İsa'nın dirilişi

İsa'nın dirilişi, Hristiyanlıkta var olan, İsa'nın çarmıha gerildiği cuma gününü izleyen pazar gününde mucizevi bir şekilde hayata dönmesi inancıdır. Hristiyan inancının ve teolojisinin merkezî doktrini olarak kabul edilir. İznik Konsili'nin kararlarında o "Kutsal Kitap'ta belirtilene uygun şekilde üçüncü gün yeniden dirildi" denmektedir.^[1][2] Paskalya Bayramı, İsa'nın dirildiğine inanılan pazar günü kutlanır.

İsa'nın dirilişine ait yapılan çok sayıda sanatsal çalışma vardır. Yukarıda Rafael'in bir çalışması görülüyor.

İncil akademisyeni Prof. Dr. Bart D. Ehrman'a göre İsa'nın dirilişi hikayesinin Hristiyanlar arasında kabul görmeye başlaması Kristoloji tarihinde, hatta bütün Hristiyanlık tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. İsa'nın takipçileri onun dirilişi hikayesine inanmaya başlamadan önce İsa'yı büyük bir öğretmen ve kıyamet hakkında vaaz eden bir vaiz olarak, yani insan olarak görmekteydi. Hristiyanların İsa'nın dirilişi hikayesine inanmaya başlamasından sonra bu düşünce değişmiş ve İsa, Hristiyanlar tarafından bir tanrı olarak görülmeye başlanmıştır.^[3]

İsa'nın dirilişi hikayesi, 381 yılında gerçekleştirilen Birinci Konstantinopolis Konsili'nde kanonize edilen dört incilde bahsedilse de en eski İncillerin birçoğunda bu hikayeden bahsedilmez. Örneğin M.S. 2. yüzyıla tarihlenen Tomas İncili İsa'nın dirilişinden bahsetmez. Tomas İncili'ne göre kurtuluş için gerekli olan şey İsa'nın ölümü ya da dirilişi değil, İsa'nın gizli sözlerini anlayıp özümsemektir.^[4]