En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları
Toni Morrison
Amerikalı romancı (1931 – 2019) Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Remove ads
Toni Morrison (doğum adı: Chloe Ardelia Wofford; 18 Şubat 1931 – 5 Ağustos 2019), Amerikalı romancı ve editördür. İlk romanı The Bluest Eye (En Mavi Göz) 1970 yılında yayımlandı. Eleştirmenlerce beğenilen Song of Solomon (Süleyman’ın Şarkısı, 1977) eseri ulusal çapta dikkat çekti ve Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü'nü kazandı. 1988 yılında, 1987'de yayımlanan Beloved (Sevgili) adlı romanıyla Pulitzer Ödülü'nü kazandı; 1993 yılında ise Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.[1]
Ohio eyaletinin Lorain kentinde doğup büyüyen Morrison, 1953 yılında Howard Üniversitesi'nden İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında lisans derecesiyle mezun oldu. 1955'te Cornell Üniversitesi'nde Amerikan Edebiyatı alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 1957 yılında Howard Üniversitesi'ne geri döndü, evlendi ve iki çocuk sahibi oldu; 1964'te boşandı. 1960'ların sonlarında New York'ta Random House yayınevinde kurgu bölümünde çalışmaya başlayan Morrison, bu alanda görev yapan ilk Siyah kadın editör oldu. 1970'ler ve 1980'ler boyunca kendi yazarlık kariyerini de geliştirdi. Beloved adlı romanı 1998 yılında sinemaya uyarlandı. Morrison'ın eserleri, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ırkçılığın sert sonuçlarını ve Siyah Amerikalıların deneyimlerini ele almasıyla övgü toplamıştır.
Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmetinin beşerî bilimler alanındaki en yüksek onuru olan Jefferson Konferansı için 1996 yılında Ulusal Beşerî Bilimler Vakfı tarafından seçildi. Aynı yıl, Amerikan Edebiyatına Üstün Katkı Madalyası ile onurlandırıldı. 29 Mayıs 2012'de Başkan Barack Obama tarafından Başkanlık Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi. 2016 yılında PEN/Saul Bellow Amerikan Kurgu Eserleri Başarı Ödülü'nü aldı. 2020 yılında Ulusal Kadınlar Onur Listesi'ne dahil edildi.[1]
Remove ads
Yaşamı
Özetle
Bakış açısı
Toni Morrison Afro-Amerikalı işçi sınıfı bir ailenin dört çocuğundan ikincisi olarak Ohio eyaletine bağlı Lorain'de dünyaya geldi.[2] Babası George Wofford on beş yaşındayken iki siyah iş adamının beyazlar tarafından linç edildiğine tanıklık etmiştir ve Morrison'a göre bu durum babasında travma yaratmıştır.[3] Linç olayından sonra George Wofford, gerek ırkçılıktan kaçmak gerek de ekonomik sebeplerden ötürü ırksal olarak iç içe geçmiş ve endüstrisi gelişmekte olan Ohio'nun Lorain bölgesine göç etmiştir. Morrison'ın annesi Ramah Wofford ise dindar bir ev hanımıdır.[4]
Morrison yaklaşık olarak iki yaşındayken, ailesi ev kirasını ödeyemediği için oturdukları ev, aile içerideyken ev sahibi tarafından ateşe verilmiştir. Morrison, ailesinin bu durum karşısında çaresiz hissetmek ya da ümitsizliğe düşmek yerine, ev sahibine gülerek tepki gösterdiklerini belirtmiştir.[5]
Morrison'ın ailesi Afro-Amerikan halk hikâyeleri, hayalet öyküleri ve Afro-Amerikan ezgileri vasıtasıyla onun Afro-Amerikan kimlik bilinci geliştirmesini sağlamıştır.[4][6] Çocukken sık sık kitap okuyan Morrison'ın en sevdiği yazarlar Jane Austen ve Leo Tolstoy'dur.[7] On iki yaşında Katolik olarak Anthony adını alan Morrison, daha sonra mahlaz olarak Toni'yi kullanmaya başlamıştır.[8]
Remove ads
Kariyeri
Özetle
Bakış açısı
Yetişkinlik, Howard ve Cornell Yılları ile Editörlük Kariyeri: 1949–1975
1949 yılında, Washington, D.C.'deki Howard Üniversitesi'ne kaydoldu ve burada diğer Siyah entelektüellerle bir arada olmayı amaçladı.[9] Ailesinde üniversiteye giden ilk kişi olması nedeniyle birinci nesil üniversite öğrencisi idi.[10] Başlangıçta Howard Üniversitesi'nin tiyatro programında eğitim gören Morrison, ünlü tiyatro eğitmenleri Anne Cooke Reid ve Owen Dodson ile birlikte tiyatro üzerine çalıştı.[11] Howard'da bulunduğu yıllarda ilk kez ırksal olarak ayrılmış restoranlar ve otobüslerle karşılaştı.[12] 1953 yılında İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında lisans derecesi ve Klasikler alanında yan dal diploması alarak mezun oldu. Ayrıca Harlem Rönesansı döneminin önemli isimlerinden Alain Locke ve Sterling Brown gibi figürlerle çalışma fırsatı yakaladı. Üniversitenin tiyatro grubu Howard Players ile sahne alan Morrison, bu sayede ABD'nin güneyine seyahat etme fırsatı buldu; bu deneyim hayatında belirleyici bir rol oynadı.[13]
1955 yılında New York eyaletinin Ithaca kentinde bulunan Cornell Üniversitesi'nden yüksek lisans derecesi aldı.[14] İngilizce öğretmenliği kariyerine 1955–1957 yılları arasında Houston'daki Texas Southern Üniversitesi'nde başladı ve ardından yedi yıl boyunca Howard Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Howard'da öğretim görevlisi olduğu dönemde Jamaikalı mimar Harold Morrison ile tanıştı ve 1958'de evlendi. İlk oğulları 1961 yılında doğdu; ikinci oğullarına hamileyken çift 1964 yılında boşandı.[15][16]
Boşanmasının ardından, 1965 yılında ikinci oğlu Slade'in doğumuyla birlikte Random House yayınevinin ders kitapları bölümü olan L. W. Singer için editör olarak çalışmaya başladı.[17] İki yıl sonra New York City'de bulunan Random House'a transfer oldu ve yayınevinin kurgu bölümünde kıdemli editör olarak görev yapan ilk Siyah kadın oldu.[18][19]
Bu görevi sırasında Morrison, Siyah edebiyatının ana akıma taşınmasında önemli bir rol oynadı. Çalıştığı ilk eserlerden biri, Nijeryalı yazarlar Wole Soyinka, Chinua Achebe ve Güney Afrikalı oyun yazarı Athol Fugard gibi isimlerin eserlerinin bulunduğu çığır açıcı Contemporary African Literature (Çağdaş Afrika Edebiyatı, 1972) adlı derlemeydi.[17] Ayrıca yeni bir Afro-Amerikan yazar neslinin yetişmesine katkıda bulundu; bu yazarlar arasında şair ve romancı Toni Cade Bambara, radikal aktivist Angela Davis, Black Panther hareketi liderlerinden Huey Newton ve yazarlığını keşfettiği romancı Gayl Jones vardı. Bunun yanı sıra, 1975 yılında yayımlanan ünlü boks şampiyonu Muhammad Ali’nin otobiyografisi The Greatest: My Own Story (En Büyük: Kendi Hikâyem) adlı eserin yayımlanmasını sağladı. Ayrıca, 1968 yılında New York metrosunda bir ulaşım görevlisi tarafından vurularak öldürülen ve çok az tanınan romancı ve şair Henry Dumas’ın eserlerinin yayımlanmasını da destekledi.[12][20]
Morrison’ın geliştirdiği ve yayıma hazırladığı diğer eserlerden biri ise The Black Book (1974) adlı kitaptır. Bu antoloji, kölelik döneminden 1920’lere kadar olan süreçte Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Siyah yaşamına dair fotoğraflar, çizimler, denemeler ve belgeler içermektedir.[12] Random House başlangıçta projeden emin olmasa da, kitabın yayımlanması büyük beğeni topladı. Cleveland Plain Dealer yazarı Alvin Beam antoloji hakkında şunları yazdı:
"Editörler de romancılar gibi beyin çocuklarına sahiptirler – kendi isimleri başlık sayfasında yer almasa bile hayata geçirilmesine öncülük ettikleri kitaplar vardır. Bayan Morrison’ın böyle bir eseri şu anda raflarda ve yayımlama sektöründeki dergiler ile bültenler bu kitabın kapış kapış gideceğini söylüyor."[17]
İlk Yazarlık Denemeleri ve Öğretmenlik: 1970–1986
Morrison, yazarlığa ilk olarak Howard Üniversitesi’nde şiir ve yazılarını tartışmak üzere bir araya gelen gayriresmî bir şair ve yazar grubunun parçası olarak başladı. Bu toplantılardan birine, mavi gözlere sahip olmayı arzulayan Siyah bir kız çocuğu hakkında yazdığı kısa bir hikâyeyle katıldı. Morrison daha sonra bu hikâyeyi geliştirerek ilk romanı olan The Bluest Eye’a (En Mavi Göz) dönüştürdü; iki çocuğunu tek başına büyütürken, her sabah saat 4’te kalkarak bu romanı yazdı.[15]
The Bluest Eye, 1970 yılında Holt, Rinehart and Winston yayınevi tarafından yayımlandığında Morrison 39 yaşındaydı.[19] Roman, The New York Times eleştirmeni John Leonard tarafından olumlu biçimde değerlendirildi; Leonard, Morrison’ın üslubunu “öyle kesin, öyle konuşmaya sadık ve öyle acı ve hayretle yüklü bir düzyazı ki, roman adeta şiire dönüşüyor… Ama The Bluest Eye aynı zamanda tarih, sosyoloji, halkbilimi, kâbus ve müziktir.” sözleriyle övdü.[21] Roman ilk başta çok satmadı; ancak New York Kent Üniversitesi, yeni kurduğu Siyah Çalışmaları bölümü için bu kitabı okuma listesine aldı. Bunu diğer üniversiteler de takip edince satışlar arttı.[22] Kitap ayrıca Morrison'ı, Random House'un bir yan kuruluşu olan Knopf yayınevinden ünlü editör Robert Gottlieb'in dikkatine sundu. Gottlieb, Morrison'ın yalnızca bir romanı hariç tüm eserlerinin editörlüğünü üstlendi.[22]
Morrison'ın ikinci romanı Sula (1973), iki Siyah kadının dostluğunu konu alır ve 1975 yılında Ulusal Kitap Ödülü'ne aday gösterildi. Üçüncü romanı Song of Solomon (1977), doğumundan yetişkinliğe kadar Macon "Milkman" Dead III adlı karakterin köklerini keşfetme sürecini anlatır.[23] Song of Solomon aynı zamanda Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü'nü kazandı.[24]
1979 yılında düzenlenen mezuniyet töreninde Barnard College, Morrison'a en yüksek onuru olan Barnard Seçkinlik Madalyası'nı verdi.[25]
1981 yılında yayımlanan bir sonraki romanı Tar Baby, çağdaş bir ortamda geçer. Romanda, dış görünüşüne takıntılı bir moda modeli olan Jadine, Siyah kimliğiyle barışık bir serseri olan Son'a âşık olur.[15]
Morrison, 1983 yılında Random House'dan istifa ederek yayınevi dünyasından ayrıldı; böylece yazmaya daha fazla zaman ayırabildi.[26] Hudson Nehri kıyısındaki Nyack, New York'ta, dönüştürülmüş bir tekne evde yaşamaya başladı.[27][28] New York Eyalet Üniversitesi (SUNY)’nin iki farklı kampüsünde ve Rutgers Üniversitesi’nin New Brunswick kampüsünde İngilizce dersleri verdi.[29] 1984 yılında, SUNY Albany kampüsünde Albert Schweitzer Kürsüsü’ne atandı.[30]
Morrison’ın ilk tiyatro oyunu Dreaming Emmett, 1955 yılında Beyaz erkekler tarafından öldürülen Siyah genç Emmett Till’in cinayetini konu alır. Bu oyun, Morrison’ın ders verdiği SUNY Albany’deki New York Eyalet Yazarlar Enstitüsü tarafından sipariş edildi. Oyun, 1986 yılında Capital Repertory Theatre tarafından sahnelendi ve Gilbert Moses tarafından yönetildi.[31] Morrison ayrıca, 1986’dan 1988’e kadar Bard College’da misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı.[32]
Sevgili (Beloved) Üçlemesi ve Nobel Edebiyat Ödülü: 1987-1998
Morrison, en çok övgü alan romanı Sevgili (Beloved)’ı 1987 yılında yayımladı. Roman, Morrison’ın The Black Book adlı çalışmasını derlerken keşfettiği, köleleştirilmiş Afrikalı-Amerikalı bir kadın olan Margaret Garner’ın gerçek hikâyesinden ilham aldı.[32] Garner, kölelikten kaçmış ancak köle avcıları tarafından yakalanmıştı. Yeniden köleleştirilmekle karşı karşıya kalan Garner, iki yaşındaki kızını öldürmüş ve kendini öldürmeye çalışmadan önce yakalanmıştı.[33] Morrison’ın romanı, öldürülen bebeğin “Beloved” (Sevgili) adlı bir hayalet olarak geri dönüp annesini ve ailesini rahatsız etmesini konu alır.[34]
Sevgili(Beloved), eleştirmenlerden büyük övgü aldı ve 25 hafta boyunca çok satanlar listesinde kaldı. The New York Times kitap eleştirmeni Michiko Kakutani, annesinin bebeğini öldürdüğü sahnenin “öylesine vahşi ve sarsıcı” olduğunu, zaman kavramını bile “tek bir sarsılmaz kader çizgisine dönüştürdüğünü” yazdı.[35] Kanadalı yazar Margaret Atwood ise, The New York Times’ta kaleme aldığı eleştiride “Morrison’ın anlatım ve duygusal çeşitliliği sınır tanımıyor gibi görünüyor. Eğer onun kendi kuşağının ya da başka herhangi bir kuşağın önde gelen Amerikalı romancısı olduğuna dair şüphe varsa, Sevgili(Beloved) bu şüpheleri ortadan kaldıracaktır” ifadelerini kullandı.[36]
Bazı eleştirmenler ise Sevgili(Beloved)’ı beğenmedi. Örneğin, Afrikalı-Amerikalı muhafazakâr sosyal eleştirmen Stanley Crouch, The New Republic’te yayımlanan incelemesinde romanın “mini dizi tarzında yapay bir yapıya sahip bir melodram gibi” olduğunu ve Morrison'ın anlatısını “duygusal ve ideolojik reklamlarla sürekli olarak kesintiye uğrattığını” öne sürdü.[37][38]
Sevgili(Beloved), genel anlamda büyük övgü almasına rağmen prestijli Ulusal Kitap Ödülü ya da Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü'nü kazanamadı. Bu durum üzerine aralarında Maya Angelou'nun da bulunduğu 48 Siyah yazar ve eleştirmen, The New York Times’ta 24 Ocak 1988 tarihinde yayımlanan bir açıklamayla bu durumu protesto etti.[19][39][40][41][42] Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Toni Morrison’ın uluslararası itibarı olmasına rağmen, beş büyük kurmaca eseri henüz hak ettiği ulusal takdiri görmemiştir."[12] Bu olaydan iki ay sonra Sevgili(Beloved), Pulitzer Kurgu Ödülü'nü kazandı.[35] Ayrıca Anisfield-Wolf Kitap Ödülü'ne de layık görüldü.[43]
Sevgili8Beloved), bazen “Sevgili(Beloved) Üçlemesi” olarak adlandırılan, aşkı ve Afrikalı-Amerikalı tarihi konu alan üç romanlık dizinin ilk kitabıdır.[50] Morrison, bu kitapların birlikte okunmasını amaçladığını belirterek şöyle demiştir: “Bu kitapların kavramsal bağı, ‘sevgili’yi aramaktır — senin bir parçan olan, seni seven ve her zaman senin için orada olan yanını.”[44] Üçlemenin ikinci kitabı Jazz, 1992 yılında yayımlandı. Harlem Rönesansı döneminde geçen bir aşk üçgenini konu alan roman, caz müziğinin ritmini taklit eden bir anlatım tarzına sahiptir. Lyn Innes'a göre, “Morrison yalnızca kurmaca eserlerinin içeriğini ve hedef kitlesini değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda bu hikâyelerin ‘hızla tüketilen fast food’ gibi değil, sindirilerek ve hazmedilerek okunmasını, karakterlerin ise sağlam bir tarihî ve kültürel temele dayanmasını istemiştir.”[45]
Morrison, aynı yıl Playing in the Dark: Whiteness and the Literary Imagination (Karanlıkla Oynamak: Beyazlık ve Edebi Hayal Gücü) adlı ilk edebî eleştiri kitabını da yayımladı. Bu çalışma, Beyaz Amerikalı edebiyatta Afrikalı-Amerikalı varlığının incelenmesidir.[43] (Time dergisi, 2016 yılında bu eserin, Morrison’ın bazı romanları ve 1993 Nobel Konuşması’yla birlikte Amerikan üniversitelerinde en çok okutulan metinlerden biri olduğunu belirtti.)[46] Lyn Innes, The Guardian’da yayımlanan Morrison’ın ölüm ilanında şunları yazdı: “Morrison’ın 1990 yılında Harvard Üniversitesi’nde verdiği Massey dersleri Playing in the Dark adıyla yayımlandı ve Poe, Hawthorne, Melville, Cather ve Hemingway gibi yazarların eserlerinde ‘beyaz olmayan Afrikancı varlıkların ve kişiliklerin’ nasıl inşa edildiğini inceledi. Morrison, ‘eleştiri karanlığı fark edecek kadar cesur olmadığında hepimiz yoksun kalırız’ diye savundu.”[45]
Sevgili(Beloved) üçlemesinin üçüncü kitabı yayımlanmadan önce, Morrison 1993 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Ödül gerekçesinde, onun “vizyoner güç ve şiirsel değer taşıyan romanlarıyla Amerikan gerçekliğinin özsel bir yönünü yaşama geçirdiği” ifade edildi.[47] Morrison, bu ödülü kazanan ilk Siyah kadın yazar oldu.[48] Kabul konuşmasında şu sözleri sarf etti: “Ölüyoruz. Belki de hayatın anlamı budur. Ama dili kullanıyoruz. Belki de hayatlarımızın ölçüsü budur.”[49]
Nobel dersinde Morrison, anlatı sanatının gücüne değindi. Anlatmak istediği noktayı vurgulamak için bir hikâye anlattı. Kör, yaşlı, Siyah bir kadına genç bir grup tarafından sorulan şu sözleri aktardı: “Hayatlarımızın bir bağlamı yok mu? Ne bir şarkı, ne bir edebiyat eseri, ne de vitaminlerle dolu bir şiir… Bize güçlü başlamamıza yardım edecek bir deneyim aktarımı sunacak bir tarih yok mu? … Hayatlarımızı düşün ve bize senin kişisel dünyanı anlat. Bir hikâye uydur.”[50]
1996 yılında Ulusal Beşeri Bilimler Vakfı (NEH), Morrison'ı ABD federal hükûmetinin beşerî bilimlerdeki en yüksek onuru olan Jefferson Konferansı'na seçti. Morrison'ın “Zamanın Geleceği: Edebiyat ve Azalan Beklentiler” başlıklı konuşması, şu özdeyişle başladı: “Zamanın, görünüşe göre, bir geleceği yok.” Morrison, tarihin yanlış biçimde kullanılmasının geleceğe dair beklentileri azaltabileceği konusunda uyardı.[51] Aynı yıl, Ulusal Kitap Vakfı, Morrison'a Amerikan edebiyatına seçkin katkılarından ötürü yaşam boyu başarı madalyası verdi.[52]
Sevgili(Beloved) üçlemesinin üçüncü romanı Paradise (Cennet), yalnızca Siyah vatandaşların yaşadığı bir kasabayı konu alır ve 1997 yılında yayımlandı. Bir yıl sonra, Morrison Time dergisine kapak oldu. Bu sayede, o dönemde ABD'nin en etkili dergisinde kapak olan ikinci Siyah kurmaca yazar ve ikinci kadın yazar unvanını elde etti.[53]
Remove ads
Kaynakça
Wikiwand - on
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Remove ads

