En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

Pazırık halısı

Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Pazırık halısı
Remove ads

Pazırık halısı, Altayların Pazırık bölgesinde keşfedilen ve Pazırık Kurganı bölgesinde yapılmış, bilinen tarihin en eski halılarıdır.

Thumb
Pazırık kurganından çıkartılan Hun halısı.
Remove ads

Keşif ve özellikler

Özetle
Bakış açısı

Pazırık Kurganından çıkarılan Hun halısı, Sovyet arkeolog Sergei Rudenko tarafından yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.[1] Altayların MÖ 3. yüzyıla ait sakinlerinin bıraktığı yaklaşık 40 bey takımına ait kurganlarda, zengin sanat eserleri bulunmuştur.[2] Bu eserlerin büyük bir kısmı hâlen Leningrad Ermitaj Müzesi'nde sergilenmektedir.

Pazırık Halısı, kökeni üzerinde çeşitli tartışmalar bulunan ve arkeoloji literatüründe önemli bir yere sahip olan bir halıdır. Sibirya'nın Altay Dağları'ndaki Pazırık Kurganı'nda bulunmuş olup, M.Ö. 5. yüzyıla tarihlendirilmektedir. 1947-1949 yılları arasında gerçekleştirilen kazılar sırasında ortaya çıkarılan Pazırık Halısı, keşfinden bu yana geçen süreye rağmen, kökeni ve dokuma tekniğiyle ilgili tartışmaların odağında yer almaya devam etmektedir. Pazırık Halısı, günümüzde bilinen en eski düğümlü halı örneği olarak kabul edilmekte ve arkeolojik açıdan büyük öneme sahip bir eser olarak değerlendirilmektedir.

Kazıları yöneten Rudenko, 1.89 x 2 m ölçülerinde olan; üzerinde biniciler, sığınlar ve mitolojik yaratıklardan griffon figürlerinin bulunduğu bu sık dokunmuş halının, Ahamenidler Dönemi'nde İran'da dokunarak Altaylara ihraç edildiğini öne sürmüştür.[3] Halıda bir desimetre karede 3600 ilmek bulunmaktadır.[4]

Remove ads

Görüşler

Özetle
Bakış açısı

Johanna Zick - Nissen, bu halının Anadolu'ya kadar uzanan bölgelerde dokunduğu düşünmektedir.[5] R. Ghirsman, K. Jetter gibi bazı İranist sanat tarihçileri bu tür karmaşık bir halının göçebe Türk toplumları tarafından dokunamayacağı görüşündedir. Onlara göre, bu halı teknik bakımdan oldukça bileşik, sanat bakımından da çok taraflı, değişik anlayışla yüklü bir yapıttır. Bu sebeple, yine onlara göre, "atlı bozkır ezinine'" mensup, yaylak ve kışlak yaşamı yaşayan Türk göçebelerinin böyle bir halıyı meydana getirmeleri asla mümkün değildir.

Türk topluluklarının bulundukları bölgelerde gün ışığına kavuşturulmuş çeşitli halı örneklerinden; Aurel Stein'in Doğu Türkistan'da yaptığı kazılarda "Lou-lan" kuyu mezarında ve Lop-Nor'da bir Stupa'dan çıkartılan halılar; Vonle Coq'un Turfan kazılarında bulduğu MS. 5. ve 6. yüzyıla kadar uzanan devrede dokundukları tespit edilen halılar;[6] Carl Lamm'ın Fustat'da bulduğu Selçuklu halı parçalarından ve Türk İslâm Eserleri Müzesi'nde teşhirde bulunan Selçuklu halılarından bihaber gibi bir davranış içine düşmüş olduklarını söylemek mecburiyetindeyiz.[kim?] Oysaki anılan bu halı örneklerinin dünyanın en eski ve en mükemmel halı parçaları olduğu bütün mütehassıslarca ifade edildiği herkesçe bilinmektedir.[kim?] Yine bununla ilgili olarak şu noktayı da kaydetmeliyiz[kim?]: Orta Asya'nın Doğu Türkistan'ı, Altaylar'ı ve Moğolistan'ı içine alan bölgesi, birçok ilim adamları tarafından daima düşünce yanlış anlamalarına meydan vermemelidir. Çünkü, Türkistan hiç şüphesiz eski bir dokuma merkezidir. Ancak bu merkezin Doğu Türkistan'a doğru uzayan bölgelerinde Orta Çağ'da zengin bir dokuma geleneğinin bulunduğu kesindir. Yukarıda hatırlatıldığı gibi, Lou-lan Ve; Lop-Nor'da dokunmuş halılar ile çeşitli kumaşlar Aurel Stein'in 1906-1908'de yapmış olduğu kazılarda gün ışığına çıkarılmıştır. Dolayısı ile bu bölgenin zengin bir dokuma merkezi olduğu açıkça anlaşılmıştır. Pazırık ise bu bölgeye hiç de uzak bir yöre değildir. Ayrıca bugün Kaşgar, Hotan, Kuca ve Turfan'da dokunan halılar, bu en eski halı bölgesinin, geleneğini hâlâ sürdürmekte olduğunu göstermektedir. Sanat tarihçileri çoğunlukla Altaylar'ın Pazırık vadisindeki beylere ait kurganlardan pek çok sanat yapıtının bir bütün olduğunu düşünmemekte ve bunlardan sadece bir halıyı dışarıdan ithal edilmiş tek bir yapıt gibi okumaktadır.

Thumb
Beşinci Pazırık kurganından çıkartılan Hun halısı 1.89x2 m ebadında halen Leningrad Hermitaj müzesinde bulunmaktadır. Halı üzerinde 1.250.000'luk ilme mevcuttur.

Bu kanının aksine olarak adı geçen kurganların Hunlar'a ait olduğu görüşü Kiseljov ve Simirnov gibi Sovyet ermişleri tarafından ortaya atıldığı gibi, kültür tarihçilerinden Abdülkadir İnan, İkinci Türk Tarih Kongresinde vermiş olduğu «Altay'da Pazırık hafriyatında çıkarılan atların vaziyetini Türkler'in defin merasimi bakımından izahı» adlı tebliği ile diğer makalelerinde ve Bahaeddin Ögel de «İslamiyet'ten önce Türk kültür tarihi» eserinde Pazırık kurganlarının Büyük Hun İmparatorluğu'na ait olduğunu yazmışlardır. Buna ek olarak yine batılı ekin ve sanat tarihçileri arasında: René Huyghe, Vadime Elisséeff, Mario Bussagli gibi ilim adamları da aynı görüşü savunmuş; yani Pazırık kurganlarında bulunan yapıtların sahiplerinin Hunlar olduğunu söylemişlerdir.

Tarih ve kültür yönünden bu kurganların Büyük Hun İmparatorluğu devrine ait olduğu konusu ve memleketimizde ve batıdaki birçok ilim adamları[kim?] tarafından: açık bir gerçek olarak kabul edilmişken biz bu makalede sadece V. Pazırık Kurganından çıkartılan ve "ithal malı" olduğu iddia edilen ünlü halı'nın Türkler tarafından dokunduğunu ve Ahamenidler ülkesinden yani İran'dan Altaylar'a ihraç edilmiş bir hanı olamayacağını izah etmek olacaktır.

Kurt Erdman'ın bir "eğer örtüsü" olarak, tarif ettiği ve Karl Jettmar'ın "ithal malı oyun halısı" olarak tanıtmak istediği bu 4 m²'lik halının ikisi geniş, üçü dar olmak üzere beş bordürü vardır. Orta zemin tıpkı bir dama tahtası gibi eşit ölçülerde karelere taksim edilmiş olup, kenarları ince bir çerçeve ile çevrilmiştir. Karelerin içlerinde, yıldız, biçiminde dört yapraklı bir çiçek nakışı görülür. Dama tahtasını andıran zemini çevreleyen incecik suda üç renkli zincir nakışı yer almakta, hemen onun yanındaki geniş su üstünde de aynı yöne doğru sıralanmış âdeta otlayan bir sığın sürüsü görülmektedir. Orta zemini ve halının dış ucunu çevreleyen iki dar suda kareler içine tekrarlanan arslan-grifon 7 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. figürleri yerleştirilmiştir. Grifon'un başı, arkaya doğru çevrilmiş olup açık gagasından dili görülmektedir. Bu düşsel yaratığın kafası yukarı kalkık, kanat ve kuyruğu kareye tamamıyle sığdırılmıştır. Halının en geniş suyunda yayalar ve atlılar birbirlerini aynı yöne doğru takip ederler. Bunlar sığınların tam ters yönünde ilerlemektedirler. Burada bir iki kişinin atlarının yanında yürüdükleri görülürken, bazıları da atlara binmiş olarak sırayı takip ederler. Burada bir iki piyadenin atlarının kuyrukları, Pazırık kurganlarından çıkarılan cesetlerde görüldüğü üzere, düğümlüdür. Atların hepsi de gemlidir. Bazı gemlerde süs plakaları bile seçilmektedir. Atların sırtlarına keçeden yapılmış örtü konmuştur. Hayvanın terini almak üzere sırtına konan bu tarz nakışlı örtülere Orta Asya'da "çaprak" veya "şaprak", Anadolu'da ise terlik, ter keçesi denilir.

Pazırık halısında birbirlerini takip eden atlar üzerinde eğerler görülmemektedir. Esasen Pazırık'ta ahşap eğer bulunmamıştır. Bu devrede tokalı örtüler veya içi otla dolu, dış tarafları çifte deri kaplanmış at sırtına konan bir nevi yastık bulunmuştur. Halının bu durumu da bölge kültürünü aksettiren bir belge olması bakımından önemlidir. Pazırık halısının bulunduğu bölgenin, yani Altayların karakterini aksettirdiği açıktır.

Remove ads

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads