En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

ışık

Vikisözlük'ten, özgür sözlükten

Remove ads
Ayrıca bakınız: Işık, isik

Türkçe

Köken

Osmanlı Türkçesi ايشيق.

Söyleniş

ışık (belirtme hâli ışığı, çoğulu ışıklar)

  1. aydınlanma için kullanılan elektrik
    • Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı. A. Ümit
  2. (aletler) yeri aydınlatmaya yarayan araç
    • Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı. Y. Atılgan
  3. (enerji) cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji
  4. (mecaz) sevinç, mutluluk veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı
    • Bütün gözlerden mânâlı ışıklar sıçrıyordu. P. Safa
  5. (mecaz) yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser v.s.
    • Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. N. Cumalı
  6. (optik) sıcak bir kaynaktan çıkan, dalga boyu 400-750 nm olmak|olup gözle görülebilen elektromanyetik dalga; erke, nur, şavk, şua, ziya
    • Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. H. E. Adıvar

Çekimleme

Deyimler

ışık alma, ışık çevresi, ışık değneği, ışık düzeneği, ışık düzengeci, ışık göstermek, ışık hızı, ışık hüzmesi, ışık kaynağı, ışık şiddeti, ışık tutmak, ışık yılı, yeşil ışık yakmak

Atasözleri

Türetilmiş kavramlar

ışıkçı, ışıklı, ışıksız

Çeviriler

Kaynakça

Remove ads

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads