En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları
Mehmed (Karamanoğulları beyi)
Karamanoğullarının 2. Hükümdarı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Remove ads
Karamanoğlu I. Mehmed, Şemseddin Mehmed Bey[2] ya da Karamanoğlu Mehmed Bey (y. 1245 - 1246, Ermenek - 20 Haziran 1277 veya 1278, Mersin), Karamanoğulları Beyliği'nin kurucusu Karaman Bey'in en büyük oğludur. 1263'ten 1278 yılındaki ölümüne kadar hüküm sürmüştür. İktidarı boyunca Moğollarla mücadele içinde bulunmuş ve Anadolu Türklüğünün savunucusu olmuştur.[3] 13 Mayıs 1277'de Konya'da yayımladığı fermanıyla birlikte Türkçeyi Anadolu'da resmî dil ilan etmiştir.[4]
Remove ads
İlk yılları

I. Mehmed, 1246 yılında Ermenek'te dünyaya gelmiştir. Babası Karamanoğulları Beyliği ve Hanedanı'nın kurucusu Karaman Bey, annesi ise Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyâseddin Keyhüsrev'in kızıdır.[5] Mehmed'in çocukluk yılları, nasıl yetiştirildiği ve nasıl eğitimler aldığı hakkında güvenilir bir kayıt bulunmamaktadır. Babası, beyliğini 1255 veya 1256 yılında kurmuş, gerçekleştirdiği fetihler sayesinde sınırlarını genişletmiş ve kısa sürede bölgede güç kazanmıştır.
Karaman Bey, 1263 senesinde Kilikya Ermeni Krallığı'na karşı yaptığı savaş sırasında aldığı yaralar neticesinde bir süre sonra hayatını kaybetmiştir. Bu gelişmenin ardından Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan, Karaman Bey'in oğullarını tutuklatarak Konya'daki Gevele Kalesi'nde hapse attırmıştır. Mehmed Bey bu esnada 17 yaşında olmalıdır. Rükneddin Kılıç Arslan'ın 1266 tarihinde Moğollar tarafından idam edilmesinin üzerine, Muînüddin Süleyman Pervâne devlete tamamen hâkim olmuştur. Akabinde Mehmed Bey ve kardeşlerini serbest bırakmıştır. Ancak küçük kardeşi Ali Bey rehin olarak Kayseri'de kalmıştır.[6]
Eduard von Zambaur'a göre Karamanoğlu Mehmed, II. İzzeddin Keykavus'un kızıyla evlenmiştir.[7]
Remove ads
Beyliğin başına geçmesi ve ilk faaliyetleri
Özetle
Bakış açısı

Karaman Bey'in 1263 yılındaki vefatının ardından Mehmed Bey hükümdar olmuş, ancak daha sonra Gevele Kalesi'nde hapsedilmiştir. 1266 yılında kardeşleriyle beraber serbest kalmasıyla beyliğin başına tam anlamıyla geçmiştir.
Hükümranlığının ilk yıllarına dair elimizde yeterli bilgi ve kaynak bulunmamakla birlikte, onun da babası gibi bağımsızlık mücadelesini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Kendisine dinin güneşi anlamına gelen "Şemseddin" ünvanı verilmiştir.[8]
Hatiroğlu isyanı'na katılması
1276 yılında Anadolu'da Moğol baskısına karşı başlayan isyan hareketleri, bölgedeki siyasi dengeleri derinden sarsmıştır. Bu isyanlardan biri, Beylerbeyi Hatiroğlu Şerafeddin'in Memlûk Sultanı I. Baybars'a güvenerek Selçuklu ve Moğol idaresine karşı ayaklanmasıyla başlamıştır. Hatiroğlu Şerafeddin Mesud'un bu isyanına Mehmed Bey ve kardeşleri de katılmıştır. Böylece Karamanoğulları, aktif olarak Moğol karşıtı cephede yerlerini almışlardır.[9]
Bunun üzerine gücü ve cesareti artan Hatiroğlu Şerafeddin, Hotenli Kadıoğlu Bedreddin İbrahim'i görevden azlederek onun yerine Kamerüddin-ili subaşılığına Şemseddin Mehmed Bey'i getirmiştir. Bu göreve getirilen I. Mehmed Bey, hızla harekete geçerek güneydeki deniz kıyısındaki şehir ve kaleleri denetimi altına almış, aynı zamanda Moğollar'a karşı başarılı taarruzlar gerçekleştirmiştir. Bu saldırılar kapsamında Ulukışla'da bulunan 200 kişilik bir Moğol birliğiyle çatışmaya girmiş ve bu birliği tamamen imha etmiştir.
Ancak bu isyan uzun sürmemiştir. Hatiroğlu Şerafeddin, Ulukışla Kalesi'ne gittiğinde kalenin yöneticisi Sabıku'd-din tarafından tutuklanarak Pervane'ye teslim edilmiştir. Hakkında verilen karar doğrultusunda, Ekim 1276'da idam edilmiştir.[9] Hatiroğlu isyanı'nın bastırılmasından sonra dahi Mehmed Bey eylemlerine devam etmiştir. Selçuklular'a vermekte olduğu vergiyi kesmiş ve yönetimi altındaki Mut, Ermenek, Gülnar, Silifke ile Anamur gibi yerlerdeki Moğollar'ı tamamen imha etmiştir.[10]
Bunlar yaşanırken Memlük Hükümdarı I. Baybars, Moğol ordusunu Elbistan Ovasında yenerek Nisan 1277'de Kayseri'ye gelmiş ve burada rehin tutulan Ali Bey, sultanın huzuruna çıkarak ağabeyleri ve kendisi için beylik topraklarını ve sancakları alarak abisi Mehmed'in yanına gönderilmiştir.[4]
Remove ads
Göksu Geçidi'ndeki savaşı
Özetle
Bakış açısı
Kamerüddin-ili’nin eski subaşısı Hotenli Kadıoğlu Bedreddin İbrahim, intikam amacıyla Mehmed Bey'in üzerine sefer düzenlemiştir. Bu sırada yanında 2.000 kişilik bir Moğol birliği bulunmaktaydı. İlk etapta Karamanoğlu Mehmed Bey sultanın hazinesine 100.000 dinar vermeyi vaat ettiyse de, Bedreddin İbrahim seferden geri dönmedi. Bunun üzerine Karamanoğulları, dağlık bölgelere çekilerek ilerleyen Selçuklu ordusunu yıpratmaya ve ciddi zaiyat verdirmeye başladılar. Nihayet Göksu Geçidi'nde Selçuklu ordusunu kesin bir yenilgiye uğrattılar. Bu savaşta pek çok ganimet ve esir ele geçirdiler. Bedreddin İbrahim canını kurtarmak için çevredeki kalelerden birine sığınmış, ancak kale Karamanoğulları tarafından kuşatma altına alınmıştır.
Yozgat ile Kırşehir arasında konuşlanmış olan Moğollar, Bedreddin İbrahim'in bu mağlubiyetini haber alınca onu kurtarmak için Konya'da bulunan Saltanat Naibi Emineddin Mikail'i yeni bir ordu ile Karamanoğulları'nın üzerine göndermiştir. Emineddin Mikail, Bedreddin İbrahim'i kuşatmadan kurtarmış ancak kendisi de Mehmed Bey'e yenilip Konya'ya çekilmiştir. Bu iki başarı Karamanlıların gücünü arttırmış, Mehmed Bey'in muktedir bir kumandan olduğunu göstermiştir.[11]
Konya'yı ele geçirmesi ve Siyavuş'u tahta çıkarması
Özetle
Bakış açısı
Mehmed Bey, Moğol hakimiyeti altındaki Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev'e karşı çıkmıştır. Bu yüzden yanında II. İzzeddin Keykâvus'un oğlu olduğu iddia edilen Alâaddin Siyavuş (Cimri) ile birlikte Selçuklu'nun başkenti Konya üzerine yürümüş ve şehri kuşatmıştır. Bu esnada başkentte yalnızca saltanat naibi Eminüddin Mikail ile Meliküssevahil Bahaeddin Bey bulunuyordu. Karamanoğlu Mehmed Bey kuşatma esnasında Eminüddin Mikail'e elçi göndererek, Sultan İzzeddin Keykâvus'un oğlunun yanında olduğunu, nesebinin doğruluğuna güvenilir kişilerin şahitlik ettiğini, şüphesi olanların eski saray hocalarını göndererek bunu kontrol edebileceğini, söylemiştir. Ancak isteği karşılık görmemiştir. Bu sebeple I. Mehmed Bey ve Türkmen askerleri Konya'ya saldırmışlardır. Şehirdeki Selçuklu askerleri her ne kadar direnmeye çalışsalar da ciddi bir mukavemet gösterememişlerdir. Türkmenler Atpazarı ve Çaşnigir kapılarını ateşe verdiler. Sonunda 12 Mayıs 1277'de Konya'ya girmeyi başarmışlardır. Eminüddin Mikail kaçmaya çalışırken Karamanlılar tarafından yakalanmış, hazinelerin yerlerini göstermeye mecbur bırakıldıktan sonra Meliküssevahil Bahaeddin ile birlikte öldürülmüştür.[12]
Naip Eminüddin Mikail'in öldürülmesinden sonra Konya halkına, Siyavuş'un saltanatını tanımaları için baskı yapıldı ve halk sonunda bunu kabul etti. 15 Mayıs 1277 günü Alâaddin Siyavuş, ata bindirilerek şehrin etrafında gezdirildi; ihtişamlı bir törenle tahta oturtuldu, adına sikke kesildi ve hutbe okundu. I. Mehmed Bey ise vezirlik makamına getirildi ve törenin ardından divan kuruldu. Karamanoğlu I. Mehmed Bey tarafından çıkarılan bir fermanla, o zamana kadar sarayda ve resmî yazışmalarda kullanılan Arapça ve Farsçanın yerine Türkçe resmî dil ilan edilmiş; ayrıca Selçuklu topraklarındaki kamuya açık tüm yerlerde Türkçe'den başka bir dilin konuşulması yasaklanmıştır.[4]
Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergâhda, bergâhda, mecliste, meydanda ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye. (13 Mayıs 1277)
Akşehir'deki savaşı
Sahib Ata Fahreddin'in oğulları Taceddin Hüseyin ile Nusreddin Hasan; Emineddin Mikail ile Meliküssevahil Bahaeddin'in Karamanoğlu Mehmed Bey ve Alâaddin Siyavuş eliyle öldürüldüğünü, Anadolu Selçuklu Devleti tahtına da Siyavuş'un oturduğunu işittiler. Germiyan Türkmenlerine elli bin dirhem dağıtarak kalabalık bir grupla Siyavuş ve Mehmed Bey'in üzerine yürüdüler. Konya'da birkaç gün süren şenlikler devam ederken, Sâhib Ata'nın oğullarının Konya'ya doğru ilerlemekte olduğu haberi ulaşınca Mehmed Bey, onlarla savaşmak için Konya'dan ayrıldı.
Nihayet iki grup Akşehir'in Değirmençayı mevkisinde karşı karşıya geldi. Aralarından geçen bir çay, iki grubu birbirinden ayırmaktaydı. Karamanoğlu Mehmed Bey atını suya sürmek istediyse de yanındaki Türkmenler buna engel oldular. Sâhib Ata Fahreddin’in oğlu Taceddin Hüseyin, kendisine ve destekçilerine güvenerek eline mızrak alıp atını çaya sürdü. Karamanoğlu Mehmed Bey’in de atını çaya sürmesiyle aralarında bir çarpışma yaşandı ve Taceddin suya düştü. Türkmenler onun başını keserek oracıkta öldürdüler. Taceddin’in öldürüldüğünü gören Germiyan Türkmenleri ile diğerleri hemen oradan uzaklaştılar ve Mehmed Bey büyük bir zafer kazandı. Karamanlılar zengin ganimetler elde ettiler. Mehmed Bey, bu zaferden sonra Afyonkarahisar'ı da kuşattı ancak kuşatma başarılı olmayınca Alâeddin Siyavuş ile Konya'ya döndü.[13]
Remove ads
Moğol-Selçuklu ordusunun Konya'ya geri dönmesi
Özetle
Bakış açısı

Dönmelerinin ardından Moğol-Selçuklu ordusunun Konya'ya gelmekte olduğu haberi alındı. Fakat Mehmed Bey bu haberi Konya halkından gizledi. Siyavuş ile elde ettikleri hazineleri şehirden çıkarttıktan sonra kendileri de şehri terk ettiler. Şehirden ayrıldıktan sonra hiç durmaksızın at süren Mehmed Bey ve Alâaddin Siyavuş, taraftarlarıyla birlikte Sorhun'a vardılar. Bu sırada başında Moğol şehzadesi Konkurtay'ın bulunduğu ordu Kayseri'ye girmiştir. Siyavuş'un tahta geçmesinin ardından göreve getirdiği Akşehir subaşısı Çaylak ile Ilgın subaşısı Emir-i Candar, destekçileriyle birlikte öldürüldü. Moğol ordusunun yaklaştığından emin olan I. Mehmed Bey ve Siyavuş, savaşa hazırlık yaptılar ve ardından yeniden Konya'ya döndüler. Ancak Moğol ordusunun geldiğini duyan Konya halkı; surları ve burçları güçlendirmiş, mancınık yerleştirerek savunma hazırlıklarını tamamlamışlardı.
Mehmed Bey ve Siyavuş şehre yaklaştığında, baş kadı Siraceddin Mahmut Urmevi, halkı yönlendirerek surlara çıktı ve onlara ok attı.[12] Bunun üzerine Alâeddin Siyavuş ile birlikte İçil’e döndü. Memlük müelliflerine göre, Mehmed Bey ile Siyavuş, Akşehir Seferi de dahil olmak üzere Konya'da otuz yedi gün kalmıştır. Mehmed Bey'in asıl amacı Moğollar'la savaşmak üzere Erzurum'a gitmekti. Ancak Türkmenler Moğollar'dan korktukları için kendisine katılmadılar.
Remove ads
Son yılları ve ölümü
Peşlerinden Selçuklu-Moğol ordusu Mut Ovası'na geldi. Oluşturulan bu orduya ahiler, paralı askerler ve fityanlar da destek vermekteydi. Öncelikle Karamanoğlu Mehmed Bey'e destek veren ve onun liderliğini tanıyan Türkmenlere büyük zararlar verildi; bazıları esir alındı, bazıları ise öldürüldü. Selçuklu-Moğol ordusunun üzerine gelmekte olduğunu öğrenen Mehmed Bey, Alâadin Siyavuş'u can güvenliğini sağlamak amacıyla daha güvenli bir bölgeye gönderdi. Kendisi ise kardeşleri Tanu Bey ile Zekeriya Bey, amcasının iki oğlu ve birkaç yakınıyla birlikte sarp bir bölgeye çekilmiştir.[13]
I. Mehmed Bey, az sayıda kişiyle hareket ederken Kurbağahisarı mevkiinde Moğol-Selçuklu birliğinin baskınına uğramış; kardeşleri Zekeriya ve Tanu ile amcasının iki oğluyla birlikte öldürülmüştür. Mehmed ile iki kardeşinin kesilen başları, Konya'daki Sultan III. Gıyâseddin Keyhüsrev'e götürülüp teşhir edilmiştir. İbn Bîbî öldürülmesini 20 Haziran 1277 olarak belirtirken, Tevârih-i Âl-i Selçuk'ta 30 Mayıs 1279 olarak belirtilmiştir.[4] Mehmed'in naaşı, Karaman ilinin Ermenek ilçesine götürülmüş ve Balkusan Köyün'de bulunan türbesine defnedilmiştir.

Remove ads
Fermanı
I. Mehmed Bey, vezirlik makamına getirildikten sonra bir divan toplantısı düzenlemiştir. Bu toplantının ardından yayımladığı bir fermanla, Anadolu'da Türkçeyi resmî dil ilan etmiştir. 13 Mayıs 1277 tarihli bu ferman şu şekilde kaleme alınmıştır:
“ | "Şimden gerü hiç gimse divanda, dergâhda, bergâhda, mecliste, meydanda ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye." (13 Mayıs 1277) | „ |
Söz konusu fermanla birlikte, özellikle Farsça olmak üzere Arapça'nın da devlet işlerinde kullanımı yasaklanmıştır. Mehmed Bey'in bu girişimdeki temel amacı, halk arasında dil birliğini sağlamak ve yönetimde kullanılan dil ile halkın konuştuğu dil arasında bütünlük oluşturmaktır. Bu karar, sadece bir idarî düzenleme değil, aynı zamanda kültürel bir duruş ve dil milliyetçiliği olarakta değerlendirilmektedir.[14]
Remove ads
Mirası

- İsmi, Karaman'da 28 Mayıs 2007'de kurulan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi'ne verilmiştir.
- Türkçeyi Anadolu'da resmî dil ilan etmesi, her yıl 13 Mayıs'ta kutlanmaktadır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Dış Bağlantılar
Wikiwand - on
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Remove ads