En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları
Teknoloji felsefesi
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Remove ads
Teknoloji felsefesi, teknolojinin doğasıyla ve insana etkileriyle ilgilenen bir felsefe dalıdır. İnsanın araç-gereç yapımını ve bunların sonuçlarını sorgular. Antik Yunan'da ortaya çıkan teknoloji felsefesi, en eski disiplinlerden biridir.[1]
Tarihi
Özetle
Bakış açısı
Antik Yunan'da teknoloji hakkındaki yaygın görüş, doğanın taklidi olduğuydu. Herakleitos ve Demokritos bu görüşü savunmuştur. Platon ise bu görüşü "tanrı sanatının takliti" olarak benimsemiştir.[2] Teknolojinin insana etkisini detaylıca irdeleyen ilk kişi olan Aristoteles bu görüşü kabul ederken ayrıca "Teknoloji (tekne, sanat) doğanın tamamlayamadığı işleri bitirebilir" demiştir.[3]
Aristoteles, Fizik adlı eserinde, techne’nin doğayı tamamlayabileceğini savunur: “Doğa tamamlayamadığını, techne tamamlar.”[4] O ayrıca doğa (physis) ile techne’yi ontolojik olarak ayırır; çünkü doğa, içkin bir ereksel neden taşırken, teknik nesneler dışsal amaçlarla var olur.[5]
Platon ise Timaeus’ta dünyayı bir tür tanrısal zanaatkâr (Demiurgos) tarafından yaratılmış olarak tasvir eder. Yasalar adlı eserinde de bir zanaatkârın işinin tanrıyı taklit etmek olduğunu belirtir.
Orta Çağ’dan 19. Yüzyıla
Roma ve Orta Çağ boyunca, Vitruvius’un De Architectura ve Agricola’nın De Re Metallica gibi eserleri, teknolojik bilgiyle ilgili pratik kaynaklardı. Francis Bacon, Rönesans döneminde teknolojinin toplum üzerindeki etkisini konu alan ilk modern yazarlardan biri olarak kabul edilir. Yeni Atlantis (1627) adlı eserinde, “Salomon’un Evi” adlı hayali kurum aracılığıyla bilim ve teknolojinin toplumsal refah için kullanılması gerektiğini savunur. Orta çağdan sonra Francis Bacon'ın çalışmaları, ardıllarına ışık tutar. John Dewey, Martin Heidegger,[6] Karl Marx modern teknoloji felsefesine yeni yorumlar getirmiştir. Heidegger teknolojiyi insan gelişiminin merkezi kabul ederken en büyük tehlikeyi de oluşturduğunu söyler. Teknolojiyi İçeren Soru (Die Frage nach der Technik) adlı çalışmasında “çerçeveleme” adını verdiği işlevden söz eder. Buna göre teknoloji hayatı sarar ve bağışık hale getirir.[7] Varlığı ve yokluğu hayati önemde tehlikeli ve kullanışlıdır.
19. Yüzyıl
Ernst Kapp, 1877 tarihli eseri Grundlinien einer Philosophie der Technik ile teknoloji felsefesinin kurucularından biri olarak kabul edilir.[8] Hegel’den etkilenmiş olan Kapp, teknolojiyi insan organlarının dışsal yansımaları olarak tanımlar.
20. Yüzyıl
20. yüzyılda John Dewey, Martin Heidegger, Herbert Marcuse, Günther Anders[9] ve Hannah Arendt[10] gibi düşünürler teknoloji felsefesine büyük katkılar yapmıştır. Heidegger, teknolojinin özünü Gestell (çerçeveleme) olarak tanımlar ve bunun insanlık için hem bir tehdit hem de bir imkân olduğunu savunur. Bu görüşlerini The Question Concerning Technology adlı eserinde detaylandırır.
Jacques Ellul, teknolojik determinizm yaklaşımıyla, teknolojinin kendi iç dinamikleriyle geliştiğini ve toplumsal faktörlerden bağımsız bir güç haline geldiğini savunur.[11]
Paul Durbin, 21. yüzyılın başında yayımlanan iki eserin —Technology and the Good Life (2000) ve American Philosophy of Technology (2001)— teknoloji felsefesini akademik bir disiplin haline getirdiğini öne sürer.[12]
21. Yüzyıl
Günümüzde Bernard Stiegler, Technics and Time adlı eserinde, teknolojinin felsefe tarihinde bastırılmış bir konu olduğunu iddia eder. Ona göre teknoloji, hakikate erişimin koşuludur ve bu durum Platon’un Meno eserinde bile gözlemlenebilir.
Alexander Galloway, Eugene Thacker ve McKenzie Wark, Excommunication adlı kitaplarında dijital teknolojilerin felsefenin ön koşulu haline geldiğini savunurlar. Galloway’e göre, iletişim süreci içinde bazı mesajlar “mesaj olmayacaklarını” bildirir — bu nedenle her iletişim bir “dışlama” potansiyeli taşır.[13]
Mühendislik felsefesi de bu alanın bir alt disiplini olarak gelişmiştir. Ibo van de Poel ve David E. Goldberg, tasarım, epistemoloji, ontoloji ve etik üzerine çalışmalar içeren Philosophy and Engineering: An Emerging Agenda (2010) başlıklı derlemeyi yayımlamışlardır.
Neo-Ludizm ve anarko ilkelcilik gibi akımlar teknolojiyi kınar. Teknolojinin insanı çevreden ayırdığını ve doğayı yok ettiğini ifade eder. Bu akımlar basit yaşamı tavsiye ederken doğayı yok eden teknolojiyi de kullanmamaya çağırır. Transhümanizm ve Tekno-gelişimcilik ise teknolojinin topluma faydalı olduğunu savunur.
Remove ads
Teknoloji ve Tarafsızlık
Teknolojik determinizm, teknolojinin kendine özgü içkin özelliklerinin onun toplumsal etkilerini belirlediğini savunur.[14] Alternatif görüş olan toplumsal determinizm, teknolojilerin nasıl geliştirildiği ve nasıl dağıtıldığına toplumsal yapının karar verdiğini savunur.[15] Batya Friedman’ın “etkileşimsel teknoloji” yaklaşımı, bu iki görüş arasında bir sentez kurar. Friedman’a göre toplum ve teknoloji karşılıklı olarak birbirini biçimlendirir.
Remove ads
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Wikiwand - on
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Remove ads