En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

Beycesultan

Denizli, Türkiye'de tepe Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Beycesultan
Remove ads

Beycesultan, Batı Anadolu'da, Denizli'nin Çivril ilçesinin yaklaşık 5 km güneybatısında yer alan bir arkeolojik alandır. Büyük Menderes Nehri'nin (Maeander) eski bir kolunun kıvrımında yer almaktadır.

Pratik Bilgiler Konum, Bölge ...
Remove ads

Tarihçe

Özetle
Bakış açısı

4 hektarlık alanda Geç Bakır Çağı'dan Bizans dönemine kadar uzanan yaklaşık 40 arkeolojik katman bulunmaktadır. Höyüğün çapı yaklaşık 1 km ve derinliği 25 m'dir.

Geç Bakır Çağı

Beycesultan, Geç Bakır Çağı'ndan itibaren yerleşime açılmıştır. İlk 20 katman MÖ 5. ve 4. binyıllara aittir.[1] Mimari olarak taş temeller üzerinde kerpiç duvarlı dikdörtgen odalar ve duvarlar boyunca sıralar içermektedir.[2]

Erken Tunç Çağı

Yerleşimin büyüklüğü ve önemi MÖ 3. binyıl boyunca artmış, önemli dini ve sivil yapılar inşa edilmiştir.[3] Erken Tunç Çağı'nın sonlarına doğru, Orta Anadolu ile Batı Anadolu arasındaki ticaretin Ege adalarına doğru ilerlediği Anadolu Ticaret Ağı gelişti.[4]

Erken Tunç I'de ön tarafta revaklar ve ana salonda şömine bulunan iyi korunmuş megaron benzeri yapılar vardı. Çanak çömlekler arasında gaga ağızlı testiler ve kavanozlar yer alır. Büyük yapıların yanına küçük tapınaklar inşa edilmiştir.

Erken Tunç III'te, çömlekçi çarkı Luvi halkının gelişiyle birlikte bu bölgeye geldi. Mimaride megaron tipi evler ön plana çıkıyordu.

Orta Tunç

Thumb
Beycesultan'dan seramik bir darbuka. MÖ 17. ila 16. yüzyıl. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara

Yerleşimin gelişimi, 2. binyılın başlarında büyük bir saray ve ona bağlı yapıların inşa edilmesiyle zirveye ulaştı. Sonrasında saray terk edildi ve daha sonra MÖ 1700 civarında yıkıldı. Erken Tunç Çağı'ndan farklı olarak Orta Anadolu, Asur ticaret ağıyla daha çok doğuya odaklanmıştı. Batı Anadolu'da Beycesultan gibi yerleşimlerin gelişimi batıdan, özellikle Ege medeniyetleri ve Girit'ten etkilenmiştir.

Geçiş Dönemi EB/MB'de (Seviye VI/V), bir damga mühründe Luvi hiyeroglifleri, Hint-Avrupa dilinin bilinen en eski kanıtını temsil ediyor.[2][5][6]

Orta Tunç Çağı I'de (MÖ 2000-1800 civarı), Beycesultan Küçük Asya'nın başlıca şehirlerinden biriydi. V. katmanda, höyüğün doğu tarafına bir saray inşa edilmişti. Ayrıca bir de "aşağı şehir" yerleşimi kurulmuştu.

Orta Tunç II'de (MÖ 1800-1550 civarı), sarayın Girit'teki Minos uygarlığına ait Knossos Sarayı'yla benzerlikleri vardır. Bu saray M.Ö. 17. yüzyılda yıkıldı. James Mellaart sarayın, batıda Arzava ile savaşan Hitit kralı I. Hattuşili (MÖ 1650-1620 civarı) tarafından yıkıldığını belirtir.

Geç Tunç Çağı

Beycesultan, birkaç yüzyıl süren yarı terk edilmişliğin ardından, bu kez Anadolu'daki Hitit bölgelerinden daha fazla etkilenerek yeniden yükselmeye başladı. Daha önceki şehirden daha küçük olmasına rağmen o dönemin yerleşimlerine nazaran büyük bir şehirdi. ,I. Şuppiluliuma'in Anadolu Savaşları'ndan (MÖ 1350 civarı) sonra Hitit İmparatorluğu bu bölgenin doğusundaki egemen güçtü. Beycesultan'ın ikinci kez gelişmesinden sonra, o dönemde Anadolu'daki birçok yer gibi, MÖ 1200 civarında tamamen yok oldu.[7]

Sonraki dönemler

Yerleşim Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde az da olsa iskan edilmişti.[8][9] Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan kent "Ilouza" (Ιλούζα) adını taşıyordu ve muhtemelen Hititler'in Vilusa bölgesinin burası olabileceği varsayılmıştır.[10] Ancak Fred Woudhuizen, epigrafik delillere dayanarak sitenin adının Mira olduğunu savunmuştur.[11]

Remove ads

Kazılar

Özetle
Bakış açısı
Thumb
Beycesultan kazı alanı

Beycesultan höyüğü, eski bir ticaret yolu ile ikiye bölünmüş iki höyükten oluşmaktadır. En yüksek yeri batı höyüğünde 25 metre olup, tüm höyük yaklaşık bir kilometre çapında olup, yaklaşık 35 hektarlık bir alanı kaplamaktadır.

1950'lerin başlarında İngiliz arkeolog James Mellaart, sitenin yakınlarında Geç Tunç Çağı'na ait çanak çömlek örnekleri keşfetti. Yapılan araştırmada, Menderes Nehri'nin üst kısmında Beycesultan höyüğü tespit edildi.

Seton Lloyd, James Mellaart ile birlikte, 1954'ten 1959'a kadar altı sezon boyunca Ankara'daki İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına Beycesultan'ı kazdı ve her kazı yaklaşık iki ay sürdü.

2002'den 2007'ye kadar Ege Üniversitesi'nden Eşref Abay, sitede yeni bir araştırma yaparak 2007'den itibaren yeni kazılar başlattı. Çalışmalar, Adnan Menderes Üniversitesi ile işbirliği içinde günümüzde de devam etmektedir.

Henüz epigrafik bir malzemeye rastlanmamış olmakla birlikte, birkaç mühür bulunmuştur.

Tarih öncesindeki Kalkolitik Çağdan Bronz Çağı'na, Bizans İmparatorluğuna uzanan çok uzun bir sekans içinde yerleşime konu olmuş olması Beycesultan'ın en önemli özelliğidir. Kazılarda keşfedilen ve çok ince bir sanatın ve işciliğin eseri olan buluntulardan bazıları Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde ve Pamukkale'de Hierapolis müzesinde sergilenmektedir.

Beycesultan'da keşfedilen ve MÖ 2. binyılın başlarına tarihlenen bir Luvi dilinde bir hiyeroglif mühür, üzerinde tartışmalar sürmekle birlikte, Anadolu tarihinin erken dönemlerine ilişkin yeni soru işaretleri doğurmuştur.[12]

Remove ads

Kaynakça

Dış bağlantılar

Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads