Helenistik Dönem

Büyük İskender'in istilalarıyla başlayan, Antik Dünya'da Grek etkisinin doruğa ulaştığı dönem / From Wikipedia, the free encyclopedia

Helenistik Dönem, Büyük İskender'in istilalarıyla başlayan, Antik Dünya'da Grek etkisinin doruğa ulaştığı dönemdir. Dönem, Klasik Grek Dönemini izlemiştir ve Helenistik Dönem'in ardından, Klasik Grek egemenliğindeki bölge Roma Cumhuriyeti hakimiyetine geçmiştir.[not 1] Bu dönemde dahi Klasik Grek kültürü (din, sanat ve yazın olarak) hâlen Roma hakimiyetine sızmıştır. Öyle ki Latincenin yanı sıra Grekçe konuşulmaya ve yazılmaya devam edildi. Helenistik Dönem bazen, Klasik Grek Uygarlığı'nın gerileme ve çöküş dönemi olarak görülmektedir.[1] Bir başka açıdan da Klasik Grek Uygarlığı ile Roma Uygarlığı arasında bir geçiş dönemi olarak görülür. Dönemin başlangıcı çoğu kez Büyük İskender'in ölüm tarihi olan MÖ 323 olarak alınır. Dönemin sonu ise Yunanistan Yarımadası'nın Roma Cumhuriyeti tarafından işgal edildiği MÖ 146 olarak kabul edilir. Bazı tarihçiler ise Büyük İskender'in imparatorluğu'ndan kalan son devlet olan Ptolemaios Hanedanlığı'nın Aktium Savaşı'nda yenilgiye uğrayıp yıkıldığı tarih olan MÖ 31-30 tarihini Dönem'in sonu olarak kabul ederler.[2]

Büyük İskender'in Pers İmparatorluğu'nu yenilgiye uğratmasından sonra Güneybatı Asya'da Makedonya Krallığı'na bağlı yeni krallıklar kurulmaya başlanmıştır. Bu yeni krallıklar, Klasik Grek kültürünü ve dilini söz konusu topraklara taşımıştır. Aynı şekilde bu krallıklar da yerel kültürlerden etkilenmiş, yerel uygulamaları ve kurumları benimsemiştir.

Bu anlamda Helenistik Dönem, Antik Grek uygarlığı ile Yakın Doğu'nun, Orta Doğu'nun, Güneybatı Asya'nın bir kaynaşmasını ve bu toplumları "barbar" olarak gören eski Grek tutumundan bir uzaklaşmayı, bir kopmayı temsil etmektedir. Bununla birlikte gerçek anlamda karma bir Grek-Asya kültürünün yaygın olduğunu ileri sürmek güçtür. Varlıklı sınıflar ve siyasi erki elinde bulunduran zümreler yeni karşılaştıkları kültürel öğeleri ya da tutumları, kendileri açısından yararlı ya da ilginç buldukları ölçüde benimseme eğilimindeydiler, fakat nüfusun büyük çoğunluğu eskiden olduğu gibi yaşamaya devam etmiştir.[3]