erimek

erimek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi erir)

katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek
Şeker suda erir.
katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek
Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. - S. F. Abasıyanık
dokumalar aşınıp incelerek dağılmak
çok zayıflamak
Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum. - A. Gündüz
utancından çok sıkılmak
yok olmak, bitmek, tükenmek
Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. - R. H. Karay

çeviriler

Almanca: auflösen (de)
Azerice: ərimək (az)
Eski Türkçe: aruşmak‎ (otk) (aruşmak), erimek‎ (otk) (erimek), erümek‎ (otk) (erümek), erüşmek‎ (otk) (erüşmek)
Fince: liueta (fi), sulaa (fi)
Fransızca: dissoudre (fr)
İbranice: להיגמר‎ (he) (lehigamer), לנמוס‎ (he) (linmos)
İngilizce: dissolve (en)
Rusça: растворяться (ru) (rastvoryatʹsya)
Tatarca: erü (tt)
Türkmence: eremek (tk)

Türkçe