İslam'ın Altın Çağı
8. ilâ 15. yüzyıllar arasında İslam dünyasının bilimsel, teknolojik ve kültürel olarak zirvede olduğu dönem / From Wikipedia, the free encyclopedia
İslam'ın Altın Çağı veya İslam Rönesansı,[1] tarihsel olarak Orta Çağ'da, Abbâsî Hâlifeliği döneminde 8. yüzyılın ortalarında başlayan ve 15. yüzyılın sonlarına kadar devam eden, İslam dünyasının çoğunun bilimsel, ekonomik, kültürel, sanatsal, siyasi ve dinî yönlerden zirvede olduğu dönemi ifade eder. Abbâsîler devrinde, Hârûn Reşîd tarafından Bağdat'ta Beytü'l–Hikme (Bilgelik Evi) adında büyük bir bilim merkezinin kurulması ile başlayan bu dönemin, Moğolların 1258'de Bağdat'ı kuşatıp yağmalaması ve böylelikle Abbâsî Hâlifeliği'nin yıkılması ile son bulduğu şeklinde genel bir kabul vardır. Ancak bazı kaynaklarda bu dönemin 14. yüzyıla kadar,[2][3][4] bazı kaynaklarda da 15. yüzyıla, hatta 16. yüzyıla kadar sürdüğü ifade edilir.[5][6]
İsim | İslam'ın Altın Çağı İslam Rönesansı |
---|---|
Tarih | 8. yüzyıl – 15. yüzyıl |
Dönem | Orta Çağ |
Başlangıç | Abbâsî İhtilâli (750) / Beytü'l–Hikme'nin açılması (y. 830) |
Bitiş | Moğolların Bağdat'ı yağmalaması (1258) / Granada'nın Düşüşü (1492) |
Öncesinde | Râşidîn Hâlifeliği (632–661) Emevî Hanedanlığı (661–750) |
Sonrasında | Timurlu Rönesansı |
Devletler | Emevîler Abbâsîler Endülüs Emevî Devleti Fâtımîler Kâkûyîler Hamdânîler Büyük Selçuklu Devleti Eyyûbîler Devleti Memlûk Devleti Mali İmparatorluğu Merînî Sultanlığı |
Liderler | Mansûr Harun Reşid Memûn I. Abdurrahman İsmail Samanî El-Hâkim Bi-Emrillah I. Melikşah Selahaddin Eyyubi I. Baybars Mansa Musa I. Abdülhak |
Bilim insanları | Bakınız |
Bu dönemde, Hindistan'dan Endülüs'e kadar geniş coğrafyada bilimsel çalışmalar yapılmakla birlikte, tıp, felsefe, teoloji, sanat, matematik, astronomi, İslam hukuku gibi geniş yelpazede çalışmalar da yapılıyordu. Bu çağda, başta Antik Yunan olmak üzere geçmiş uygarlıkların ve ünlü filozofların ürettiği bilgi ve düşünceler, tercümelerle İslam dünyasına ve Endülüs kanalıyla Avrupa'ya aktarıldı. Çinlilerle yaptığı savaşlar ve diğer ilişkiler sırasında Müslüman Araplar, kâğıt üretim tekniklerini öğrendiler ve parşömen yerine kâğıt kullanımı sayesinde yazılı eserler de daha kolay yayılır oldu. Matematik alanında ise Hintlerden alınan sıfır ve onlu sayı sisteminin keşfi sayesinde matematiğe olan ilgi arttı ve aritmetik, sıradan insanların dahi anlayabileceği ve günlük yaşamda kullanabileceği bir duruma geldi. Matematik ve aritmetiğin yanı sıra trigonometri de gelişti. Gözlemevleri inşa edildi; optik bilimi ve kimya gelişti. Kindî, Fârâbî, Hârizmî, Battânî, İbn-i Sina, İbn-i Heysem, Birûni, İbn Rüşd, Cezerî, Gazzâlî, Nasîrüddin Tûsî, İbn Battuta, İbn Haldun, Uluğ Bey ve bunların yanı sıra daha birçok ünlü İslam bilgini bu döneme damgalarını vurdu.