En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

kaynamak

Vikisözlük'ten, özgür sözlükten

Remove ads

Türkçe

Eylem

kaynamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kaynar)

  1. (fizik) Bir sıvının, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdaması
    • Su, 100 °C'de kaynar.
  2. Yiyeceğin ve içeceğin fokurdayacak derecedeki suda pişmesi, haşlanmak
    • Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu. - Tarık Buğra
  3. Yerden çıkmak
  4. (tıp) Kırık, çatlak kemik veya metal parçalarının eski durumunu alması, birbirine yapışması.
    • Mehmet EROĞLU, 2020 Yarım Kalan Yürüyüş, sayfa 117 , İletişim Yayınları
      "Ve kemikleri, muhtemelen bakımsızlıktan, çok düzensiz kaynamış."
  5. yaranın kapanması, iyileşmesi
  6. Mayalı bir şeyin kabarıp köpürmesi
    • Şıra kaynamış.
  7. Midenin ekşimesi
  8. Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
    • Deniz kaynıyor.
  9. Çok miktarda bulunmak
    • Burası karınca kaynıyor.
  10. Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
    • Burada bir iş kaynıyor.
  11. Gerektiği gibi yapılamamak
    • Lafa daldık, ders kaynadı.
  12. Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
    • Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu. - Halit Ziya Uşaklıgil
  13. Coşmak, heyecanlanmak
  14. Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olması.
  15. Arada kaybolmak
    • Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana. - Selim İleri
  16. kızmak, sinirlenmek
    • Ahmet BÜKE, 2004 İzmir Postası'nın Adamları, sayfa 102 , Kanat Yayınları
      "Eyvah. Kadın kaynamaya başlıyor. Farkına varmadan büzülüyorum koltukta."

Deyimler

arada kaynamak, bir kazanda kaynamak, için için kaynamak, suyu kaynamak


Çeviriler

Kaynakça

Remove ads

Eski Türkçe

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

  1. kaynamak
  2. karşı gelmek
  3. kabulden çekinmek
  4. sözünü reddetmek
Remove ads

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads