Fars edebiyatı
İran'ın sözlü ve yazılı edebî birikimi / From Wikipedia, the free encyclopedia
Fars edebiyatı, Farsça sözlü kompozisyonlardan ve yazılı metinlerden oluşan dünyanın en eski edebiyatlarından biridir.[1][2][3][4] 2500 yıldan uzun bir dönemi kapsayan Fars edebiyatına ait kaynaklar bugünkü İran sınırlarının ötelerine, Orta Asya, Batı Asya, Anadolu, Hint alt kıtası, Mısır[5] ve Balkanlar'a yayılmıştır. Gaznelilerin Orta ve Güney Asya'yı fethinden sonra Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya'ya yayılmıştır. Yalnız İranlılar değil, Türk, Kafkas, Hint, Pakistanlı ve Slav şair ve yazarların Fars dilinde oluşturdukları eserler de Fars edebiyatı içinde sayılmaktadır.
Fars edebiyatının kökleri, Antik Çağ'da Birinci Pers İmparatorluğu döneminde konuşulan Eski Farsça ve daha sonra Sasaniler Orta Farsçası döneminden kalıp günümüze kadar ulaşmış eserlere dayanmaktadır. Ancak, İskender'in fethi sonrası Pers İmparatorluğu başkenti Persepolis'teki kütüphanelerin yakılıp yıkılması nedeniyle Antik Çağ'a ait Fars edebiyatı eserlerinin çoğu yok olmuştur.[6][7][8] Bu dönemden korunmuş olarak günümüze ulaşan Behistun Yazıtı'nın tarihi MÖ 6. yüzyıla uzanmaktadır. Yazıt üzerindeki çivi yazısı yazmalar Eski Farsçanın yanı sıra diğer Antik Çağ uygarlık dilleri olan Elamca, Babilce ve Akadca metinler de içermektedir.[9][10] Bunlara bağlı olarak Fars edebiyatının günümüze ulaşan ürünlerinin büyük bir kısmı, Müslümanların İran'ı ele geçirmesini takip eden dönemlerde oluşturulmuştur. Abbâsîler'in iktidarı ile birlikte (MS 750), İranlılar İslam Halifeliğinin katipleri ve bürokratları ve giderek artan bir şekilde yazarları ve şairleri haline gelip Farsça ve Arapça yazmaya başlamıştır.
Firdevsî, Sadî, Hafız, Attar, Nizamî,[11] Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî[12] ve Hayyam[13][14] gibi şair ve yazarlar Fars edebiyatının önde gelen şair ve yazarlarıdır ve birçok farklı ülke edebiyatı ve yazarlarını etkilemiştir.
Gazâlî, Fârâbî,[15][15][16][17], İbn Sina,Tûsî[18], Taberî, Buhârî, Zemahşerî, Tirmizî, Müslim, Hallâc-ı Mansûr, Bâyezid-i Bistâmî, Abdülkâdir Geylânî, Molla Câmî, Nesâî, Konevî, İbn Mâce tasavvuf, felsefe, tıp, matematik, geometri gibi farklı alanlarda Farsça eserler vermiş diğer İranlı yazarlardır.
Sohrab Sepehri, Füruğ Ferruhzad ve Sâdık Hidâyet'in eserleri de Türkçeye kazandırılmıştır.
İslamiyeti kabul ettikten sonra yüzyıllar boyunca edebiyatımıza büyük etkileri olmuş olan ve Divan edebiyatımızın başlıca kaynağını meydana getirmiş olan İran edebiyatı, İslamiyetin kabul edilmesinden önce ve İslam medeniyetinin etkisi altında olmak üzere başlıca iki bölüme ayrılır.
İran'da İslamiyetin kabul edilmesinden önceki devirlere ait dil ve edebiyat hakkında kesin bilgi, hemen yok gibidir, İslamiyetin kabul edilmesine kadar geçen devrede yazılan eserler, bir takım faraziyelerden ibarettir.[kaynak belirtilmeli] İslamiyetin kabulünden önce Farsça şiir söyleyen ilk ve tek kişi Behram-ı Gur'dur.[kaynak belirtilmeli]
İslamiyetin kabul edilmesi ile başlayan İran edebiyatı, başlıca şu bölümlere ayrılabilir: