En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

Zilan Katliamı

Zilan harekatı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Zilan Katliamı
Remove ads

Zilan Katliamı,[1][2][3] Zilan Deresi Katliamı[4][5], Zilan Deresi Kırımı[6] veya Zilan Olayları,[7] Ağrı-Zilan Olayları,[8] (Kürtçe: "Komkujiya Zîlan"[9] veya "Komkujiya Geliyê Zîlan"[10][11][12]), 1930 yılının Temmuz ayında[not 1][not 2] Ağrı Dağı İsyanları sırasında "Ferîk" Salih Omurtak komutasındaki 9. Kolordu tarafından Üçüncü Ağrı Harekâtı başlatılmadan önce, Van ilinin Erciş ilçesinde yer alan ve günümüzde "Hatun Çukurovası" olarak da bilinen Zilan Deresi'ne sığınan kimi kaynaklara göre Kürt sivillere, kimi kaynaklara göre de isyancı gruplara yönelik düzenlenen katliamdır.[13][14]

Pratik Bilgiler Zilan KatliamıZilan OlaylarıAğrı-Zilan OlaylarıZilan Deresi Katliamı, Bölge ...
Remove ads

Arka plan

1926–1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dâhil olduğu coğrafyada Ağrı ayaklanmaları meydana geldi. "Ağrı İsyanı" veya "Ararat İsyanı" diye bilinen bu isyanlar sırasında, Hoybun Merkez Komitesi tarafından İhsan Nuri Paşa'nın önderliğinde 1927 yılında "Ağrı Cumhuriyeti" ilan edildi.[15]

Harekât hazırlığı

Özetle
Bakış açısı
Thumb
Ağrı Dağı İsyanları sırasında 9. Kolordu Komutanı olan Salih Omurtak, katliamda aktif rol oynayan askeri figürlerden biriydi.

9 Mayıs 1928 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti, direnişçileri vazgeçirmek için af çıkardı.[16] Daha önce Türk şair ve bürokrat Süleyman Nazif, "Vaaz ve nasihat veya re'fet ve şefkat zamanı çoktan geçti. Eline silah almış olan her asinin eli, başıyla birlikte kesilmelidir." demişti.[17]

Türkiye müzakerede inisiyatif elde edemeyince İhsan Nuri Paşa ile doğrudan müzakere etmeye karar verdi, fakat bu da sonuç vermedi.[18] Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Birinci Umumî Müfettişi İbrahim Talî Öngören'in de hazır bulunduğu Bakanlar Kurulu toplantısında 29 Aralık 1929 tarihli ve 8692 sayılı kanun hükmünde bir kararname çıkarıldı. Burada Haziran ayında Ağrı'ya yönelik harekât öngörüldü.[19]

Bakanlar Kurulu, çıkarılan kararname doğrultusunda 7 Ocak 1930'da Genelkurmay Başkanlığı 9. Kolordu komutanlığına; Bulakbaşı ile Şıhlı köyü arasında asilerle meskûn olan köyler ile sığınılan yerler ele geçirilerek asilerin geçim üssünden yoksun bırakacağına, bölge eşkıyadan temizlendikten sonra Ağrı tepeleri hattına doğru takip edileceğine ve bölgede jandarma alayları için lazım olan yerlerden başka meskûn yer bırakılmayacağına dair emir verdi.[19][20]

18 Mart 1930 tarihinde Salih Omurtak 9. Kolordu Komutanlığına atandı (8 Mayıs 1934'e kadar).[21] 11 Haziran 1930 tarihinde Türk tarafının Ağrı direnişçilerine karşı silahlı muhalefeti başladı. Hoybun bütün Kürdistan'a yönelik yardım çağrısında bulundu. Bundan dolayı geniş cephede direnişçilerin cevap alma endişesine kapılan Türkiye 800-1500 silahlı olduğu tahmin edilen[22] Ağrı Dağı'ndaki direnişi kırmak için hazırlanan saldırıdan geçici olarak vazgeçti.[16]

Remove ads

Harekât

Özetle
Bakış açısı
Thumb
13 Temmuz 1930'da Milliyet gazetesinde Zilan Deresi ve Süphan Dağı önünde bir isyancının başını ezen askerin resmedildiği karikatür.
Thumb
17 Temmuz 1930'da Akşam gazetesinde isyancıların hem karadan hem havadan kuşatıldığını resmeden karikatür.

Türk Ordusu Zilan Deresi'ne sığınanlara karşı iki kolordu (7. Kolordu ve 9. Kolordu) ve 80 uçaktan oluşan hava gücü kullandı.[23] Cumhuriyet gazetesi özel muhabiri Yusuf Mazhar'ın aktardığına göre, isyana katılan bütün köyler yakılırken 15.000'den fazla[24][25] isyancı Zilan Deresi'nde etkisiz hale getirildi.[5][17][26] Sağ kalanların bir kısmı ise İran'a kaçıp kurtulmayı başardılar.[27]

Cumhuriyet gazetesi 13 Temmuz 1930 tarihinde "Asiler 5 Günde İmha Edildi" başlığı altında bu olayı "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur." şeklinde duyurmuştur.[28] Aynı gün çıkan Akşam gazetesinde ise ölü isyancı sayısı 3000 olarak verilmektedir.[29]

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığına ait rapor; Erciş ve Zilan yakınlarındaki Türk Ordusu'nun elde ettiği başarıyı, birkaç silâhlı adama ve büyük çoğunluğu savaşçı olmayanlara karşı kazanıldığı şeklinde yazmıştır.[30]

Akşam gazetesi 16 Temmuz 1930 tarihinde köylerin de yakılıp imha edildiğini bildirdi.[31]

Ölü sayısı

16 Temmuz 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesine göre 15.000'den fazla isyancı öldürülmüştür.[28][32][33] Bizzat Ağrı isyancıları arasında yer alan Kürt yazar Hesen Hîşyar Serdî'ye göre Ademan, Sipkan, Zilan ve Hesenan aşiretlerden oluşan 18 köyden 47.000 köylü,[34] Ermeni araştırmacı Garo Sasuni'e göre ise 5.000 kadın, çocuk ve yaşlı öldürülmüştür.[35] Almanya merkezli Berliner Tageblatt gazetesi, 3 Ekim 1930 tarihli sayısında olayları "Türkler, Zilan bölgesinde 220 köyü imha etti ve 4.500 kadın ve yaşlıyı katletti." şeklinde aktarmıştır.[36] Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi ise "Zilan Bölgesi vadilerinden birinde 1.550 kişi kesildi, Erciş bölgesinde 200 köy yakıldı, Patnos sahasında yakılıp yıkılmayan tek köy kalmadı. Türk askerleri, Kürtlerin hayvanlarını da alıp aşırdılar." şeklinde iddialarda bulunmuştur.[37]

Remove ads

Kültürel etkiler

Yaşar Kemal 1950'li yıllardaki röportajlarında "Zilan Deresi Katliamı"nı öğrenip çok etkilendiğini belirtmiştir.[4] Daha sonra Deniz Küstü adlı romanında katliamdan söz etti.[38] Romanın başkahramanlarından biri Selim Balıkçı, Ağrı harekâtlarına katılmış ve yüzünden yaralanarak Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırılmıştır.[39]

Davalar

Evrensel Gazetesi yazarı İdris Yılmaz'ın iddialarına göre olayın ardından bölge halkının tüm mallarına el konuldu, 1950 yılında Erciş Asliye Ceza Mahkemesi'ne mallarını geri almak için başvuran köylüler, herhangi bir sonuç alamadı ve 2012 yılında konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşındı. Söz konusu dava kabul edilmiştir, davacılardan Mehmet Gürbüz, dedesinden kalma altı bin dönüm arazisine el konulduğunu ve o dönemden kalma tapu kayıtlarının kabul edilmediğini belirtti.[5]

2007 yılında Dicle Haber Ajansı Van muhabirleri Oktay Candemir ve Ercan Öksüz, Zilan deresi katliamı tanıklarından 94 yaşındaki Kakil Erdem'in tanık olduğu olayları konu alan "Zilan Katliamı'nın Tanığı Konuştu" başlıklı bir röportaj yayınladılar. Röportajın ardından iki muhabir hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" iddiasıyla dava açıldı.[40] 9 Eylül 2008'de Van 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan dava neticesinde iki muhabir birer buçuk yıl hapse mahkûm oldu.[41]

Remove ads

Gazete manşetleri

Remove ads

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dipnotlar

Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads