giymek

Ayrıca bakınız: giydirmek

Türkçe

Eylem

giymek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi giyer)

1. örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek

   Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti. - O. V. Kanık

2. (mecaz) ağır söz veya hakareti, küçültücü davranışı ses çıkarmadan dinlemek

   Biri ağzına geleni söyledi, öbürü de güzelce giydi.

Deyimler

ayağının pabucunu başına giymek, pabucunu ters giymek, taç giymek

Çeviriler

çeviriler

Almanca: kleiden (de), überziehen (de) Azerice: geymək (az) Eski Türkçe: kedmek‎ (otk) (kedmek) Fince: pukea (fi), kuunnella vaieten (fi) Fransızca: mettre (fr) İngilizce: wear (en), listen silently (en) Karaçay Balkarca: kiy (krc) Kırım Tatarca: kiymek (crh) Kürtçe: wergirtin (ku) Özbekçe: kiymoq (uz) Rusça: надевать (ru) (nadevatʹ) Türkmence: geýmek (tk)

Kaynakça

• Türk Dil Kurumuna göre "giymek" maddesi