istemiştir ve Hirhiz komutasındaki Gazneli ordusuna saldırarak Gaznelileri yenmiştir.[28] Alp Arslan bulunmuş olduğu bu mevkide özellikle Gazneliler ve Karahanlılarla çeşitli mücadelelere girerek, başarılı bir şehzadelik hayatı yaşamıştır.[10]

Rey Muharebesi (1059)

İbrahim Yınal'ın isyanı sonucunda zor durumda kalan Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, kardeşi Çağrı Bey'den yardım istedi. Çağrı Bey, bu yardım talebine oğulları Alparslan, Kavurd ve Emir Yakuti komutasında bir ordu göndererek cevap verdi. İbrahim Yınal, İbrahim Yınal'ın yeğenleri Mehmed ve Ahmed komutasındaki ordu ile Alparslan, Kavurd ve Emir Yakuti komutasındaki ordu Rey yakınlarında karşılaştı. Rey yakınlarında yapılan Rey Muharebesi'ni kaybeden İbrahim Yınal ve yeğenleri esir alındı.

Huttal Seferi (1063)

Alp Arslan, Huttal Emiri'nin isyan ettiği haberini aldıktan sonra Huttal'a karşı bir sefere çıktı. Alp Arslan komutasındaki Selçuklu ordusu Huttal'ın merkezi olan Hulbuk Kalesi'ni[29] kuşattı.[30] Hulbuk Kalesi bir dağın üzerine inşa edilmiş ve kale tahkim edilmişti, bu da ilk saldırıların sonuçsuz kalmasına neden oldu. Daha sonra Alp Arslan'ın da katıldığı bir saldırı sonucu Huttal Emiri öldürüldü. Daha sonra Hulbuk Kalesi, Selçuklular tarafından ele geçirildi. Alp Arslan kendi adamlarından birini Huttal'a emir olarak atadı.[31][32][33]

Herat Muharebesi (1063)

Tuğrul Bey'in ölümünden sonra Musa Yabgu, Alp Arslan'ın yönetimi altındaki Herat'ı ele geçirdi[34] ve isyan etti.[35] Bu arada Huttal emirinin isyanıyla uğraşan Alp Arslan, bu isyanı bastırp, Huttal emirini yendikten sonra Musa Yabgu'ya karşı sefere çıktı.[36] İki ordu Herat yakınlarında karşılaştı ve muharebe başladı. Herat yakınlarında yapılan muharebede Musa Yabgu yenildi. Alp Arslan, Herat'ın kontrolünü yeniden ele geçirdi ve esir alınan Musa Yabgu'nun hayatını bağışladı.[21][35]

Çağaniyan Seferi

Alp Arslan, Musa Yabgu'nun isyanını bastırdıktan sonra, Çağaniyan'da isyan eden Emir Musa'ya karşı yürüdü. Emir Musa, Çağaniyan yakınlarındaki savaşta yenildi ve esir alındı.[30][37] Daha sonra Selçuklu ordusu Çağaniyan Kalesi'ni ele geçirdi.[38] Alp Arslan, bu isyanı bastırdıktan sonra ordusuyla başkent Rey'e doğru ilerledi.[35]

Damgan Muharebesi ve Alparslan'ın Büyük Selçuklu tahtına çıkması

Tuğrul Bey 1063'te ölünce Selçuklu ülkesinde taht kavgaları başladı. Oğlu olmayan Tuğrul Bey, vasiyetinde Çağrı Bey'in oğullarından Süleyman'ın tahta geçmesini vasiyet etmişti. Selçuklu veziri Amîdülmülk bu vasiyeti yerine getirdi ve Rey kentinde Süleyman'ı sultan olarak tahta çıkardı. Ancak Çağrı Bey'in öteki oğlu Alp Arslan ve Arslan Yabgu'nun oğlu Kutalmış ile bazı emir ve şehzadeler Süleyman'ın sultanlığını tanımadılar. Kazvin şehrinde Alp Arslan adına hutbe okundu. Kutalmış'ın Rey önüne gelerek şehri kuşatması üzerine, vezir Amid-ül Mülk, Alp Arslan'dan yardım istediği gibi, hutbeyi de onun adına okuttu. Kutalmış ise, Alp Arslan ile Damgan yakınlarında yaptığı Damgan Muharebesi'nde ölmüştür. Alp Arslan Rey şehrinde Selçuklu Devleti tahtına çıktı. Daha sonra Amid ül-Mülk'ü azlederek, yerine Nizamülmülk'ü tayin etti.[39]

Kafkasya Seferi (1064)

İlk seferini 1064 tarihinde Rum Gazası adıyla Gürcistan, Azerbaycan ve Doğu Anadolu Bölgesi'ne yaptı[40]. Bu seferde oğlu Melikşah, veziri Nizamülmülk ve Emir Tuğtegin de bulunuyordu. Alparslan önce Gürcistan'da ve Ermenistan'da fetihler yaptıktan sonra Bizans'ın elinde bulunan Kars ve Ani bölgesine kadar ilerleyerek buraları ve etrafında bulunan kaleleri ele geçirdi. Ani'nin fethi neticesinde Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrillah, Sultan'a "Ebu'-Feth" (Fetihlerin babası) lakabını vermiştir (1064).[3]

Melik Kavurd İsyanı (1064)

Anadolu'da bulunan Alparslan 1064 yılında Kirman meliki olan kardeşi Kavurd'un isyan[27] haberinin gelmesi üzerine Doğu Anadolu'da ki seferine son verdi ve önce başkenti Rey'e daha sonra da Hemedan'a gitti. Alparslan'ın Hemedan'a gelmesi üzerine Kavurd bir elçi gönderip affdilemiştir. Hatasına rağmen Kavurd'u affetmiştir ve Kirman Meliki olarak kalmasına izin vermiştir.[41]

Üstyurt ve Mangışlak Seferi (1065)

1065 yılında Alp Arslan, 30.000 kişilik Selçuklu ordusuyla Üstyurt ve Mangışlak taraflarına sefere çıktı.[42][43] Türkmen, Kıpçak ve Cazık kuvvetlerini yendi.[44] Daha sonra Kafşud komutasındaki 30.000 kişilik Kıpçak ordusunu yendi.[27] Alp Arslan, Maveraünnehir'de fetihler yaptı ve Harezm'i fethetti.[45] Alp Arslan daha sonra atası Selçuk Gazi'nin Cend'de bulunan mezarını ziyaret etti ve burayı oğlu Melikşah'ın yönettimi altındaki topraklara bağladı. Alp Arslan'ın bu seferi sonucunda Hazar Denizi'nden Taşkent'e kadar olan topraklar Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun yönetimi altına girdi.[46]

Anadolu'da ise Tuğrul Bey tarafından başlatılan Türkmen akınları devam etmekteydi.

Kayseri Muharebesi (1067)

Emir Afşin ile birlikte 1067 yılında Anadolu'ya yöneldi ve Kayseri'ye kadar geldi. Sultan Alparslan Kayseri Muharebesi ile Kayseri'yi ele geçirdi ve yağmaladı. Kayseri'nin fethedilmesi üzerine Bizans İmparatoru Romen Diyojen Türkleri Anadolu'dan çıkartmak için 1068 yılında sefer çıktı ve Halep'e kadar ilerledi. Ancak bu hareket Türklerin akınlarının ilerlemesinde engel olmadı, hatta Amorium kenti ele geçirildi. İmparator Diyojen ikinci bir sefere çıktı ve bu sefer Fırat Nehri kenarına kadar ilerledi. Selçuklu akıncıları başka kollardan akınlara devam ederek Malatya'ya hücum ettiler. Afşin Bey komutasındaki Selçuklu Akıncıları, 1067 yılında Malatya yakınlarında Bizans ordusu ile karşılaştı ve yapılan muharebede Bizans ordusu mağlup oldu.[47] Yapılan akınların neticesinde Selçuklular 1069 yılında ilk kez Konya'yı fethettiler.[48]

Melik Kavurd İsyanı (1067)

Sultan Alparslan 1067 yılında tekrar isyan eden Kavurd'un üzerine tekrar sefere çıkmıştır.[27] Kavurd gönderdiği ordunun Alparslan'ın öncü kuvvetleri karşısında yenilmesi üzerine tekrar affedilemiştir. Alparslan onu affederek Kirman Meliki olarak bırakmıştır.[49]

Kafkasya Seferi (1068)

Sultan Alp Arslan 1068 yılında ikinci defa Kafkasya üzerine sefere çıkmak zorunda kaldı[50]. Gürcü kralı IV. Bagrat; Alanlar ile birleşerek Müslüman devleti olan Şeddadiler arazisine girmiş Erran'ı istila ve yağma edip, Gence'ye kadar ilerlemişlerdi.[51] Sultan Alp Arslan 1068 yılında Erran'a geldi Şeddâdî emiri Fazl ile Şîrvân emiri Ebu'l-Esvâr itaatlerini bildirdikten sonra Gürcistan'a girdi, Şekki bölgesini aldı. IV. Bagrat ise, Selçuklular ile savaşa cesaret edemeyerek kaçtı. Selçuklular bu seferde Tiflis, Kartli, Şirak, Vanand, Gugark, Arran, Gence[52] ve Kars'ı[53] ele geçirdi. Selçuklular bu seferde Gürcistan ve Azerbaycan'ı tekrar hakimiyeti altına aldı[50]. Sonuç olarak Bagrat aman dileyerek Alp Arslan'a tâbi oldu.

Suriye ve Anadolu Seferi

Mekke Şerifi Muhammed b. Ebî Hâşim 1070 yılında Alp Arslan'ın huzuruna gelerek, Mekke'de hutbenin Abbasi Halifesi ve Selçuklu Sultanı adına okunduğunu bildirdi.

Sultan Alp Arslan, Fatımi devleti veziri Nâsır ed-Devle b. Hamdân'dan aldığı bir davet üzerine adı geçen devleti ortadan kaldırmak ve Mısır'ı ele geçirmek maksadıyla bir sefer düzenledi ve önce Bizans topraklarına girdi. Sultan ilk olarak Malazgirt ve Erciş'i ele geçirdi.[54] Diyarbakır bölgesinde Süveyda (Siverek) ve Tulhum başta olmak üzere birçok kaleleri ele geçirdi. Daha sonra 1071 yılında Bizans hakimiyetindeki Urfa'yı iki ay boyunca kuşattı daha sonra Urfa'dan 50.000 dinarlık haraç aldı ve kuşatmayı kaldırdı[55]. Urfa'dan Haleb'e hareket eden Sultan burayı kuşatarak Mirdasoğullarından Mahmûd tarafından şehrin anahtarlarını teslim aldı ve onu affederek makamını bağışladı.[56] Şam'a yönelen Sultan; Bizans imparatoru Romen Diyojen'in büyük bir ordu toplayarak Müslüman topraklarına sefere çıktığını haber aldı ve süratle Anadolu'ya geri döndü.[27]

Malazgirt Meydan Muharebesi (1071)

Thumb
Malazgirt Meydan Muharebesi'ni anlatan bir tablo (İstanbul Askeri Müzesi)[57]

Sultan Alparslan Silvan'a vardığında Malazgirt'in Bizans ordusu tarafından alındığını ve halkının kılıçtan geçirildiği haberlerini almıştır. Bunun üzerine Sultan Alparslan yönünü Ahlat'a çevirmiştir. Sultan Alparslan Ahlat'a gelmiştir.[58] Bir müddet burada kaldıktan sonra, ordusu ile Ahlat'tan ayrılarak Malazgirt yakınlarında bulunan Rahve ovasına gelerek burada karargâhını kurmuştur ve atlı askerlerinin bir bölümünü bölgede bulunan tepelere yerleştirmiştir. Muharebe 26 Ağustos cuma günü öğle saatlerinde Selçuklu hücumu ile başlamıştır.[27] Sultan Alparslan komutasındaki merkez ordusu kendinden sayıca üstün olan Bizans ordusuna saldırmış ve bir süre sonra savaş taktiği gereği geri çekilmiştir. Bizans imparatoru Romen Diyojen'in önderliğinde bulunan merekz ordusu Selçuklu ordusunu takibe koyuldu ve pusu noktasına gelindiğinde ise Alparslan komutasındaki ordu yönünü Bizans ordusuna çevirdi ve diğer Selçuklu askerleri saklandığı tepelerden çıkarak Bizans ordusunu etrafını sarmıştır.[26] Kurt Kapanı'na düşen Bizans ordusu bozguna uğramış ve tarihte ilk kez bir Bizans imparatoru Türk ve Müslüman olan bir komutan tarafından esir alınmıştır.[59][60]

Bu dönemde Bizans bir nevi fetret devri yaşamıştır. Alp Arslan, Bizans İmparatoru Romen Diyojen'in canını bağışlamış, onu sadece yıllık vergiye bağlayıp bir süre esir tutmuştur. Fidyesi ödenen Romen Diyojen ülkesine döndüğünde, tahtından indirilmiş ve VII. Mihail'in yeni bir Bizans imparatoru olarak tahta çıkmış olduğunu görmüştür. Tahtını geri almak için yaptığı savaşlarda mağlup düşmüş; kaçtığı Kilikya'da küçük bir kalede yakalanarak gözlerine mil çekilmiş; İstanbul'a getirilmiş ve Proti Adasına (Kınalıada'da) sürgün edilmiştir. Gözlerinin kör edilmesinden dolayı oluşan yaranın enfeksiyonu sonucu ölmüştür.[61] Bu nedenle Malazgirt Muharebesi sonunda esir düşen Romen Diyojen'in imzaladığı vergi ödeme vaadi geçersiz kalmıştır.

Remove ads

Türkistan seferi ve ölümü

Sultan Alp Arslan, Karahanlılar arasındaki iç mücadele ve Selçuklu topraklarına yaptıkları baskınları önlemek üzere 1072 yılının Eylül ayı sonlarında 200.000 kişilik büyük bir orduyla Türkistan bölgesine sefere çıktı. Alparslan bu sefer sırasında ordusuyla birlikte Ceyhun Nehrini geçmek için gemiler inşa ettirdi. Alparslan ve ordusu gemiler yardımıyla Ceyhun Nehrini 24 günde geçti. Daha sonra Alparslan ve Ordusu Karahanlı topraklarında ilerleyişe geçtiler.[62] Alparslan komutasındaki Selçuklu ordusu Barzam (Berzem) kalesi önlerine geldi ve kaleyi kuşattı. Alparslan bir süre kuşatma altında tuttuğu Barzam (Berzem) kalesini teslim aldı. Huzuruna çıkan kale kumandanı Yusuf Hârizmi tarafından, çizmesine sakladığı küçük bir hançerle ağır şekilde yaralanan Alp Arslan dört gün sonra da öldü.[6][63]

Türkmen takviminde 2002 yılından Temmuz 2008'e kadar Ağustos ayı Alp Arslan olarak adlandırılmıştır.

Merv şehrinde olduğu düşünülen mezarın tam yeri bilinmemektedir.[64][65]

Popüler kültürdeki yeri

Notlar

  1. tam adıyla 'Adud'üd-devle Ebû Şüca' Muhammed Alp Arslan bin Davud, (Farsça: عضد الدوله ابو شجاع محمد آلپ آرسلان بن داود)

Kaynakça

Dış bağlantılar

Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads