En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

tutuk

Vikisözlük'ten, özgür sözlükten

Remove ads

Türkçe

Ön ad

tutuk (karşılaştırma daha tutuk, üstünlük en tutuk)

  1. akıcı, rahat konuşamayan
Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız bir sesle yakında yeniden evleneceğini söyledi. - E. Şafak
  1. eski işlevini göremez duruma gelmiş
Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde. - E. Şafak
  1. olması gereken gibi olmayan
Millî takım bugünlerde tutuk.
  1. bir organ hareket edemez olmuş
Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk. - A. İlhan
  1. kısılmış, kesik
Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu. - P. Safa
  1. (hukuk) tutuklu
  2. kapalı, tıkalı
  3. sıkıntılı
Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı. - R. E. Ünaydın
  1. durgun, çekingen, sıkılgan
Bu babadan geçme derviş huyum, hoşgörüm yüzünden tutuk oluşumu anlamıyorlar. - N. Meriç

Kaynakça

Türk Dil Kurumuna göre "tutuk" maddesi

Çeviriler

Remove ads

Türkmence

tutuk

  1. Üzgün, gamlı, kederli

Kaynakça

  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads